kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
27 Temmuz, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.99
  • EURO
    35.81
  • ALTIN
    2529.0
  • BIST
    10891.42
  • BTC
    67939.867$
olay köşe yazısı üstü

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİR

03 Ocak 2024, Çarşamba 14:00
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİR

Suni gündemler, siyasi paranoyalar, kaotik cümleler, savaşlar ve tüm bunların içinde yaşama mücadelesi veren birazcık insan.

Var olmanın mücadelesinden vazgeçmiş, yok olmaktan kurtulmaya çalışıp, köşe bucak günü kurtarmaya çalışan kayıp kimlikler.

Dünyanın gidişâtına karşın yönünü kaybetmiş insanlar ve ruhlarını örümcek ağları sarmış egzantrik bir nesil.

Aidiyet kavramının ortadan kalktığı ve varoluş gayelerinin ibresinin kırık olduğu bir buhran çağının tam da içerisinde bulunmaktayız.

Zaman kavramının akrep ile yelkovanın yarışına dönüştüğü bu çağda, kendini gerçekleştiremeden uçuruma doğru sürüklenen bir takım yaşamlar.

Evet kendi varlığımızın farkında olmadan yaşamamız, başıboş serseri nefislerin heves ve hevasına kapılıp nefes alış verişlerimiz, ömür sermayemizin beyhude geçmesinin en büyük müsebbibidir.

Çünkü yaşamak farkında olmaktır, nefes almaktan öte…

Farkındalığımızla kendi benliğimizi gerçekleştirmek, ruhumuza iyi gelen şeylerin dünyasını kurcalamak ve toplum içerisin de ben de buradayım deyip kendi bedenlerimiz ve ruhumuzla ortaya atılmaktır.

Bunları yapmadığımız taktirde içimizdeki o güzel çiçeklerin rahiyası etrafa yayılmaz, var oluşumuz ile yok oluşumuzun çok da bir önemi kalmamış olacaktır.

Bu da doğaya ve fıtrata aykırıdır.

Çünkü insan başıboş değil ve insan amaçsızlığın o kör kuyusunda boğulacak kadar değersiz yaratılmamıştır.

Üstelik eşrefi mahlukat gibi bir kavramın en zirvesindeyken.

Yeni bir yılın iyi dileklerle kutlandığı şu günlerde öncelikle iyi nedir?

 Dileklerimizin makuliyet ölçüsü ne derecededir?

Ben kendimi biliyor muyum? Ve bu karmaşık ağın içerisinden çıkmak için neler yapıyorum? Gibi sorularla yeni bir yıla yeni bir sayfayla girilebilir.

PEKİ BU NASIL MÜMKÜN OLACAK?

İlk etapta kendimizin farkında olmamız lazım.

Gücümüzü, özümüzün kapasitesini, var olma amacımızı, hedeflerimizi ve toplum içerisinde en iyi şekilde var olma şeklimizi ortaya koymamız gerekiyor.

Kendimizi gitgide muhabbet ehlinin azaldığı bu çağa inat birer gönül insanı olarak görmemiz ve muhabbet alanlarımızı iyice genişletmemiz lazım.

Rutin kullandığımız kelime sayımızın üstüne her gün yeni kelimeler ekleyip üslupça bir zenginlik elde etmemiz gerekir.

günlük olarak yapılan sıradan ve malayani muhabbetlerin dışına çıkabilecek ortamlar elde etmeli, maddi kaygıların sıkça dile getirildiği ortamlardan mümkün mertebe uzak durmamız gerekir.

Çünkü maddiyat gibi yok olmaya mahküm kavramlara bel bağladığımız zaman bunların yok oluşu elem ve kederden başka bir şey getirmez.

Bu gibi kavramlar illa maddiyat olamak zorunda değildir.

Geri kalan tüm materyalist düşünceler de bunlara dahildir.

Bu gibi kavramlar bizim kendimizi gerçekleştirmemizin önüne geçtiği gibi kaygı düzeylerimizi arttırarak bilinç altımız da birer korku tohumcuğu serpmektedir.

Evet ruhumuzu heveslerini baltalayan korku tohumcukları.

Bir şey daha var. Bir insanın kapasitesi ve kendini var etme becerisi, vakit geçirdiği beş insanın kapasitesinin ortalamasıdır.

Kiminle gezdiğimize dikkat etmezsek, kiminle ne şekilde yok olduğumuzun farkına bile varamayız.

Yarına dair umutlarla, güzelliklerle ve hakiki sevgilerle var olalım…

Saygılarımla

 

 

 

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum