Lütfu ile daha fazla verir
12 Ekim 2023, Perşembe 12:20
Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Şuarâ suresinin 100. Âyetinde, Cehennemdekilerin, “Bizim için şefaat edici [şefaat etmesine izin verilen] kimse yoktur” dedikleri bildirilmektedir. Şurâ suresinin 26. Âyetinde ise, “İman edip salih amel işleyenlerin dualarına icabet eder. Lütfundan, fazlasını da verir” buyuruluyor. Fazlasını verir ifadesi, “Onlara şefaat edici arkadaşlar verir ve beraber Cennete girerler” diye tefsir edilmiştir. (İhya)
Hadis-i Şerifte de buyuruldu ki:
“Kıyamette Peygamberler, Âlimler ve Şehitler şefaat eder.” [İbni Mace]
Bütün Müfessirler, Muhaddisler ve Fakihler gibi, dört Mezhep İmamı da şefaatin hak olduğunu bildirmişlerdir. Bütün Âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı A’zam hazretleri, “Peygamberler, Âlimler ve Salihler, günahkârlara şefaat edecektir” buyurdu. (Fıkh-ı ekber)
Buraya kadar, şefaatin hak olduğunu bildiren Âyet-i Kerime ve Hadis-i Şerifler ile Ehl-i Sünnet Âlimlerinin yazılarından bazısını bildirdik. Kur’an-ı Kerimi açıklayan Peygamber efendimiz ve Eshabı ve Ehl-i Sünnet Âlimlerinin tamamı şefaatin hak olduğunu bildirmiştir. Bir Hadis-i Şerifin Kur’an-ı Kerime aykırı olup olmadığını en iyi bilen Muhaddisler ve diğer Ehl-i Sünnet Âlimleridir. Bütün Muhaddisler, şefaatle ilgili Hadis-i Şerifleri bildirmişlerdir. Onlar, bir Hadisin Kur’an-ı Kerime aykırı olup olmadıklarını bilemiyor da, Mısırlı, Suriyeli ve yerli türedi Mezhepsizler mi biliyor?
Sen razı olana kadar
Putlarla ilgili Âyet-i Kerimeleri gösterip, “Resulullah müminlere şefaat edemez” demek, Mezhepsizliğe has bir taktiktir.
Duha suresinin, “Sen razı olana [yeter diyene] kadar, her dilediğini vereceğim” mealindeki 5. Âyeti, Allahü Teâlâ’nın, Peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, Ahkam-ı İslamiye’yi, düşmanlarına karşı yardım ve ümmetine kıyamette her türlü şefaat ve tecelliler ihsan edeceğini vaad etmektedir. Bu Âyet-i Kerime gelince, Cebrail aleyhisselama bakıp, “Cehennemde bir Müminin kalmasına razı olmam” buyurdu.
Yine buyurdu ki:
“O kadar çok kimseye şefaat ederim ki, Rabbim Allahü Teâlâ, bana, ‘Razı oldun mu?’ diye sorunca, ‘Evet razı oldum’ derim.” [Beyheki, Bezzar, Taberani]
“Kıyamette Sırat köprüsünün başında durur, ümmetimin geçmesini beklerim. Allahü Teâlâ, ‘Dilediğini iste, istediklerine şefaat et, şefaatin kabul olunacaktır’ buyurur. Ümmetime şefaatten sonra, yalvarmaya devam ederim. Rabbim bana, ‘Ümmetinden ihlasla bir defa, ‘La ilahe illallah’ diyen ve imanla ölen herkesi Cennete koy’ buyuruncaya kadar yerimden kalkmam.” [İ. Ahmed]
“Allahü Teâlâ bana, ‘Ümmetinin üçte ikisini sorgusuz sualsiz Cennete koymamı mı istersin, yoksa şefaat izni mi istersin?’ buyurdu. Ben de şefaat hakkı vermesini istedim. Şefaatim elbette bütün Müslümanlaradır.” [Taberani]
“Şirk üzere ölmeyen [imanla ölen] herkese şefaat edeceğim.” [İbni Hibban]
Resulullah’ı vesile edenlerin, onun şefaati ile tövbelerinin kabul olunacağını şu Âyet-i Kerime de göstermektedir:
“Nefislerine zulmedenler, sana gelip, Allah’tan af diler ve Resulüm olarak sen de, onlar için af dilersen, Allahü Teâlâ’yı, tövbeleri kabul edici ve merhamet edici bulurlar.” [Nisa 64]
Resulullah gibi şefaatçi olmasaydı
Kabirden, önce Resulullah Efendimiz, üzerinde Cennet elbisesi ile kalkacak. Burak üzerinde, elinde Liva-ül-Hamd isimli bayrakla Mahşer yerine gidecek, Peygamberler ve bütün insanlar bu bayrağın altında duracak, hepsi, beklemekten çok sıkılacak, önce Peygamberlerden Hazreti Âdem, sonra Hazreti Nuh, sonra Hazreti İbrahim, Hazreti Musa ve Hazreti İsa’ya gidip, hesaba başlanması için şefaat etmelerini dileyeceklerdir. Her biri, birer özür bildirerek, Allahü Teâlâ’dan utandıklarını söyleyecekler, şefaat edemiyecekler, sonra Resulullah’a gelip yalvaracaklardır.
Önce, Onun ümmeti, Sırattan geçip Cennete girecektir. Sonra bütün Peygamberler şefaat edecektir. (Buhari)
Peygamber Efendimizin şefaati şöyle olacak:
1- Mahşerde bekleme azabından kurtaracaktır. (Makam-ı Mahmud şefaati)
2- Çok kimseyi hesapsız Cennete sokacaktır.
3- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.
4- Sevabı ve günahı eşit olup, A’raf’ta bekleyenleri Cennete koyacaktır.
5- Cennettekilerin derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir. (İtikadname, Berika, Şir’a şerhi)
Şefaat ile hesaptan kurtardığı yetmiş bin kimsenin her birinin şefaatleri ile de, yetmişer bin kişi sorgusuz, sualsiz Cennete girecektir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
“Peygamberlerin sonuncusu gibi bir şefaatçi olmasaydı, bu ümmetin günahları kendilerini helak ederdi. Bu Ümmetin günahları çok ise de, Allahü Teâlâ’nın af ve mağfireti de sonsuzdur. Allahü Teâlâ, bu ümmete af ve mağfiretini o kadar saçacak ki, geçmiş ümmetlere böyle merhamet ettiği bilinmiyor. Doksandokuz rahmetini, sanki bu günahkâr ümmet için ayırmıştır. Allahü Teâlâ, af ve mağfiret etmeyi sever. Günahı çok olan bu ümmet kadar af ve mağfirete uğrayacak hiçbir şey yoktur. Bunun için, bu Ümmet, Ümmetlerin en hayırlısı oldu. Bunların şefaatçileri olan Peygamberleri, Peygamberlerin en üstünü oldu. Furkan suresi, 70. Âyet-i Kerimesinde mealen, ‘Allahü Teâlâ’nın, günahlarını iyiliklerle değiştireceği kimseler, onlardır. Onun mağfireti, merhameti sonsuzdur’ buyuruldu.” [C.2, m.3]
İmanlı ölen herkese şefaat
İmanını muhafaza ederek ölen herkes şefaate kavuşacaktır. Şefaate kavuşabilmek için imanlı ölmek şarttır. İmanlı ölenler de ebedi kurtuluşa kavuşmuş demektir.
Kur’an-ı Kerimde mealen buyuruluyor ki:
“O gün Allah, Peygamberlerini ve iman edip onunla beraber olanları rüsvay etmez.” [Tahrim 8]
Peygamber Efendimiz, “Ya Rabbi, ümmetimin kusurlarını başkalarının duymaması için onların hesaplarını bana ver” deyince, Allahü Teâlâ, “Onlar senin ümmetin ise, benim de kullarımdır. Ben onlara senden daha merhametliyim. Ne sen, ne başkaları onların kusurlarını bilemez, hesaplarını gizli görürüm” buyurdu. (İ. Gazali)
“Kıyamette, ‘Ya Rabbi, zerre kadar imanı olanı Cennete koy’ diyeceğim. Hepsi şefaatimle Cennete girecek.” [Buhari]
Hazreti Ebu Hüreyre anlatır:
Resulullah Efendimizden, kıyamette şefaatine kavuşacak en mutlu kişinin kim olduğunu sordum. “Senin hadislerime olan sevginin çokluğunu bildiğim için, böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin etmiştim. O mesud kişi, La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah diyerek imanla ölen kişidir” buyurdu. (Buhari)
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum