MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR18.8318
EURO20.2371
GR ALTIN1134.0
ÇEYREK1865.9
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

İlkel davranışlar eleştirel düşünme ve P4C

Ana SayfaYazarlarHalil Koçakoğlu
29 Mayıs, 2020, Cuma 08:46 18676
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

1960’lı yıllarda Amerika’da, NASA’ da görev alan Afro-Amerikan üç kadının hikayesi insanların ne kadar zeki, ne kadar entelektüel, ne kadar bilimsel düşünebilen varlıklar olsalar da bazen çok basit önyargıların esaretinden kendilerini kurtaramadıklarını anlatıyor.

Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan, Mary Jackson isminde üç kadın. Diğer NASA çalışanlarından tek farkları ten renklerinin koyu olması. Bu renk farklılıkları onların diğer çalışanlarla aynı tuvalete girmelerine, aynı yerden kahve içmelerine, diğer çalışanlar gibi kıyafetler giymelerine ve diğerlerinin aldığı ücreti almalarına engel. O yıllarda NASA’da sadece koyu renkli olmanız değil kadın olmanız da beyaz ve erkek çalışanlar kadar haklara sahip olmanızın önündeki en büyük engel.

Deha seviyesinde insanların; dünyanın en zor, en soyut problemlerini çözmeye çalışan ve çoğu zaman başarılı olan bu insanların hemen yanı başlarında yaşayan, kendileri ile birlikte çalıştıkları için de en az kendileri kadar zeki olan insanlara karşı olan tutumları aklın alamayacağı bir durum.

Oysa özellikle Katherine G. Johnson’un zamanımızda ancak bilgisayarların yapabildiği matematiksel hesaplamaları sayesinde Amerika, Ruslara karşı giriştiği uzay yarışlarında büyük yol alıyor. Onun hesaplamaları sayesinde Merkür Projesi ile birlikte Amerika ilk kez yörüngeye içinde John Glenn adında bir pilotun olduğu aracı yerleştirebiliyor.

Peki, nasıl oluyor da ırkçılık, ayrımcılık gibi ilkel davranış şekilleri bu kadar eğitimli insanların bile bu davranış kalıplarını içselleştirmiş olmalarına sebep oluyor? Nasıl oluyor da sıradan bir zekânın kavramakta zorlandığı uzay hakkında çalışmalar yapan insanlar bu kadar bariz bir ilkelliğe dur diyemiyorlar?

Irkçılık o dönem Amerika’da çok sıradan bir olay. Renkleri koyu diye her türlü aşağılanmanın normal karşılandığı bir durum var. Eğitim düzeyi düşük insanların kitle psikolojisi ile hareket etmeleri bir şekilde anlaşılabilse de NASA gibi bir kurumun çalışanları arasında böyle bir anlayışın normal karşılanması normal değil. Ne kadar zeki ne kadar eğitimli olursak olalım demek ki bazı konular hakkında farklı düşünmemizi sağlayacak zihinsel süreçlere kapılarımızı kapatabiliyoruz.

Farklı düşünmek, herkesin baktığı yöne bakıp başka şeyler görebilmek eleştirel bir zeka ve cesaret ister. Bu iki haslet sanırım eğitim ile birlikte insanoğlundan koparılıyor.   

Doğduğumuz andan itibaren sürekli bir şeyler öğreniriz. Bu öğrenmeler sayesinde bir kimlik kazanırız. Yaşadığımız dünyaya bir anlam verme çabamız ömür boyu sürse de bu anlamın temel  taşlarını daha ilk yıllarımızda bu öğrenmelerle birlikte  yerleştiririz. Bir nevi temel atarız. Bu temel sayesinde yükselir; hayata karşı bir duruş sergileriz. Fakat öğrendiklerimiz her zaman iyi ve güzel şeyler değildir. Hatta bazıları içimizde var olan güzellikleri yok edebilir de. Deneyimlediğimiz dünya bazen bizi kendi içimize hapseder. Kendi beynimizin içinde esir oluruz. Duygusal tepkilerimiz mantıksal reaksiyonlar vermemizi engeller. Dahası içinde yaşadığımız toplumun kabulleri vardır. Bu kabullerin davranışa dönüşmesi için toplumsal bir çok kurum devreye girer. Öyle ki tartışılması istenmeyen konulara karşı toplum olarak sadece refleks geliştirmiş oluruz.

İnsan düşünür. Fakat hayvanların da ilkel bir şekilde olsa da düşündükleri biliniyor artık. Peki bir insanın düşünmesiyle hayvanın düşünmesi arasında nasıl bir fark vardır?

İnsan düşündüğü üstüne de düşünür. Yani düşündüğünü kritik eder. Düşündüğünü tekrar düşünerek doğru veya yanlış taraflarını etüt eder. Eleştiri kabiliyeti vardır insanın. Bu özelliği onu hayvanlardan tamamen ayırır.

Fakat insan aynı zamanda toplumsal bir sonuçtur. Toplum, geleceğini devam ettirmek ve kendini güvende tutmak adına tehlikeli gördüğü durumlara karşı fikirler geliştirir ve bu fikirleri gelenek görenek, okul, aile yolu ile yaygınlaştırır. Öyle ki ne kadar zeki ne kadar entelektüel, ne kadar vicdanlı olursanız olun toplumsal yanlışlara karşı tepkiniz sadece refleks halinde bir görmezden gelme veya yanlışı doğru ve normal olarak karşılama eğiliminde olursunuz. Tıpkı NASA’da görevli çalışan dehaların sırf renkleri koyu diye insanlara olan yaklaşımındaki saçmalık gibi.

Bunun çaresi yok mu? Elbette var. Toplumun hastalıklı empozesine karşılık çocukluktan itibaren eleştirel düşünmeyi düşünme eyleminin olmazsa olmazı haline getirmek. Çocuklar için felsefe akımı bize sunulanı olduğu gibi kabul etmememizi öğretir. Çevreden edindiğimiz bilgiyi, fikri eleştirel süzgeçten geçirmemiz gerektiğini öğretir. Ayrıntılı ve eleştirel düşünebilmenin eğitimi çocuklara çok küçük yaşlardan itibaren verilmelidir. P4C (Philosophy For Children) Türkçe karşılığı Çocuklar İçin Felsefe dünyanın birçok ülkesinde yavaş yavaş okul müfredatlarına giriyor. Ülkemizde de son yıllarda bir yönelim var. Fakat henüz yeterli değil. Çünkü P4C ülkemizde henüz teorik öğrenme düzeyinde. Uygulama aşamasında henüz çok zayıf. Çünkü bu yeterliliğe sahip öğretmenimiz yok. Bu yeterliliği sağlamak adına birçok kurs var fakat kursa katılıp sertifika alan öğretmenlerin de büyük bir kısmı uygulama yapma konusunda gönülsüz davranıyor. Elbette bu bile önemli ülkemiz adına. Umarım P4C ülkemizde uygulama anlamında da oldukça gelişir. Okullarımızda en azından haftada bir kez olsun uygulanma şansı bulur.

Halil Koçakoğlu

    iletişime geç

    Halil Koçakoğlu

    Köşe Yazarları
    Hamza Tavas
    Hamza Tavas Şanlıurfa OSB seçime gidiyor ;
    Nevzat Bingöl
    Nevzat Bingöl Helalleşme Değil Hesaplaşma
    Abdulkadir İKBAL
    Abdulkadir İKBAL Kürtlerle ilgili hiç bir şey yok.
    Celal Çiftçi
    Celal Çiftçi 2023 yılını İslam turizmi açısından fırsata çevirmek lazım
    Mehmet Faraç
    Mehmet Faraç CHP, Güneydoğu, çıkmazlar!
    Ahmet Furkan Demir
    Ahmet Furkan Demir SAHİPSİZ ŞEHİR VEYAHUT URFA
    Müslüm Abacıoğlu
    Müslüm Abacıoğlu Dört Mezhebe Göre Guslün Farzları
    Ercan AKKAR
    Ercan AKKAR Sporu siyasete alet etmeyin….
    Ferit Bugenç
    Ferit Bugenç Bir arayışım var
    Halil Manuş
    Halil Manuş Boşuna mı bizim çocuklar demiştim
    Cengiz ERDİL
    Cengiz ERDİL Taş ocağından çıkan tarih
    Nail Kadirhan
    Nail Kadirhan Diyarbakır’da “Serok Ahmet”, Antalya’da “Yörük Ahmet”,
    Aziz Ilgazi
    Aziz Ilgazi Küresel ekonomik ahlak krizi ile karşı karşıya kaldık.
    Mustafa Kaplan
    Mustafa Kaplan NE MATERYALİZM,NE İDEALİZM.DOĞRUDAN HAKİKAT -İ KUR'ANİYE
    Halil Çuhadaroğlu
    Halil Çuhadaroğlu Görmemezliğe, duymamazlığa gel Aklını çalıştır
    Murat Toprak
    Murat Toprak AVUKATLIK YASASI ÜZERİNE
    Mehmet Fethi Göktepe
    Mehmet Fethi Göktepe Boş Tabak Dolmuyor
    Hüseyin Acarlar
    Hüseyin Acarlar Bugün 18 Aralık...
    Abdulkadir SELVİ
    Abdulkadir SELVİ İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmesine karşıyım
    Muhammet OLUKLU
    Muhammet OLUKLU Hayvancılık Acilen Yoğun Bakıma Alınmalı!
    Bilal BEBE
    Bilal BEBE Ne Zeman Türkiye Diyeceksiniz
    M. Sıtkı Aloğlu
    M. Sıtkı Aloğlu NATO İyice cıvıttı...
    Şerif Kurtuluş
    Şerif Kurtuluş İki Kenan bir milyoner
    Doğan BEKİN
    Doğan BEKİN Uluslararası Melson Mandela Günü
    Ömer Ağ
    Ömer Ağ TEDAVİ
    Memduh Önay
    Memduh Önay Yerli ve milli olan her şeye karşılar!
    Mehmet Ali Kulat
    Mehmet Ali Kulat EFENDİM...
    Şemsettin Kaya
    Şemsettin Kaya TÜRKİYE BİRDEN ÇOK CEPHEDEN KUŞATILMAK İSTENİYOR .! 
    Şems Polat
    Şems Polat EZ QELANDİM
    M. Barış Durak
    M. Barış Durak Büyük girdap KIBRIS... 
    Selehattin Canbeyli
    Selehattin Canbeyli Köy Odaları
    Halil Koçakoğlu
    Halil Koçakoğlu EMEK VERMEK
    Hüseyin GÜZEL
    Hüseyin GÜZEL UZAKLAŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞMA SAĞLANMALI !      
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem “Çamur at izi kalsın”ın son kurbanı Batuhan Mumcu oldu
    Oğuz Haksever
    Oğuz Haksever “SOLUK MAVİ NOKTA”DA BİR SAVAŞ DAHA…
    Dilek Çiftçi
    Dilek Çiftçi Minyeli Abdullah
    Nureddin KAYA
    Nureddin KAYA GÖÇ VE GÖÇMENLER
    İlyas TONGÜÇ
    İlyas TONGÜÇ 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI
    Aziz İlgazi
    Aziz İlgazi Ticaret savaşlarında galibiyet yoktur
    Halit Açar
    Halit Açar Eşkıyaya Müsamaha Gösterilmez
    Turgay TÜRKER
    Turgay TÜRKER Prof. Dr. Veysel Eroğlu Uyarıyor: “Festival yapacakları yerde su şebekelerini yenilesinler.”
    Mehmet Kemal Uğuzlu
    Mehmet Kemal Uğuzlu HARRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNİN GURURU EMİN ELLER İNSANLARA EMNİYET VERİR
    Salih İlhan
    Salih İlhan Meşhur milyarderin son yazısı
    Mutlu Güneş
    Mutlu Güneş Harran Ovasında yem bereketi!
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle