19 Ekim 2014 tarihinde Kobani olayları devam ederken ABD Başkanı Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramıştı. Erdoğan ile Obama arasında şöyle bir diyalog gerçekleşiyor.
ERDOĞAN-OBAMA DİYALOĞU
“Obama: IŞİD, Kobani’ye ilerliyor. Sizin müdahale etmenizi bekliyoruz.
Erdoğan: Biz Kobani’den 200 bin sivili aldık.
Obama: Bunun için Türkiye’ye teşekkür ediyoruz. Ama IŞİD ilerliyor. Sizin müdahale etmeniz lazım.
Erdoğan: Biz sivilleri aldık. Orada PKK terör örgütünün Suriye uzantıları kaldı.
Obama: Ama Kobani düştü, düşecek.
Erdoğan: Bu ısrarınız niye anlamıyorum. Biz oraya peşmergeleri sokabiliriz. Özgür Suriye Ordusu’nu sokabiliriz.
Obama: Biz IŞİD’e karşı direnişleri için onlara silah yardımı yapacağız.
Erdoğan: Yanlış olur. O silahlar teröristlerin eline geçer. IŞİD’in de eline geçer.”
Görüşmede yer alanların katkısıyla bu metni oluşturdum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine mal edilen “Kobani düştü düşecek” sözlerinin ABD Başkanı Obama’ya ait olduğunu anlattığı 12 Ağustos 2015 tarihli konuşmasında yukarıdaki diyaloğu doğrulayan ayrıntılar vermiş, “Obama bana ‘İki güne kalmaz Kobani düşer’ dedi” demişti. Bazı özel sohbetlerinde ise ABD’nin ikiyüzlülüğüne örnek vermek için “Obama benimle konuşurken PYD’ye silahları atmak üzere uçaklar havalanmış” demişti.
Türkiye sadece Kobani’deki Kürtleri değil, IŞID’in elinden Ezidileri de kurtarmıştı. Ama hem Ezidilerin, IŞID’in katliamından kurtarılması hem Kobani’deki direniş, ABD ile PKK-PYD arasında ilişkilerin kurulmasıyla sonuçlandı. Zaman zaman o gün Kobani’ye girilseydi ne olurdu diye düşünmeden edemiyorum.
HDP’LİLERİN DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILACAK MI?
PKK’nın çağrısı ve HDP’den atılan bir tweet üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde şehirlerimizde terör estirildi. Yasin Börü başta olmak üzere 37 insanımız vahşice katledildi. Kobani olayları ile çözüm sürecinin tabutuna ilk çivi çakılmış oldu.
NEDEN 6 YIL SONRA?
6-8 Ekim Kobani olayları nedeniyle 20. 10. 2014 tarihinde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen bir dava var. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bu kapsamda yargılanıyordu. Ama ikinci dalga Kobani operasyonlarının başlamasıyla, 6 yıl sonra neden sorusu gündeme geldi. Biri gizli tanık olmak üzere yeni tanıkların ortaya çıktığı ve Kandil’in talimatının HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a iletilmesi üzerine ve HDP MYK kararıyla Kobani olaylarını başlatan tweet’in atıldığı iddia ediliyor. Yeni tanıklar var deniliyor.
Zaten Anayasa Mahkemesi’nin Aygan Bilgen’le ilgili kararında Kandil’in açıklaması ve HDP’nin tweet’i yer alıyor.
Leyla Zana ve Ahmet Türk başta olmak üzere DEP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve DEP’in kapatılma sürecini yakından izleyen bir gazeteciyim. O süreç, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in “Eşkıya Meclis’te” çıkışı üzerine başlamıştı. Başbakan Tansu Çiller’in şahin tutumu 90’lı yılların ruhu ile birleşmişti.
Bugünkü konjonktür farklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hesap sorulmayan her cürüm, yeni zulümlere davetiye çıkartır. Yargımız nasıl FETÖ’cülerden 15 Temmuz’un hesabını soruyorsa, 6-8 Ekim olaylarının hesabını da bölücü örgütün unsurlarından soruyor” dedi. Bugünün startını 6-8 Ekim’de terörün fitilini ateşleyenler verdi.
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
Bazı yorumcular Pervin Buldan’ın da aralarında bulunduğu 7 milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılmış ve HDP’nin kapatılması süreci başlamış gibi konuşuyor ama bu doğru değil. Öncelikle Meclis’teki sandalye dağılımına bakmak gerekiyor.
HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılması için 400 milletvekilinin ‘evet’ oyu vermesi gerekiyor. AK Parti ile MHP’nin sayısı 339 ediyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması için 61 milletvekilinin daha oyu gerekiyor. CHP destek vermediği sürece aritmetik olarak HDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılması mümkün gözükmüyor.
İYİ PARTİ NE YAPACAK
Burada gözler İYİ Parti’ye çevrilmiş durumda. 38 milletvekili olan İYİ Parti’nin desteği dokunulmazlıkların kaldırılması için yetmiyor. Ancak milliyetçi kökenden gelen İYİ Parti’nin duruşu önemli. İYİ Parti dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek verirse, ‘millet ittifakı’ çatlayacak. Eğer destek vermezse AK Parti ve MHP’nin, “Hani milliyetçiydiniz, hani HDP’yi PKK ile aynı denkleme oturtuyordunuz?” eleştirilerine maruz kalacak. Kobani olaylarındaki ikinci dalgada hedefin İYİ Parti’yi ‘millet ittifakı’ndan koparmak olduğu söyleniyor. HDP ilişkisi İYİ Parti’yi zorlayacak ama ittifakı çatırdatacak mı emin değilim. Onu öğrenebilmek için İYİ Parti’nin nabzını tutmaya çalıştım. “Dosyaların içeriğine bakarız. Eğer HDP’lilerin dosyası dolu olursa, PKK ile HDP arasındaki ilişkiyi kanıtlayan maddi deliller konulursa dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek veririz. Ancak dosyalar bize bu işin siyasi bir operasyon olduğu kanaatini verirse, oylamaya katılmayız” denildi. Ama İYİ Parti’nin bir kısmı, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını destekleyecek gibi.
HDP KAPATILACAK MI?
Bu sürecin HDP’nin kapatılmasıyla sonuçlanacağı yönünde değerlendirmeler yapılıyor. Bunu erken buluyorum. Ancak siyasi partilerin kapatılması konusunda Anayasa’nın 68. maddesi ile Siyasi Partiler Kanunu’nun 101 ve 103. maddelerinde yapılan değişikliklerle partilerin kapatılması neredeyse imkânsız hale getirildi. HDP’liler bu yargılama sonucunda ceza alsa dahi bu otomatik olarak HDP’nin kapatılmasına kapı açmıyor. Bir kademe var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı HDP’den bu isimleri ihraç etmesi isteyecek. İhraç ederse ihtar ortadan kalkacak, etmezse Hazine yardımının kısmen ya da tamamen kesilmesi yönüne gidilecek. Pat diye kapatma yok. Hem şimdiye kadar kapatılan partiler ne sağladı? Tam aksine PKK’ya yaradı.
Kobani olayları milletin vicdanında büyük yaralar açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği gibi hesabının sorulması gerekiyor. Ama geçmişte yapılan yanlışlara düşmeden, işin siyasi boyutunun çok iyi yönetilmesi şartıyla.
