Resmi araştırma kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 'Yaşam Memnuniyeti Araştırması' 2016 yılı verilerini açıkladı. Bu arada son yıllarda tüm devlet kurumlarına olduğu gibi TÜİK’e olan güvenin de son derece azaldığını hatırlatmakta yarar var.
TÜİK’in verilerine göre, ilk önce mutluluk düzeyin en yüksek olduğu iller sıralamasına şöyle bir göz atalım. En mutlu iller sıralamasının zirvesinde yüzde 77.66 ile Sinop yer alıyor. Karadeniz’in bu güzel şehrine 2019 yılında Nükleer Santral yapılması öngörülüyor. Dolayısıyla bu mutluluğun pek fazla süreceğini sanmıyorum.
Sinop'un ardından ikinci sırayı yüzde 76,43 ile Afyonkarahisar, üçüncü sırayı yüzde 75,91'le Bayburt alıyor. İstanbul yüzde 58,4 mutluluk düzeyi ile listede kendisine 50’nci sırada yer bulurken, İzmir 51'inci sırada, Ankara ise yüzde 56,23 ile 64'üncü sırada yer aldı.
Verilerine göre, yüzde 41,98 mutluluk düzeyi ile Tunceli son sırada yer alırken, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Muş Ağrı, Ardahan, Kars gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iller son sıralarda yar buldu.
Aslında bu istatistiklere baktığımızda en mutlu il olarak görünen Sinop’ta bile yüzde 22’nin üzerinde mutsuz bir kesim var. Bu resmin ortaya koyduğu gerçek ise, ülke olarak mutlu olduğumuz söylenemez. Elbette ki, mutluluk ve mutsuzluk genel etkilerinin yanı sıra yerel etkiler ve uygulanan yanlış veya bilinçli politikaların sonucudur.
-Memur-Sen’in düzenli olarak gerçekleştirdiği ‘açlık ve yoksulluk’ araştırmasına göre, Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 709 TL, yoksulluk sınırı ise 4 bin 815 TL olarak belirlendi. Ülkemizde bu rakamların altında geliri olan yüzbinlerce aile var.
-Son işsizlik rakamları yüzde 10,2’yi gösteriyor. Yani 3 milyon 251 bin kişi işsiz ve bu rakamın çok daha yukarılarda olduğu da bir gerçek. Ayrıca işsizlerin büyük bir bölümünü de gençler oluşturuyor.
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 35 yıldan bu yana devam eden çatışmalı ortam ve bu ortamın yatırım, istihdam ve ekonomik gelişmişliği engellemesi…
-Tarımdan, su kaynaklarına, yer altı zenginliklerden, yer üstü zenginliklere kadar birçok kaynağı bulunan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bu kaynaklardan yeterince pay alamaması.
-Bazı iktidarların Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yatırım yapmama veya yatırımları engellemelerinin zaman zaman bir devlet politikası haline dönüşmesi.
-Tarımdan eğitime, ithalattan ihracata, iç politikadan dış politikaya kadar her şeyin yazboz tahtasına dönüştürülerek, istikrarın önünün tıkanması.
-Neredeyse tüm ürünlere uygulanan yüksek orandaki Özel Tüketim Vergisinden Katma Değer Vergisine kadar birçok kalem sıralayabiliriz.
Bu listeyi de herkes kendine göre uzatabilir. Ve bu liste uzadıkça neden mutsuz olduğumuz daha net anlaşılabilinir.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Neden mi mutsuzuz?
Resmi araştırma kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 'Yaşam Memnuniyeti Araştırması' 2016 yılı verilerini açıkladı. Bu arada son yıllarda tüm devlet kurumlarına olduğu gibi TÜİK’e olan güvenin de son derece azaldığını hatırlatmakta yarar var.
TÜİK’in verilerine göre, ilk önce mutluluk düzeyin en yüksek olduğu iller sıralamasına şöyle bir göz atalım. En mutlu iller sıralamasının zirvesinde yüzde 77.66 ile Sinop yer alıyor. Karadeniz’in bu güzel şehrine 2019 yılında Nükleer Santral yapılması öngörülüyor. Dolayısıyla bu mutluluğun pek fazla süreceğini sanmıyorum.
Sinop'un ardından ikinci sırayı yüzde 76,43 ile Afyonkarahisar, üçüncü sırayı yüzde 75,91'le Bayburt alıyor. İstanbul yüzde 58,4 mutluluk düzeyi ile listede kendisine 50’nci sırada yer bulurken, İzmir 51'inci sırada, Ankara ise yüzde 56,23 ile 64'üncü sırada yer aldı.
Verilerine göre, yüzde 41,98 mutluluk düzeyi ile Tunceli son sırada yer alırken, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Muş Ağrı, Ardahan, Kars gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki iller son sıralarda yar buldu.
Aslında bu istatistiklere baktığımızda en mutlu il olarak görünen Sinop’ta bile yüzde 22’nin üzerinde mutsuz bir kesim var. Bu resmin ortaya koyduğu gerçek ise, ülke olarak mutlu olduğumuz söylenemez. Elbette ki, mutluluk ve mutsuzluk genel etkilerinin yanı sıra yerel etkiler ve uygulanan yanlış veya bilinçli politikaların sonucudur.
-Memur-Sen’in düzenli olarak gerçekleştirdiği ‘açlık ve yoksulluk’ araştırmasına göre, Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 709 TL, yoksulluk sınırı ise 4 bin 815 TL olarak belirlendi. Ülkemizde bu rakamların altında geliri olan yüzbinlerce aile var.
-Son işsizlik rakamları yüzde 10,2’yi gösteriyor. Yani 3 milyon 251 bin kişi işsiz ve bu rakamın çok daha yukarılarda olduğu da bir gerçek. Ayrıca işsizlerin büyük bir bölümünü de gençler oluşturuyor.
-Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 35 yıldan bu yana devam eden çatışmalı ortam ve bu ortamın yatırım, istihdam ve ekonomik gelişmişliği engellemesi…
-Tarımdan, su kaynaklarına, yer altı zenginliklerden, yer üstü zenginliklere kadar birçok kaynağı bulunan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bu kaynaklardan yeterince pay alamaması.
-Bazı iktidarların Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yatırım yapmama veya yatırımları engellemelerinin zaman zaman bir devlet politikası haline dönüşmesi.
-Tarımdan eğitime, ithalattan ihracata, iç politikadan dış politikaya kadar her şeyin yazboz tahtasına dönüştürülerek, istikrarın önünün tıkanması.
-Neredeyse tüm ürünlere uygulanan yüksek orandaki Özel Tüketim Vergisinden Katma Değer Vergisine kadar birçok kalem sıralayabiliriz.
Bu listeyi de herkes kendine göre uzatabilir. Ve bu liste uzadıkça neden mutsuz olduğumuz daha net anlaşılabilinir.
Sevgiyle kalın.