Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İlmin faydasını görmek için…

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 00:57

Muhterem Kardeşlerim…

Bu günkü yazımızda da ilimden nasıl faydalanabiliriz konusunda sizlere yine kaynak belirterek hadislerle bilgiler verelim istiyorum.

 

Efendim;

Şimdi aklımıza ; “İlmi hangi maksatla öğrenmeli ki faydasını görelim?” sorusu aklımıza gelir.

İlmi, yalnız Allah rızasını kazanmak için öğrenmek gerekir. Başka maksatlarla öğrenmek, caiz değildir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Kim âlimlere övünmek, sefihlerle, cahillerle, aklı noksan olanlarla münakaşa etmek, onları susturmak, insanların teveccühünü kazanmak için ilim öğrenirse, Allahü Teâlâ onu Cehenneme atar.” [Tirmizi, İbni Mace]

“Âlimlere övünmek, sefihlerle mücadele etmek maksadıyla ilim tahsil etmeyin! Toplantılarda ilimle üstünlük taslamayın! Böyle yapanın gideceği yer, Cehennemdir Cehennem.” [İbni Mace]

 

İlmi yukarıda bildirilen maksatlarla öğrenmek caiz olmadığı gibi, Allah rızası için öğrenip de yukarıdaki maksatlarla kullanmak da caiz değildir. İlmi ile övünmek de Allah rızasına aykırıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Bir kavim çıkar, Kur'an okuyup "Kim bizden daha iyi bilir? Kim, bizden daha fazla fıkıh bilgisine sahiptir?" der. İşte bunlar, Cehennem yakıtıdır.” [Taberani]

“Vallahi bir zaman gelecek, insanlar Kur'anı öğrenecek ve okuyacaklar. Sonra, "Biz okuduk, öğrendik. Bizden hayırlı daha kim var?" diyecekler. İşte onlar Cehennem odunudur.” [Taberani]

Bu hadis-i şerifler, ilmi ile övünmenin caiz olmadığını göstermektedir. İlmi ile övünen kimselerle tartışmak asla uygun değildir.

 

Afetlerin en büyüğü

İlmi ile kibirlenmek, afetlerin en büyüğüdür. Hastalıkların en ağırı ve tedaviyi en zor kabul edeni ilmi ile kibirlenmektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

“Âlimin afeti, kendini büyük görmesidir.” [İ. Gazali]

Bir şeyler bilen kimse, kendini büyük, bunları bilmeyenleri de hakir, aşağı görür. Onlardan her zaman saygı, hizmet bekler. Başkalarını aşağı gördüğü için, onların halinden endişeye düşer. Böyle kimseler ilmi arttıkça, daha çok tehlikeye düşer. Fakat tevazu ehlinin ilmi artarsa, tevazuu da artar. “Allah’tan ancak âlimler korkar” âyet-i kerimesi, tevazu ehli âlimleri bildirmektedir.

 

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Kıyamette en şiddetli azap, ilmi kendine fayda vermeyen din adamınadır.” [Beyheki]

“Cehennemde azap çekenlerden bazılarının yaydıkları kötü kokular, diğerlerine ateşten daha fazla azap verir. "Sen ne günah işledin ki, öyle pis koku çıkarıyorsun?" diye sorulunca, "Ben din adamı idim. Bildiklerimi yapmazdım" der.” [İ. Ahmed]

Kendinden aşağı olanlara, fâsıklara ve facirlere karşı da kibirli olmamalıdır. Bir âlim, cahili görünce, “Bu, bilmediği için günah işliyor. Ben ise bilerek günah işliyorum” demelidir. Bir âlimi görünce, “Bu benden daha çok biliyor ve ilim ve ihlas ile amel ediyor. Ben böyle değilim” demelidir. Kendinden yaşlısını görünce, “Bu benden daha çok ibadet etmiştir” demelidir. Gençleri görünce “Bunların günahı az, benim günahlarım çok” demelidir. Kendi yaşındakini görünce, “Ben kendi günahlarımı biliyorum, onun ne yaptığını bilmiyorum” demelidir. Bir bid'at sahibini veya gayrimüslimi görünce, “İnsanın hâli son nefeste belli olur. Bu belki hidayete kavuşabilir. Acaba benim hâlim ne olacak?” demeli, bunlara kibretmemelidir.

İnsanın kendi günahlarını unutmaması ve son nefesinin nasıl olacağını düşünmesi gerekir. Ahirette kimin kimden üstün olacağı, dünyada kesin olarak bilinemez. Nice din adamı, kâfir olarak can vermiştir. Nice kâfirlere de iman ile can vermek nasip olmuştur. O halde, hiç kimseye Cehennemlik, kendine de Cennetlik dememelidir.

Fâsık ve bid'at sahiplerine buğzederken kibirden sakınmalıdır. Bu da kızmayı kendi için değil, bunu emreden Allahü Teâlâ için yapmakla ve kızarken kendini selamette, karşısındakini helakte görmemekle olur. Mesela; bir kimse, çocuğunu, hizmetçisi ile bir yere gönderirken, çocuk kabahat işlerse, darılmasını, hatta dövmesini emreder. Bu da, çocuk kabahat yapınca, onu döver. Fakat döverken, babasının yanında kendinin çocuktan daha kıymetli olmadığını da bilmektedir. Ona kibredemez. Müminin kâfiri sevmemesi, buna benzemektedir. Allahü Teâlâ müminlerin kendilerinin değil, imanlarının üstün olduğunu bildirdi. İman kimde bulunursa, o üstün olur. Sonsuz üstünlük ise, son nefeste belli olur.

Allahu Teâlâ cümlemizi ilmi ile övünmeyen, kibirlenmeyen ameli Salih kullarından eylesin. (Amin)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.