MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR18.8445
EURO20.2172
GR ALTIN1132.7
ÇEYREK1864.0
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

La llorona'nın hayaleti

Ana SayfaYazarlarHalil Koçakoğlu
30 Mayıs, 2018, Çarşamba 12:27 2136
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Gün içinde bir çok kez aynaya bakarız. Bazen öyle olur ki aynaya baktığımız bu anlardan birinde kendi yansımamıza  dalar gideriz. Kendi gözlerimizin içinde kayboluruz. Gözlerimiz sonu olmayan bir kuyuya dönüşür. Dalıp gittiğimiz karanlık, bize kim olduğumuzu sorgulatır. Bilincimizin karanlığında kalan, tanımadığımız, bilmediğimiz, bilmemeyi daha uygun bulduğumuz ama her zaman özlediğimiz içimizde ukde olarak yaşattığımız o karanlığın içinde farklı arzularla kuşatılmış insanlar  görürüz bir süre sonra. Göz bebeğimizin derinliklerinde gördüğümüz kişiler kimdir bunu çoğu zaman yanıtlayamayız. Daha doğrusu yanıtlamak istemeyiz. Sonra ortalık biraz aydınlanır gibi olur. Çünkü  bilinmek istenenler açığa çıkarır kendilerini her zaman. Daldığımız derin karanlıkta karşılaştığımız insanların aslında kendimiz olduğunu istemeden de olsa görürüz. Onlar aslında hep baktığımız ama görmek istemediğimiz diğer kişiliklerimizdir. 

Bir bedende kaç kişiyiz?
Hangisiyiz?

Herkesin bizi tanıdığı haliyle olan kişi mi yoksa hep gizli yanları ile kendimizden bile sakladığımız diğer kişiliklerimizden biri midir baktığımız?

Ortalığın aydınlanmaya başlamasından sonra kendimizden bile sakladığımız o insanların bizim günahkar yanlarımız olduğu gerçeğini anımsarız canımız acısa da. İğrendiğimiz, midemizi bulandıran kirli yanlarımızdır o derin karanlıktakiler. Lanetleyip en derinlere hapsettiğimiz fakat bir yolunu bulduğu gibi orada hemen yanı başımızda;günlük hayatımızın içinde olduklarını, zamanı bizimle paylaştıklarını, bir mekana bir zamana sahip olmasalar da bizimle birlikte olduklarını hep biliriz.
Doğu ve Batı'nın felsefesini bir araya getiren ünlü alman filozof Arthur Schopenhauer (Şopenhavuer) dünyanın bir yanılsama olduğunu ifade eder. Ona göre bu tasarımın temelinde;mutlak, değişmez, sonsuz ve sınırsız isteme yatar. Filozofa göre: “ Beraberlerinde getirdikleri umutlar ve korkularla akın akın gelen arzulara teslim olduğumuz sürece kalıcı mutluluğa ya da huzura hiçbir zaman kavuşamayız.” * Arzular, biri bitmeden diğerinin yerini aldığı böylelikle varoluşumuzu acının kaynağı haline getiren efendilerdi Schopenhauer'e göre.  
Varlığımız karşısında duyduğumuz endişelerimiz, yok olmaya karşı verdiğimiz mücadelemiz, hayatın kendisine veremediğimiz anlam bizi eziyor. Düşünmemeye, yok saymaya çalışsak da bizi bir yerlerde yakalıyor. Yaptığımız bir iyilikte, söylediğimiz bir yalanda yüzleşiyoruz o kirli yanlarımızla. Bazen bir müziğin tınısında  bazen bir film karesinde bazen sevgilinin gözlerinde bazen bir aynanın yansımasında kendi gözlerimizde yakalanıyoruz o girdaba. Yaralarımız sürekli kanıyor. İçimizdeki hayalet korkutuyor bizi.   

Latin Amerikan masalı olan'' La Llorona'' Ağlayan Kadın anlamına geliyor. Güney Amerika' nın birçok ülkesinde farklı versiyonları anlatılsa da genellikle çocukları nehirde boğularak ölen  bir kadının trajedisi anlatılır efsanede. Kadın boğulan çocuklarını nehirden geri ister bir hayalet şeklinde. Fakat daha acımasız başka versiyonlarında kadının çocuklarını nehirde boğduğu anlatılır. Çocuklarını boğarak öldüren kadın intihar etse de ölmez fakat lanetlenir. Efsaneye göre işlediği bu suçtan dolayı bir hayalet şeklinde ağlamaya mahkum edilen kadının adı Maria'dır.  Beyaz kıyafetleri içinde La Llorana nehrin kenarında ortaya çıkar ve öldürdüğü çocuklarını nehirden geri ister.  
Bu Güney Amerika mitinde anlatılan La Llorona hepimizin içindeki ağlayan lanetli yanlarımıza ne kadar çok benziyor  değil mi? La Llora'nın hayaleti, arzularımızın karşılığında vazgeçtiklerimizi anlatan bir metafor olarak da okunabilir.Benliğimizin derinliklerinde bir yere koyamadığımız mide bulandırıcı olarak gördüğümüz yanlarımız. Tiksindiğimiz ama kopamadığımız isteklerimiz. Baş edemediğimiz, alt edemediğimiz her daim bir mücadele içinde olduğumuz isteklerimiz.Hepimiz içimizde  La Llorana'nın hayaletini yaşatıyoruz.  Durmadan ağlıyoruz. Arzularımıza, ona kavuşmak için kaybettiklerimize, yok ettiklerimize ağlıyoruz. İlk insanın dünyaya adımını attığı andan itibaren yok ettiği saflığımıza, dürüstlüğümüze, ahlakımıza ağlıyoruz. Cennetten düşüşümüze ağlıyoruz. Havva'nın elmaya karşı duyduğu tutkunun  içimizde olmasına ağlıyoruz. Nehirden çocuklarını isteyen La Llorana gibi biz de eski arzulardan arınmış saf bir varlık  halimize dönmek istiyoruz belki de. Sürekli her şeyi arzulayan bu bedenden, bu akıldan kurtulmak dinginliğin sakinliğin dibinde  derin uykulara dalmak istiyoruz.  
*Felsefenin Öyküsü, Dorling Kindersley, s.139
*Bu efsane, Frida  filminde Chavela Vargas tarafından bir şarkı halinde seslendirilir. Mükemmeldir. Frida'nın çektiği acılara bir vurgu yapmak maksadıyla La Llorona ile onun arasında analojik bir yakınlık kurulur.  

Halil Koçakoğlu

    iletişime geç

    Halil Koçakoğlu

    Köşe Yazarları
    Hamza Tavas
    Hamza Tavas Şanlıurfa OSB seçime gidiyor ;
    Nevzat Bingöl
    Nevzat Bingöl Helalleşme Değil Hesaplaşma
    Abdulkadir İKBAL
    Abdulkadir İKBAL Kürtlerle ilgili hiç bir şey yok.
    Celal Çiftçi
    Celal Çiftçi 2023 yılını İslam turizmi açısından fırsata çevirmek lazım
    Mehmet Faraç
    Mehmet Faraç CHP, Güneydoğu, çıkmazlar!
    Ahmet Furkan Demir
    Ahmet Furkan Demir SAHİPSİZ ŞEHİR VEYAHUT URFA
    Müslüm Abacıoğlu
    Müslüm Abacıoğlu Dört Mezhebe Göre Guslün Farzları
    Ercan AKKAR
    Ercan AKKAR Sporu siyasete alet etmeyin….
    Ferit Bugenç
    Ferit Bugenç Bir arayışım var
    Halil Manuş
    Halil Manuş Boşuna mı bizim çocuklar demiştim
    Cengiz ERDİL
    Cengiz ERDİL Taş ocağından çıkan tarih
    Nail Kadirhan
    Nail Kadirhan Diyarbakır’da “Serok Ahmet”, Antalya’da “Yörük Ahmet”,
    Aziz Ilgazi
    Aziz Ilgazi Küresel ekonomik ahlak krizi ile karşı karşıya kaldık.
    Mustafa Kaplan
    Mustafa Kaplan NE MATERYALİZM,NE İDEALİZM.DOĞRUDAN HAKİKAT -İ KUR'ANİYE
    Halil Çuhadaroğlu
    Halil Çuhadaroğlu Görmemezliğe, duymamazlığa gel Aklını çalıştır
    Murat Toprak
    Murat Toprak AVUKATLIK YASASI ÜZERİNE
    Mehmet Fethi Göktepe
    Mehmet Fethi Göktepe Boş Tabak Dolmuyor
    Hüseyin Acarlar
    Hüseyin Acarlar Bugün 18 Aralık...
    Abdulkadir SELVİ
    Abdulkadir SELVİ İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesine karşıyım
    Muhammet OLUKLU
    Muhammet OLUKLU Hayvancılık Acilen Yoğun Bakıma Alınmalı!
    Bilal BEBE
    Bilal BEBE Ne Zeman Türkiye Diyeceksiniz
    M. Sıtkı Aloğlu
    M. Sıtkı Aloğlu NATO İyice cıvıttı...
    Şerif Kurtuluş
    Şerif Kurtuluş İki Kenan bir milyoner
    Doğan BEKİN
    Doğan BEKİN Uluslararası Melson Mandela Günü
    Ömer Ağ
    Ömer Ağ TEDAVİ
    Memduh Önay
    Memduh Önay Yerli ve milli olan her şeye karşılar!
    Mehmet Ali Kulat
    Mehmet Ali Kulat EFENDİM...
    Şemsettin Kaya
    Şemsettin Kaya TÜRKİYE BİRDEN ÇOK CEPHEDEN KUŞATILMAK İSTENİYOR .! 
    Şems Polat
    Şems Polat EZ QELANDİM
    M. Barış Durak
    M. Barış Durak Büyük girdap KIBRIS... 
    Selehattin Canbeyli
    Selehattin Canbeyli Köy Odaları
    Halil Koçakoğlu
    Halil Koçakoğlu EMEK VERMEK
    Hüseyin GÜZEL
    Hüseyin GÜZEL UZAKLAŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞMA SAĞLANMALI !      
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem “Çamur at izi kalsın”ın son kurbanı Batuhan Mumcu oldu
    Oğuz Haksever
    Oğuz Haksever “SOLUK MAVİ NOKTA”DA BİR SAVAŞ DAHA…
    Dilek Çiftçi
    Dilek Çiftçi Minyeli Abdullah
    Nureddin KAYA
    Nureddin KAYA GÖÇ VE GÖÇMENLER
    İlyas TONGÜÇ
    İlyas TONGÜÇ 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI
    Aziz İlgazi
    Aziz İlgazi Ticaret savaşlarında galibiyet yoktur
    Halit Açar
    Halit Açar Eşkıyaya Müsamaha Gösterilmez
    Turgay TÜRKER
    Turgay TÜRKER Prof. Dr. Veysel Eroğlu Uyarıyor: “Festival yapacakları yerde su şebekelerini yenilesinler.”
    Mehmet Kemal Uğuzlu
    Mehmet Kemal Uğuzlu HARRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNİN GURURU EMİN ELLER İNSANLARA EMNİYET VERİR
    Salih İlhan
    Salih İlhan Meşhur milyarderin son yazısı
    Mutlu Güneş
    Mutlu Güneş Harran Ovasında yem bereketi!
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle