MENU
  • RÖPORTAJ
  • İLAN
  • DÜNYA
  • KÜLTÜR VE SANAT
  • MEDYA
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
DOLAR15.886
EURO16.8213
GR ALTIN941.21
ÇEYREK1548.5
Şanlıurfa
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
  • ÖZEL HABER
  • ŞANLIURFA
  • BÖLGE
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SPOR
  • GÜNCEL
  • SAĞLIK
  • GAP VE TARIM
  • EĞİTİM
Kapat

Hizbullah 22 yıl sonra ne yapacak?..

Ana SayfaYazarlarMehmet Faraç
30 Nisan, 2022, Cumartesi 20:44
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Kanla barutun, dehşetle kaosun, terör ve vahşetin korku filmlerine nakşolan manzaraları değildi onlar...

Yüzlerinden kan savrulan figürlerin televizyonlara yansıdığı dizi filmlerin ürkütücü sahnelerine de benzemiyordu o görüntüler!..

Hepsi birbirinden korkunç, hepsi birbirinden sarsıcı ve hepsi birbirini izleyen zincirleme öfkenin ölümle sonuçlanan oyunları değildi insanı tüketen şiddet sarmalı...

Paravan olarak kullanılan kitapevleri, silah saklanan camiler, medreseler, sinsi eylemlerin planlandığı hücre evleri, hedef seçilen kurbanlar, harekete geçirilen üç kişilik eylem grupları, Takarovlar, satırlar, sopalar ve saldırılar... saldırılar... saldırılar...

Güneydoğu'nun kuytularında; korkunun egemen olduğu caddelerde, sokaklarda çevresini sorgulayan ürkütücü gözler, hedef gösteren sarsıcı bakışlar ve planlar... planlar... planlar...

Kaçırılan insanlar, yer altında sorgulamayı bekleyen kurbanlar, domuz bağının kıskacında tutulan gariplere ağır işkenceler ve ölümler... ölümler... ölümler...

İşte tüm bu sarsıcı, ürkütücü, korkutucu; bazen öfke, bazen kan saçan ve sonu nihayetinde ölümle biten, Doğu'nun klasik şiddet manzaralarıydı bunlar...

TERÖRİST, KURBAN VE AJAN!..

Diyarbakır'da; bir zamanlar tarihî surların dibinde, kaçak çay satılan köhne kahvehanelerin derme çatma kürsülerine oturmuş üç kişi görüldüğünde, kuşku zihinlerde rotası belirsiz bir Takarov mermisi gibi oraya buraya savrulur dururdu...

Biri terörist, biri kurban ve biri de muhtemeldir ki ajandı onların...

Sadece Diyarbakır'da değil, Batman'dan Mardin'e kadar uzanan şiddet çizgisinin karanlığa bulanmış görüntüleri içerisinde, adına "faili meçhul" denilen sansasyonel eylemlerin çatıları oluşturulurken, işte yukarıdaki manzaralar birer tuğla gibi üst üste konulur ve nihayetinde en altındaki tuğla çekildiğinde de birileri ölürdü!..

Akşamın alacakaranlığında; Diyarbakır Dağkapı'da, sur dibinde, faili meçhulün her an cirit attığı Bağlar'da, Mardin'in gizemli taş sokaklarında, Batman'ın İpragaz Mahallesi'nde, köhnemiş dükkanların pas tutmuş kepenkleri gürültüyle indirildiğinde, sessizlik ortalığa hâkim olduğunda, tüm insanlar evlerine çekildiğinde, işte kurbanlar canlarını kurtarmak için köşe bucak kaçarken, gözcü- koruma-tetikçi üçgeninde çark oluşturan katiller eyleme geçerdi...

Sorgulanacaksa kurban bazen bir beyaz Toros'un, bazen bir minibüsün arkasına apar topar atılır, bir kırsal köyde, yer altındaki sorgu merkezine götürülür, orada aylar boyu sonunu beklerdi...

Örgüte göre imha edilmesi gerekenler ise işte o gözcü-koruma-tetikçi üçgeninden savrulan bir Takarov mermisinin ensesine savrulması ile yere düşer ve çığlığı Diyarbakır'ın, Batman'ın, Mardin'in sessizliğe bürünmüş sokaklarındaki son isyan olarak savrulur giderdi!.. Analar ağlardı sadece bu kahrolası ölümlerde ve gerideki her şey, kimin ya da kimlerin işine gelirse, faili meçhul kalırdı!..

FAİLİ MEÇHULLER, ÇÖKÜŞLER VE PARTİ!..

Kimler yoktu ki hedefte?.. Çayhane sahipleri, kasaplar, manavlar, öğretmenler, muhtarlar, Mehmet Sincar gibi vekiller, Namık Tarancı gibi gazeteciler, Gonca Kuriş gibi kadın aktivistlerle her kesimden kurbanların yüzlercesi...

Yeraltı sığınaklarında farelerin insafına terk edilen, zincirlenmiş mahzenlerde sorgulanırken ölümü bekleyenlerin ya da mezar evlerde iskeletleri sergilense de, yok olup gidenlerin sayısı hiç bilinmedi...

Sokaklarda satırla ya da Takarovlarla katledilenler, yüzlerine, bacaklarına kezzap atılanlar, camileri, medreseleri, kitapevlerini hücreleşmek için kullanırken, sayıları bazen binlerce ile ifade edilen militanlar vardı bu korkunç olayların arkasında...

Dinci terörün önce kendi arasındaki fraksiyonlarla, sonra PKK ile ardında da devletle çatıştığı 1990'lardan 2000'lere kadar giden süreçte Güneydoğu'da korkunun egemen olduğu sokaklarda, adına "faili meçhul" denilen cinayetlerin manzarası böyleydi işte...

Sonunda gazeteciler, siyasiler, esnaf, bürokrasi sindirildikten sonra, örgüte büyük darbe vuran Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 polis memurunu şehit edebilecek kadar devletle çatışmaya giren bir örgüt hedefteydi artık...

Aylar boyu süren operasyonların sonucu sarsıcıydı;

Ortaya çıkartılan silah ve mühimmat depoları, deşifre olan binlerce militan, yurt dışına kaçarak IŞİD ve El Kaide saflarına geçen örgüt yöneticileri ve yakalanan binlerce Hizbullahçı...

Yazının başından itibaren yansıtılan ürkütücü manzaranın ortasındaki ahval ve şerâit, öfke, kavga, şiddet işkence ve ölüm (topuna faili meçhul) denilen kanlı eylemler ve geride kalan ise bazen "hizbulkontra" bazen de Hizbullah'tı...

Örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun 17 Ocak 2000'deki İstanbul operasyonunda öldürülmesinin ardından büyük darbe alan Türk Hizbullahı'nın lider kadrosunun neredeyse tamamı cezaevine konulmuştu...

Ve 24 Ocak 2001'de Gaffar Okkan suikastının ardından yakalandıktan sonra cezaevine atılan yüzlerce Hizbullahçı yıllar sonra ilk kez birkaç gün önce gazetelere haber oldu...

Güneydoğu'da yıllar boyu korku saçan bir örgütün yol açtığı yukarıdaki manzaralardan 22 yıl sonra geride kalan sonuç Yeniçağ'ın bir haberinde de şöyle özetlenmişti;

"Cezaevinde Hizbullahçı kalmadı!.."

Nihayetinde Hizbullah silah bıraktı ve yıllar önce "Hüda-Par" adı altında partileşti...

Örgüt 20 yılı aşkın süredir ne PKK ile çatışıyor, ne de devletle...

Hatta Hüda-Par yanlıları, 6-7 Ekim 2014'teki Kobani olaylarında olduğu gibi, bazen PKK'nın korkunç eylemlerine kurban olmaktan da kurtulamıyor...

Evet; bir dönem Güneydoğu'yu kana bulayan şeriatçı kadroların özgürlüğüne kavuşmasının neyi haber verdiği, bundan sonra ahval ve şerâite yansıyacak manzaralarla ortaya çıkacaktır...

38 yıldır PKK'nın içinde bocaladığı çıkmaz da gösteriyor ki, insanlığın ve uygarlığın karşısında terörün ve şiddetin başarı şansı olmuyor...

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Mehmet Faraç

    iletişime geç

    Mehmet Faraç

    Köşe Yazarları
    Mustafa Kaplan
    Mustafa Kaplan TABU 14.Bölüm
    Ferit Bugenç
    Ferit Bugenç “AŞK MI ŞEFKAT MI?
    Halil Çuhadaroğlu
    Halil Çuhadaroğlu İnsan kendini kaybetti
    Ercan AKKAR
    Ercan AKKAR SEÇİMLE GELEN, SEÇİMLE GİTMELİ…
    Müslüm Abacıoğlu
    Müslüm Abacıoğlu Namaz kılmayanın iyilikleri
    Halil Manuş
    Halil Manuş SİZE KALSIN
    Ahmet Furkan Demir
    Ahmet Furkan Demir VAKİT
    Halil Koçakoğlu
    Halil Koçakoğlu EMEK VERMEK
    Şems Polat
    Şems Polat GILGAMÉŞ DESTANI
    Mehmet Faraç
    Mehmet Faraç Hizbullah 22 yıl sonra ne yapacak?..
    Hüseyin Acarlar
    Hüseyin Acarlar Bir Ramazan Ayında İrilere masalar (-2-)
    Abdulkadir SELVİ
    Abdulkadir SELVİ Meral Akşener hangi şartla aday olur?
    M. Barış Durak
    M. Barış Durak TÜRKİYE'DE  GENÇLİK
    Hüseyin GÜZEL
    Hüseyin GÜZEL UZAKLAŞTIRMA DEĞİL, UZLAŞMA SAĞLANMALI !      
    Nevzat Bingöl
    Nevzat Bingöl BASKIN SEÇİM NE ZAMAN?
    Mehmet Ali Kulat
    Mehmet Ali Kulat Ağlar Mescid-i Aksa!
    Abdulkadir İKBAL
    Abdulkadir İKBAL Rusya ve Ukranya
    Cengiz ERDİL
    Cengiz ERDİL MADEN BİTİNCE SORUN BİTMİYOR…
    Misafir Kalem
    Misafir Kalem “Çamur at izi kalsın”ın son kurbanı Batuhan Mumcu oldu
    Oğuz Haksever
    Oğuz Haksever “SOLUK MAVİ NOKTA”DA BİR SAVAŞ DAHA…
    Murat Toprak
    Murat Toprak Seçim Kanunları ve Siyasi Partiler Kanunu Değişikliği Üzerine
    Şemsettin Kaya
    Şemsettin Kaya Gazze Erdoğan’ın Yapacağı Bir Ziyaret İle Yeniden Gündeme Gelebilir!
    Celal Çiftçi
    Celal Çiftçi Urfa’da insan canı bu kadar mı ucuz ?
    Dilek Çiftçi
    Dilek Çiftçi Minyeli Abdullah
    Doğan BEKİN
    Doğan BEKİN KIBRIS’TA GİDİŞAT NEREYE DOĞRU
    Bilal BEBE
    Bilal BEBE İSTİHDAM VE Z.A. BEYAZGÜL.
    M. Sıtkı Aloğlu
    M. Sıtkı Aloğlu Öyle vahşi bir kapitalizm ki...
    Selehattin Canbeyli
    Selehattin Canbeyli Sorunların çözümü
    Aziz Ilgazi
    Aziz Ilgazi Eyubbiye’de bir hayvan hastanesi var..
    Nail Kadirhan
    Nail Kadirhan Yetmez ama evet yerine, ağlarım da giderimde
    Şerif Kurtuluş
    Şerif Kurtuluş Sayın Hocam Merhaba;
    Ömer Ağ
    Ömer Ağ YASAL, AMA HELAL Mİ?
    Nureddin KAYA
    Nureddin KAYA GÖÇ VE GÖÇMENLER
    İlyas TONGÜÇ
    İlyas TONGÜÇ 20 TEMMUZ BARIŞ HAREKATI
    Hamza Tavas
    Hamza Tavas Covid-19 Aşısında Şanlıurfa Neden 80. Sırada?
    Aziz İlgazi
    Aziz İlgazi Ticaret savaşlarında galibiyet yoktur
    Halit Açar
    Halit Açar Eşkıyaya Müsamaha Gösterilmez
    Turgay TÜRKER
    Turgay TÜRKER Prof. Dr. Veysel Eroğlu Uyarıyor: “Festival yapacakları yerde su şebekelerini yenilesinler.”
    Salih İlhan
    Salih İlhan Meşhur milyarderin son yazısı
    Mutlu Güneş
    Mutlu Güneş Harran Ovasında yem bereketi!
    Memduh Önay
    Memduh Önay Alman Medyası Alçaksın!
    Mehmet Fethi Göktepe
    Mehmet Fethi Göktepe ÇÜNKÜ BİZ URFALIYDIK
    Şanlıurfa Olay Gazetesi - Urfa Haber
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Şanlıurfa Olay 2021 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle