Kainat henüz yaratılmamıştır.Gökyüzü ekranında Güneş ,ay ve parlayan yıldızlar da henüz tezahür etmemişlerdir...
Yüce Allah ,ervahın içinde seçip,kutsadığı bir ruhunu belirleyerek;
herşeyi onun hatırına yaratır...
Yaratılan her varlık, belirlenen süreç içinde yavaş yavaş şekillenip,yine belirlenen zaman içinde, ayrı ayrı vasıflandırılıp, verilen isimlerle müsemma olurlar...
İlk insan ve ilk peygamber olan Hz Adem;başını kaldırıp, gökyüzüne bakınca "Kelime'i Tevhid "içinde 'Muhamed' ismini görür;Rabb'inden kim olduğunu sorar...Allah,"O senin zürriyetinden şerefli bir kulumdur"diye cevap verdikten sonra; dünyadan;ahirete kadar dilden dile dökülecek şu meşhur kudsi hadis olan" “Levlâke levlâk lemâ halaktü'l-eflâk” (sen olmasaydın, felekleri yaratmazdım) sözü tezahür eder...
Dünya; tüm yaratılan için artık bir sınav yeri olacak,herkesin bu sınavda başarıya ulaşabilmesı için bir eğitim sürecinden geçmesi gerekecektir...
İnsanların nefisleriyle ,sınanıp ,beli bir tekamüle erişebilmelerine mütakiben , çetin bir sürecin de startı verilmiş oldu...
Yüce Allah kıyamadığı kullarını ,gaflete düşmemesi; Şeytani Nefsani ve Dünyevi tüm aldatmacaların tuzaklarından kurtulması için ,Ademden sonra doğru yolu gösterecek nice enbiya evliya ve esfiya ile; beraberinde kitaplar göndererek kendilerine tahsis edilen ahiret yurduna, asli mekanları olan cennete vasıl olmaları için üzerlerinde rahmetini eksiltmeyecektır.
İşte bu zorlu süreçte insan oğlu çetin sınavlar vererek, beli bir olgunluğa doğru kanat çırparken; kimi tökezleyecek, kimi başarılı olamayıp küfrün karanlığında zayi olmak üzereyken; hatırına gökler ve yerlerin yaratıldığı son peygamber Hz Muhamed(SAV) kendisine Rabbi tarafından verilen İ'lay-ı Kelametullah yetisi ile güneş misali doğarak;tüm karanlıkları nurlarıyla bertaraf edip,asr-ı saadettin yegane mimarı olacaktır...
İ'lây-ı Kelimetullah, Kelime-i Tevhid nurunu bütün gönüllere ve kafalara nakşetmek demektir. mukaddes hükümlerini ve ölçülerini insanların yaşadığı yeryüzünün her noktasına ulaştırma gayreti içinde olup, insanları Allah yolunda iyiliğe,güzelliğe ve doğruluğa sevk etmek içindir.
Burada ,Hz Muhammed _SAV) daha yeryüzünü şereflendirmeden önce; insanlar onun vereceği eğitime hazır duruma getirildi...Bu tıpkı ilkokul,Orta,Lise ve sonuncusu Üniversite gibi bir eğitim sürecinin tamamlanmasıydı. Ancak bu tekamül sonucu,onun hikmetli sözlerini idrak edebilmeleri için zemin hazırlanmış, öğretmenlik için hazır duruma getitilecektı.
Ümmeti ,onun Kur'an'dan aldığı öğretileri anlayıp, öğrenmekle; önündeki engelleri bir bir aşıp asli mekanlarına bu şekilde sorunsuz ulaşacaklardı.Kısaca önce okul hazırlanıp gerekli araç gereçler temin edildikten sonra derslere nihai olarak müderris olan peygamber girecek,İlahi öğretilerini hem öğretecek,hem tatbik edilebilmesi için yine İlahi uyarılarla ümetini yönlendirecektı.
Bir örnek daha verilecek olursa:Ameliyat olacak bir hasta;ameliyata girecek uzman bir ekip tarafından hazırlanıp;asıl ameliyatı yapacak olan en bilgin en eğitimli en maharetli en yetenekli bir hekimin eline teslim edilir. Bu yüzdendir Peygamber Efendimize ,
ŞEFİ'-ÜL MÜZNİBÎN:Yani Günahkârların şefaatçısı denmiştir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
NURLARIN ELÇİSİ Hz Muhamed(SAV)
Kainat henüz yaratılmamıştır.Gökyüzü ekranında Güneş ,ay ve parlayan yıldızlar da henüz tezahür etmemişlerdir...
Yüce Allah ,ervahın içinde seçip,kutsadığı bir ruhunu belirleyerek;
herşeyi onun hatırına yaratır...
Yaratılan her varlık, belirlenen süreç içinde yavaş yavaş şekillenip,yine belirlenen zaman içinde, ayrı ayrı vasıflandırılıp, verilen isimlerle müsemma olurlar...
İlk insan ve ilk peygamber olan Hz Adem;başını kaldırıp, gökyüzüne bakınca "Kelime'i Tevhid "içinde 'Muhamed' ismini görür;Rabb'inden kim olduğunu sorar...Allah,"O senin zürriyetinden şerefli bir kulumdur"diye cevap verdikten sonra; dünyadan;ahirete kadar dilden dile dökülecek şu meşhur kudsi hadis olan" “Levlâke levlâk lemâ halaktü'l-eflâk” (sen olmasaydın, felekleri yaratmazdım) sözü tezahür eder...
Dünya; tüm yaratılan için artık bir sınav yeri olacak,herkesin bu sınavda başarıya ulaşabilmesı için bir eğitim sürecinden geçmesi gerekecektir...
İnsanların nefisleriyle ,sınanıp ,beli bir tekamüle erişebilmelerine mütakiben , çetin bir sürecin de startı verilmiş oldu...
Yüce Allah kıyamadığı kullarını ,gaflete düşmemesi; Şeytani Nefsani ve Dünyevi tüm aldatmacaların tuzaklarından kurtulması için ,Ademden sonra doğru yolu gösterecek nice enbiya evliya ve esfiya ile; beraberinde kitaplar göndererek kendilerine tahsis edilen ahiret yurduna, asli mekanları olan cennete vasıl olmaları için üzerlerinde rahmetini eksiltmeyecektır.
İşte bu zorlu süreçte insan oğlu çetin sınavlar vererek, beli bir olgunluğa doğru kanat çırparken; kimi tökezleyecek, kimi başarılı olamayıp küfrün karanlığında zayi olmak üzereyken; hatırına gökler ve yerlerin yaratıldığı son peygamber Hz Muhamed(SAV) kendisine Rabbi tarafından verilen İ'lay-ı Kelametullah yetisi ile güneş misali doğarak;tüm karanlıkları nurlarıyla bertaraf edip,asr-ı saadettin yegane mimarı olacaktır...
İ'lây-ı Kelimetullah, Kelime-i Tevhid nurunu bütün gönüllere ve kafalara nakşetmek demektir. mukaddes hükümlerini ve ölçülerini insanların yaşadığı yeryüzünün her noktasına ulaştırma gayreti içinde olup, insanları Allah yolunda iyiliğe,güzelliğe ve doğruluğa sevk etmek içindir.
Burada ,Hz Muhammed _SAV) daha yeryüzünü şereflendirmeden önce; insanlar onun vereceği eğitime hazır duruma getirildi...Bu tıpkı ilkokul,Orta,Lise ve sonuncusu Üniversite gibi bir eğitim sürecinin tamamlanmasıydı. Ancak bu tekamül sonucu,onun hikmetli sözlerini idrak edebilmeleri için zemin hazırlanmış, öğretmenlik için hazır duruma getitilecektı.
Ümmeti ,onun Kur'an'dan aldığı öğretileri anlayıp, öğrenmekle; önündeki engelleri bir bir aşıp asli mekanlarına bu şekilde sorunsuz ulaşacaklardı.Kısaca önce okul hazırlanıp gerekli araç gereçler temin edildikten sonra derslere nihai olarak müderris olan peygamber girecek,İlahi öğretilerini hem öğretecek,hem tatbik edilebilmesi için yine İlahi uyarılarla ümetini yönlendirecektı.
Bir örnek daha verilecek olursa:Ameliyat olacak bir hasta;ameliyata girecek uzman bir ekip tarafından hazırlanıp;asıl ameliyatı yapacak olan en bilgin en eğitimli en maharetli en yetenekli bir hekimin eline teslim edilir. Bu yüzdendir Peygamber Efendimize ,
ŞEFİ'-ÜL MÜZNİBÎN:Yani Günahkârların şefaatçısı denmiştir.