Muhterem Kardeşlerim…
Seçimler yaklaştı, ancak ilçe Belediye Başkan adayları ve Belediye Meclis üyelerinin açıklanması süreci her ne hikmetse çok uzun sürdü. Nedeni ise, insanlarımızın arzusunun sonu olmayışından ve her insanın illa ‘BEN’ olayım demesinden kaynaklanmaktadır.
Kardeşlerim…
Devlet Başkanımızı seçtik mi, hükümet kurulmuş mu… Daha ne istiyoruz. Bırakalım Devletimiz kendi işini kendisi yapsın. Bizler devletimize destek olamıyorsak da bari engel olmayalım. Devletin Polisi, Jandarması, Milli İstihbarat Teşkilatı var. Her ilde mutlaka güvendikleri birer insanımız da vardır tabiî ki. Bırakalım da Devlet adaylar içersinden ehil olanı araştırıp, soruşturup belirlesin ve açıklasın. Başkanlarla uyum içinde çalışabilecek Meclis Üyelerini de yine çalışacak kimselerle istişare ederek ve yine derin bir soruşturma sonucu belirlesin. Biz onlara bunu, şunu istiyoruz veya istemiyoruz demeyelim. Ne zamanki Devleti yanıltanlar olmuş ve gerçekten herkes tarafından doğru biri olmadığı, ehil olmadığı sabit biri aday gösterilmiş ise işte o zaman üzerimize düşeni yine hukuk çerçevesinde ilgili/yetkililere iletiriz. Daha adaylar açıklanmadan, birilerinin tahmini isimleri ileri sürerek algı oluşturma gayreti, cahil insanlarımızı yada sadece kendilerini düşünenleri harekete geçiriyor ve boşu boşuna milletimizin huzuru kaçıyor.
Ama de diyelim; yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi insan arzusunun sonu yoktur. Her istediğine kavuşmak ister. Her istenilene kavuşmak, muhakkak insana mutluluk getirmez. Onun için hakkımızda hayırlı olanı istemek gerekir.
Konuyu biraz daha genelleyerek anlatmaya çalışalım.
Efendim;
Zenginlik çok iyi olmasına rağmen bazılarının felaketine sebep olmaktadır. Sırf parası için öldürülebilir.
En lüks bir arabaya sahip olan, çoluk-çocuğuyla bir uçurumdan aşağı yuvarlanabilir.
Çok zeki olan bir kimse zekâsının kurbanı olabilir.
Vücudumuzdaki bütün organlar bize emanettir. Yaratılış gayesine uygun kullanmak gerekir.
Mesela harama bakan kimse, gözünün şükrünü yerine getirmediği gibi, üstelik günah da işlemiş olur.
Güzel sohbet edenin maksadı, dinleyicilerin teveccühünü kazanmak ise dilini hayra değil, şerre kullanmış, kendini dili ile felakete sürüklemiş olur. Her uzvu hayra kullanmak büyük saadet olur.
Hazret-i Ebu Bekir, boş bir şey konuşmamak için mübarek ağzına taş koymuştur. Onun için, “Ya hayır konuş, ya da sus” buyrulmuştur. Hep şer konuşan için dili bir afettir.
Her erkek yakışıklı, her kız da güzel olmak ister. Herkes için güzellik faydalı olmayabilir. Mesela güzelliğine güvenip artist olmak için İstanbul’a gelen birçok kızın ne felaketlere maruz kaldığını gazetelerde okuyoruz. Güzellik muhakkak nimet değildir. Kimini mutlu ettiği gibi, kimini de felakete sürüklemektedir.
Ne erkek, diğer erkeklerle eşit yaratılmıştır, ne de kadın, diğer kadınlarla eşit yaratılmıştır. Allahü Teâlâ her canlıyı farklı yaratmış ve her birine bir vazife vermiştir. Herkes haline ve hakkına razı olmalı, razı olmayan büyük isyan içinde olur.
Belki bir insanın kadın veya erkek olarak yaratılması, onun hakkında daha iyidir. Bir âyet meali:
“Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” [Bekara 216]
Her halimize razı olmalıyız. Çünkü Allahü Teâlâ kudsi hadislerde buyuruyor ki:
“Mümin başına gelen işten hoşlansa da, hoşlanmasa da o iş, onun için iyidir.” [İbni Şahin]
“Kimisinin imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer o fakir olsaydı, küfre girerdi. Kimi de, ancak fakirlikle salah bulur, [doğru, iyi yolda olur] eğer zengin olsaydı küfre düşerdi. Kiminin imanı da, ancak sıhhatte olması ile tamam olur. Eğer hastalansa, küfre girerdi. Kiminin imanı hastalıkla olgunlaşır. Eğer sıhhatte olsaydı küfre sürüklenirdi.” [Hatib]
Allahü Teâlâ cümlemizi BEN demekten muhafaza eylesin, hakkımıza hayırlı olan neyse onu nasib eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
İnsan arzusunun sonu yoktur
Muhterem Kardeşlerim…
Seçimler yaklaştı, ancak ilçe Belediye Başkan adayları ve Belediye Meclis üyelerinin açıklanması süreci her ne hikmetse çok uzun sürdü. Nedeni ise, insanlarımızın arzusunun sonu olmayışından ve her insanın illa ‘BEN’ olayım demesinden kaynaklanmaktadır.
Kardeşlerim…
Devlet Başkanımızı seçtik mi, hükümet kurulmuş mu… Daha ne istiyoruz. Bırakalım Devletimiz kendi işini kendisi yapsın. Bizler devletimize destek olamıyorsak da bari engel olmayalım. Devletin Polisi, Jandarması, Milli İstihbarat Teşkilatı var. Her ilde mutlaka güvendikleri birer insanımız da vardır tabiî ki. Bırakalım da Devlet adaylar içersinden ehil olanı araştırıp, soruşturup belirlesin ve açıklasın. Başkanlarla uyum içinde çalışabilecek Meclis Üyelerini de yine çalışacak kimselerle istişare ederek ve yine derin bir soruşturma sonucu belirlesin. Biz onlara bunu, şunu istiyoruz veya istemiyoruz demeyelim. Ne zamanki Devleti yanıltanlar olmuş ve gerçekten herkes tarafından doğru biri olmadığı, ehil olmadığı sabit biri aday gösterilmiş ise işte o zaman üzerimize düşeni yine hukuk çerçevesinde ilgili/yetkililere iletiriz. Daha adaylar açıklanmadan, birilerinin tahmini isimleri ileri sürerek algı oluşturma gayreti, cahil insanlarımızı yada sadece kendilerini düşünenleri harekete geçiriyor ve boşu boşuna milletimizin huzuru kaçıyor.
Ama de diyelim; yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi insan arzusunun sonu yoktur. Her istediğine kavuşmak ister. Her istenilene kavuşmak, muhakkak insana mutluluk getirmez. Onun için hakkımızda hayırlı olanı istemek gerekir.
Konuyu biraz daha genelleyerek anlatmaya çalışalım.
Efendim;
Zenginlik çok iyi olmasına rağmen bazılarının felaketine sebep olmaktadır. Sırf parası için öldürülebilir.
En lüks bir arabaya sahip olan, çoluk-çocuğuyla bir uçurumdan aşağı yuvarlanabilir.
Çok zeki olan bir kimse zekâsının kurbanı olabilir.
Vücudumuzdaki bütün organlar bize emanettir. Yaratılış gayesine uygun kullanmak gerekir.
Mesela harama bakan kimse, gözünün şükrünü yerine getirmediği gibi, üstelik günah da işlemiş olur.
Güzel sohbet edenin maksadı, dinleyicilerin teveccühünü kazanmak ise dilini hayra değil, şerre kullanmış, kendini dili ile felakete sürüklemiş olur. Her uzvu hayra kullanmak büyük saadet olur.
Hazret-i Ebu Bekir, boş bir şey konuşmamak için mübarek ağzına taş koymuştur. Onun için, “Ya hayır konuş, ya da sus” buyrulmuştur. Hep şer konuşan için dili bir afettir.
Her erkek yakışıklı, her kız da güzel olmak ister. Herkes için güzellik faydalı olmayabilir. Mesela güzelliğine güvenip artist olmak için İstanbul’a gelen birçok kızın ne felaketlere maruz kaldığını gazetelerde okuyoruz. Güzellik muhakkak nimet değildir. Kimini mutlu ettiği gibi, kimini de felakete sürüklemektedir.
Ne erkek, diğer erkeklerle eşit yaratılmıştır, ne de kadın, diğer kadınlarla eşit yaratılmıştır. Allahü Teâlâ her canlıyı farklı yaratmış ve her birine bir vazife vermiştir. Herkes haline ve hakkına razı olmalı, razı olmayan büyük isyan içinde olur.
Belki bir insanın kadın veya erkek olarak yaratılması, onun hakkında daha iyidir. Bir âyet meali:
“Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” [Bekara 216]
Her halimize razı olmalıyız. Çünkü Allahü Teâlâ kudsi hadislerde buyuruyor ki:
“Mümin başına gelen işten hoşlansa da, hoşlanmasa da o iş, onun için iyidir.” [İbni Şahin]
“Kimisinin imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer o fakir olsaydı, küfre girerdi. Kimi de, ancak fakirlikle salah bulur, [doğru, iyi yolda olur] eğer zengin olsaydı küfre düşerdi. Kiminin imanı da, ancak sıhhatte olması ile tamam olur. Eğer hastalansa, küfre girerdi. Kiminin imanı hastalıkla olgunlaşır. Eğer sıhhatte olsaydı küfre sürüklenirdi.” [Hatib]
Allahü Teâlâ cümlemizi BEN demekten muhafaza eylesin, hakkımıza hayırlı olan neyse onu nasib eylesin. (Amin)