KİMDİR BU KADIN VE KİMDİR BU ANA?
07 Eylül 2022, Çarşamba 11:09Mimoza çiçeği anlamını da, hikâyesini de hayat dolu renklerine borçlu.
İtalya 1946 yılında ikinci dünya savaşından yıkık dökük çıkmış; insanlar bir coşku, yaşama dair bir umut aramaktalardı. Derken İtalyan Kadın Birliği üyesi olan 3 kadın, toplumun yeniden inşasının “kadın dayanışmasına” bağlı olduğunu düşündüler: Teresa Mattei, Rita Montagnana ve Teresa Noce.
Üç güçlü kadın, bu yaklaşımlarını sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler. Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı: Karanfil, anemon ve enfes kokusuyla mimoza çiçeği. Aşağıdaki özellikleri sayesinde kazanan mimoza çiçeği oldu:
• Sapsarı renkleri ile neşe saçtığı için (savaşla yıpranan moraller, mimoza çiçeği ile düzelsin diye)
• Martta çiçek açtığı için:
(Dünya Kadınlar Gününü sembolize etsin diye)
• Büyük bir ağaç haline gelene kadar çok fazla emek ve bakım gerektirmediği için (İtalya da mimoza çiçeği gibi hızla kalkınabilsin diye)
• En önemlisi de, aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için (mimoza çiçeği zor coğrafi koşullarda bile çiçek açabilir).
O gün bugündür başta İtalya ve Rusya’da olmak üzere, Dünya Kadınlar Gününde (8 Mart) kadınlara mimoza çiçeği hediye edilmektedir. Bir kadın sadece sevgilisinden veya çocuklarından değil; dayanışmayı sembolize ettiği için kadın dostlarından da mimoza çiçeği hediyesi alır.
Mimoza çiçeğinin özelliklerini ve dünya literatüründeki yerini göz önüne aldığımızda, mimoza çiçeğinin aşağıdaki anlamları taşıdığını söyleyebiliriz:
• Dayanışma • Ölümsüzlük ve diriliş • Hassasiyet, coşku ve umut!
Evet ben de kadının bir toplumun en değerlisi olduğu kanaatini taşıyan bir birey olarak bu şiirimi anlamıyla birlikte anneme ve tüm kadınlara ithaf ediyorum.
MİMOZA ÇİÇEĞİM
Söyle bana güneşten mi almışsın rengini mimozam?
Cennetten bir mahsül mü ki o güzel kokun?
Yüreğim de açtın derin yaralar.
Şifalı dallarınla şöyle bir dokun.
Ah mimozam öyle mahzun bırakıp gitmeseydin keşke bizleri zamansız.
Sen misafir miydin ki yıkık gönlüme?
Bir derde saldın ki öyle amansız.
Koklattın kendini gaip ölüme.
Parlıyorsundur şimdi cennetin en alâ köşelerinde.
Belki de akıp giden cennet ırmağına ayaklarınla dokunuyorsundur yer minderin de.
Dedim ya mimozam cennetten uçsuz bucaksız bir vaha mısın?
Dünyevi sancılarıma sen deva mısın?
Sensiz öyle mahzunum öyle kimsesiz.
Sensiz öyle divaneyim öylece sessiz.
Bırakıp gittiğin o dünden beri.
Biçare bir canım ben, ruhum nefessiz.
Kaç özlem bizi bir daha kavuşturur mimozam?
Hem kaç defa daha öleceğim kavuşmak için.
Gözlerin hasret deniziydi sanki.
Yüzerek aşacağım buluşmak için.
Tüm yitirilmiş annelere ve yeryüzünü güzelleştiren tüm güzel kadınlara...
Saygılarımla...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum