Bu kış zor geçecek. Gerçekten de öyle, hem de çok zor geçecek. Tüm veriler, yapılan açıklamalar bunu gösteriyor. Ak Parti'den iki dönem Konya Milletvekilliği yapmış Dr. Hüsnüye Erdoğan’ın ‘zamlar mini mini geldi’ söylemi, yerini ‘zamlar koca koca geldi’ye bıraktı.
Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Dolar 10 liraya dayandı. Türk Lirası neredeyse tüm para birimleri karşısında sürekli olarak değer kaybediyor. Hani dolarla maaş alsaydık önemli değildi, ama iğneden ipliğe dışa bağımlı olduğumuz ve üretimden sürekli uzaklaştığımız bir dönemde gidişat toplumun büyük çoğunluğunun gelirinin erimesine, alım gücünün sürekli düşmesine, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma gelmesine neden oldu. Oysa ne güzel öngörüde bulunan ekonomik kurmaylarımız, köşe yazarlarımız vardı, değil mi? İşte onlardan iki örnek:
“Hepsi afalladı! Öyle ya, ezberlerinin dışında bir şey oluyor. "Bugün patlar", "yarın patlar", "şimdi patlayacak" dedikleri dolar bir türlü artmıyor. Yaptıkları tahminler çöp oldu. Bugüne kadar hep faiz indiğinde doların uçup, kaçacağına milleti inandırıyorlardı. Şimdi müthiş (!) ekonomik analizleri de çöktü. Faiz düşüyor, dolar da iniyor. Bunların kozmetikleri sapır sapır dökülüyor. Baktım, dün Merkez Bankası'nın faizleri 3.25 puan indirmesine rağmen dolar ve euro düşmeye başlayınca, kuyruğu dik tutma gayretine girmişler. 'Günü kurtarıyorlar', 'Bu son barutları', 'Kozmetik düşüş' diyerek yine vatandaşı gazlamaya çalışıyorlar. (Sabah Yazarı Dilek Güngör - 13 Eylül 2019)
“Öyle mi olacak, dolar 15 lira mı olacak, yokmu artıran? İki kesim söylüyor bunu. Bir, malum siyasi motivasyonla karalamaya, giderken manipüle etmeye çalışan bir kesim var, onu biliyoruz artık, ezberledik. İkincisi şu, Ağustos, Eylül, Ekim aylarında bol bol döviz alıp, ‘6 liradan, 7 liradan niye, dolar 10 lira, 15 lira olacak ya 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15’e satarız.’ Sonra ne oldu? Dolar düştü 5 liraya. Bunlar şimdi kara kara düşünüyor. Şöyle bir kriz çıksa da füzeyi atsa da şu olsa da bu olsa da dolar yükselse de bir satsak da bir kâr etsek. Çok beklersiniz. Hele hele seçimden sonra çok daha beklersiniz.” (Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak - 19 Mart 2019)
Keşke her şey onların öngördüğü gibi olsaydı.
Keşke ülkemiz bu illet darboğaza girmeseydi.
Keşke onca esnaf ve şirket kapısına kilit vurmasaydı.
Keşke iflaslar, icralar bu kadar artmasaydı.
Keşke işsizlik bu kadar artmasaydı.
Keşke enflasyon alıp başını gitmeseydi.
Keşke kimse çöpten yiyecek toplamak zorunda kalmasaydı, çocuklar yataklarına aç girmeseydi.
Keşke sebzeden meyveye, elektrikten doğalgaza, kömürden oduna, sudan ilaca, benzinden mazota, tarımdan hayvancılığa kadar hiçbir şeye zam gelmeseydi.
Keşke ülkenin gençleri yurtdışına kaçmaktansa kendi ülkelerinde işlerini yapabilseydi.
Keşke ülkenin toplam vergi gelirlerinin 4’te 3’ü maaşlı çalışan emekçiden alınmasaydı.
Keşke ülkenin emeklisi çalışmak zorunda kalmasaydı.
Ama öyle olmuyor. Amerikan John Hopkins Üniversitesi’nden Ekonomist Steve H. Hanke’nin hazırladığı Dünya Sefalet Endeksi de öyle olmadığını söylüyor. Dünya Sefalet Endeksi; bir ülkedeki işsizlik, enflasyon ve banka kredi faizi oranlarının toplamından, kişi başına düşen reel gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesi çıkarılarak hesaplanıyor.
Türkiye endekste 41,2 puan ile 156 ülke arasından 21’inci sırada yer alıyor. Buna göre, listede yer alan Avrupa ülkeleri içinde sefalet endeksinin en yüksek olduğu ülke Türkiye.
Görünen o ki, sayın eski vekilimizin dediği gibi mini mini zam dönemini kapattık. Artık koca koca zam dönemine geçtik. Bu da kışın çok zor geçeceğini gösteriyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
MİNİ MİNİ ZAM DÖNEMİNDEN, KOCA KOCA ZAM DÖNEMİNE…
Bu kış zor geçecek. Gerçekten de öyle, hem de çok zor geçecek. Tüm veriler, yapılan açıklamalar bunu gösteriyor. Ak Parti'den iki dönem Konya Milletvekilliği yapmış Dr. Hüsnüye Erdoğan’ın ‘zamlar mini mini geldi’ söylemi, yerini ‘zamlar koca koca geldi’ye bıraktı.
Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Dolar 10 liraya dayandı. Türk Lirası neredeyse tüm para birimleri karşısında sürekli olarak değer kaybediyor. Hani dolarla maaş alsaydık önemli değildi, ama iğneden ipliğe dışa bağımlı olduğumuz ve üretimden sürekli uzaklaştığımız bir dönemde gidişat toplumun büyük çoğunluğunun gelirinin erimesine, alım gücünün sürekli düşmesine, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak duruma gelmesine neden oldu. Oysa ne güzel öngörüde bulunan ekonomik kurmaylarımız, köşe yazarlarımız vardı, değil mi? İşte onlardan iki örnek:
“Hepsi afalladı! Öyle ya, ezberlerinin dışında bir şey oluyor. "Bugün patlar", "yarın patlar", "şimdi patlayacak" dedikleri dolar bir türlü artmıyor. Yaptıkları tahminler çöp oldu. Bugüne kadar hep faiz indiğinde doların uçup, kaçacağına milleti inandırıyorlardı. Şimdi müthiş (!) ekonomik analizleri de çöktü. Faiz düşüyor, dolar da iniyor. Bunların kozmetikleri sapır sapır dökülüyor. Baktım, dün Merkez Bankası'nın faizleri 3.25 puan indirmesine rağmen dolar ve euro düşmeye başlayınca, kuyruğu dik tutma gayretine girmişler. 'Günü kurtarıyorlar', 'Bu son barutları', 'Kozmetik düşüş' diyerek yine vatandaşı gazlamaya çalışıyorlar. (Sabah Yazarı Dilek Güngör - 13 Eylül 2019)
“Öyle mi olacak, dolar 15 lira mı olacak, yokmu artıran? İki kesim söylüyor bunu. Bir, malum siyasi motivasyonla karalamaya, giderken manipüle etmeye çalışan bir kesim var, onu biliyoruz artık, ezberledik. İkincisi şu, Ağustos, Eylül, Ekim aylarında bol bol döviz alıp, ‘6 liradan, 7 liradan niye, dolar 10 lira, 15 lira olacak ya 6-7 liradan toplayalım dolarları, 10-15’e satarız.’ Sonra ne oldu? Dolar düştü 5 liraya. Bunlar şimdi kara kara düşünüyor. Şöyle bir kriz çıksa da füzeyi atsa da şu olsa da bu olsa da dolar yükselse de bir satsak da bir kâr etsek. Çok beklersiniz. Hele hele seçimden sonra çok daha beklersiniz.” (Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak - 19 Mart 2019)
Keşke her şey onların öngördüğü gibi olsaydı.
Keşke ülkemiz bu illet darboğaza girmeseydi.
Keşke onca esnaf ve şirket kapısına kilit vurmasaydı.
Keşke iflaslar, icralar bu kadar artmasaydı.
Keşke işsizlik bu kadar artmasaydı.
Keşke enflasyon alıp başını gitmeseydi.
Keşke kimse çöpten yiyecek toplamak zorunda kalmasaydı, çocuklar yataklarına aç girmeseydi.
Keşke sebzeden meyveye, elektrikten doğalgaza, kömürden oduna, sudan ilaca, benzinden mazota, tarımdan hayvancılığa kadar hiçbir şeye zam gelmeseydi.
Keşke ülkenin gençleri yurtdışına kaçmaktansa kendi ülkelerinde işlerini yapabilseydi.
Keşke ülkenin toplam vergi gelirlerinin 4’te 3’ü maaşlı çalışan emekçiden alınmasaydı.
Keşke ülkenin emeklisi çalışmak zorunda kalmasaydı.
Ama öyle olmuyor. Amerikan John Hopkins Üniversitesi’nden Ekonomist Steve H. Hanke’nin hazırladığı Dünya Sefalet Endeksi de öyle olmadığını söylüyor. Dünya Sefalet Endeksi; bir ülkedeki işsizlik, enflasyon ve banka kredi faizi oranlarının toplamından, kişi başına düşen reel gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesi çıkarılarak hesaplanıyor.
Türkiye endekste 41,2 puan ile 156 ülke arasından 21’inci sırada yer alıyor. Buna göre, listede yer alan Avrupa ülkeleri içinde sefalet endeksinin en yüksek olduğu ülke Türkiye.
Görünen o ki, sayın eski vekilimizin dediği gibi mini mini zam dönemini kapattık. Artık koca koca zam dönemine geçtik. Bu da kışın çok zor geçeceğini gösteriyor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Sevgiyle kalın.