Mürşid-i Kâmil Yok mu?
22 Kasım 2021, Pazartesi 10:04“Bugün Evliya, Mürşid, Dergâh, Tarikat yoktur. Bunun için dînî anlamda Emîr yoktur” demek doğru olmaz. “Evliya, Mürşid-i Kâmil yok” demek, hattâ Mürşid olarak bilinen zatlara, Mürşid değil demek çok yanlıştır. Dünya Evliya zatlardan boş değildir. Belki azdır, ama mutlaka vardır. Yok demek, akıldan veya ilimden noksanlık alametidir. Din kitaplarında birler, üçler, yediler, kırklar, beş yüzler gibi adlandırılan Evliya zatlardan bahsedilir.
Efendim;
Ebdal denilen Evliya her zaman bulunur.
İki Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“40 kişi olan ebdallerin bereketiyle düşmana galip gelir, beladan kurtulursunuz.” [İ. Asakir]
“Yeryüzünde her zaman [ebdallerden] kırk kişi bulunur. Her biri İbrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunların bereketiyle yağmur yağar.” [Taberani]
Peygamber Efendimiz böyle buyururken hâşâ o nasıl yalanlanabilir?
Evliya zatları herkesin tanıması elbette zordur. Âlimlerimiz, “Allahü Teâlâ, rızasını taatte, gazabını günahlarda, orta namazı beş vakit namazda, evliyasını halk arasında, Kadir gecesini Ramazan ayı içinde gizlemiştir” buyuruyor. Zaten ben Evliyayım diyen, veli değildir. Evliya zatlar, kendilerini gizler. Bunun için Evliyayı tanımak zordur. Piyasada, “Ben Evliyayım, ben Mürşidim” diyen çok olsa da, bunlara itibar etmemeli.
Üçler, yediler, kırklar gibi adlandırılan Evliya zatlar nasıl inkâr edilir?
Bir Hadis-i Şerif:
“Her asırda salih zatlar vardır. Bunlar 500 kişi olup kırkı Ebdaldir.” [Ebu Nuaym]
Ayrıca her asırda gelen, Müceddid olan büyük Âlim ve Evliya zatlar da vardır.
Bir Hadis-i Şerif:
“Allahü Teâlâ, her asırda dinini yenileyecek bir Müceddid gönderir.” [Ebu Davud]
Dini bid’atlerden temizleyen Müceddid zatları inkâr etmek daha kötüdür. Müceddidlerin çoğu Mürşid-i Kâmildir. Her zaman Ehl-i Sünnet olan, doğru bir taife de [bir grup] bulunur. Bunların başında bir Emîr, bir Mürşid-i Kâmil vardır. Bu taife Kıyamete kadar devam eder.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Ümmetimden bir taife [grup], Allah’ın emriyle hak üzere hareket etmekte devam eder.” [Buhari]
Hak üzere olup da Mürşidsiz bir taife, bir gurup düşünülemez.
Mişkat’taki, “Ümmetim arasında, doğru yolda olanlar, her zaman bulunur. Onlara karşı çıkanlar, doğru yolda olan bu kimselere zarar veremez.” Hadis-i Şerifi de gösteriyor ki, “Evliya yok, Mürşid-i Kâmil yok, Emîr yok” diyenler, Kıyamete kadar devam edecek olan doğru guruba asla zarar veremez.
Dinimizin yayılması, eskiden Tekkeyle, Dergâhla olurdu. Tekke, Dergâh yok diye, Mürşid yok demek ahmaklıktır. Mürşid, bir Tekkede, Dergâhta oturan zat değildir.
Mürşid-i Kâmil, bütün sözleri, bütün işleri, İslamiyet’e uygun olan, İslâmiyet'i iyi bilen Ehl-i Sünnet âlimidir. İnsanların Allahü Teâlânın rızasını kazanmalarına vasıta olan zattır. (İ. Ahlakı)
Mürşid-i Kâmile kavuşmak, en büyük saadettir. Onu aramak birinci vazifedir. Hakiki Mürşid, kıyamete kadar mevcuddur. Halis olan taliblere kendisini tanıtır. Düşmanlardan, ahmaklardan saklanır. (H.S.Vesikaları)
Eski Mürşidler
Eskiden Mürşid-i Kâmil olan zatlar, Müridlerinin hallerinden haberdar olurdu.
Bazıları, Hazreti Ömer’in gördüğü şekilde, televizyon ekranındaki gibi net görürlerdi, buna Tayy-i Mekân denir. Bazıları da, tevilli olarak, yani alametlerini görüp anlarlardı. Bazıları da, hiç görmeden kalblerine ilham olunurdu.
Bid'at Ehli Evliya Olamaz
Bid’at ehli, hakiki Müslüman değil ki, evliya olabilsin. Tasavvuf büyüklerinin hepsi, Ehl-i Sünnet idi. Bid’at sahiplerinden hiçbiri, Allahü Teâlâ’nın marifetine yaklaşamamıştır. Evliyalık nurları, bunların kalblerine girmemiştir. Amelde ve itikatta olan bid’atin zulmeti, Evliyalık nurunun kalbe girmesine mani olur. Kalb, bid’at pisliklerinden temizlenmedikçe ve Ehl-i Sünnet itikadıyla süslenmedikçe, hakikat güneşinin ışıkları oraya giremez. O kalb, yakîn nuruyla aydınlanamaz. (Merec-ül-bahreyn)
Allahü Teâlâ cümlemizi din büyüklerine inanan, saygı gösteren Salih kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum