Hiddeti yenmek
25 Mayıs 2022, Çarşamba 14:53Muhterem Kardeşlerim…
Hiddetlenince, euzü besmele ve iki kul euzüyü okumalı. Sinirimize hâkim olabilmek için dinin emrine uymalı, bunun günah olduğunu bilmeli. Öfkeye sebep olan kimseye yumuşak davranamayan kimse, onun yanından ayrılmalı, ondan uzak durmaya çalışmalı.
“Öfke, şeytandandır. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!” [Ebu Davud]
Hiddetli ortamı değiştirmek ve kızgınlık alevlerini söndürmek 5 şeyle mümkündür:
1- Böyle bir zamanda Cenab-ı Hakkın isimlerini zikretmek. Çünkü Allah’ı anmak, Allah’tan korkmaya sebep olur. Allah korkusu da taat ve af gibi güzel hasletlerin gelişmesini sağlar. Böylece, Allahü Teâlâ’yı anmakla, hiddetin ateşi sakinleşip söner.
2- Suçluyu affetmenin ve bağışlamanın sevap olduğunu hatırlamalıdır. Bu hatırlayış kişiyi sevaba sevk eder, suçluları bağışlayanlara Cenab-ı Hakkın vaat ettiği Cennet nimetlerini elde etmeye sürükler, kızgınlığı giderir; serkeş nefsi kahrederek sahibini, huzurlu bir ortama doğru iter.
3- Kızgınlığını giderip, yumuşaklık göstererek affedici olursa, insanların, kendisine sevgi besleyeceğini hatırlamak. Bu taktirde insanların sevgisini elde etmek ve onlar arasında saygıdeğer bir kişi olmak ideali, hiddet hâlinin gitmesine sebep olabilir.
4- Kızgınlık zamanındaki halden başka bir hâle geçmek. Mesela otururken kalkıp gitmek gibi. Halife Memun hiddetlenince, derhal orayı terk ederek hiddetini yenmeye çalışırmış!
5- Kızgınlığın sonunda doğacak acı pişmanlığı, intikamın çirkinliğini ve kolaylıkla giderilemeyecek acı sonuçlar doğuracağını düşünmek. Yani öfkelendiği şeyin bir musibet olduğunu kabul edersek, sabretmeli bunun sayısını artırıp başka musibetlere yol açmamalı. Elini kana bulayabilir, hapislere düşebilir, yuvasını dağıtabilir veya büyük maddi zararlara uğrayabilir. Bir musibete sabretmemekle dünyasını ahiretini mahvedebilir.
Şehvet ve gadabı yok etmek için açlık çekerek riyazet yapmak
İslamiyet, şehvetin ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hakim olup, dine uygun kullanılmalarını emretmektedir. Süvarinin atını ve avcının köpeğini yok etmeleri değil, bunları terbiye ederek, kendilerinden faydalanmaları gerektiği gibidir.
Yani şehvet ve gadab, avcının köpeği ve süvarinin atı gibidir. Bu ikisi olmadıkça, ahiret nimetleri avlanamaz. Fakat bunlardan faydalanabilmek için, terbiye ederek, dine uygun kullanılmaları gerekir. Terbiye edilmezler, azgın olup, dinin sınırlarını aşarlarsa, insanı felakete sürüklerler. Riyazet yapmak, bu iki sıfatı yok etmek için değil, terbiye edip dine uymalarını sağlamak içindir. Bunu sağlamak da, herkes için mümkündür.
Sinirimize hâkim olabilmek için dinin emrine uymalı, bunun günah olduğunu bilmeli. İnsan bile bile kızıp öfkelenmez. Kızsa da, sinirine hâkim olur. Zaten dinimiz kızmamayı değil, sinirine hâkim olmayı emrediyor. Her insan kızabilir, ama kızınca, dinin dışına çıkmamalı, zararlı iş yapmamalı.
Hiddetlenince, euzü besmele ve iki kul euzüyü okumalı. Kızıp öfkelenenin aklı örtülür. İslamiyet'in dışına çıkar.
Birkaç Hadis-i Şerif meali:
“Öfkelenen, dilediğini yapmaya gücü yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahü Teâlâ da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur.” [İbni Ebid-dünya]
“Öfke, şeytandandır. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Öfkelenince abdest alın!” [Ebu Davud]
“Sinirlenen, ayakta ise otursun. Öfkesi geçmezse yan yatsın.” [Ebu Davud]
Ayakta olanın intikam alması kolaydır. Oturunca, azalır. Yatınca, daha azalır. Sinirlenmek, kibirden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebep olur. Kızınca, “Allahümmagfir li-zenbî ve ezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytân” okumak, hadis-i şerifte bildirildi. (İbni Sünni)
Manası, “Ya Rabbi, günahımı affeyle. Beni kalbimdeki öfkeden ve şeytanın vesvesesinden kurtar” demektir.
Öfkeye sebep olan kimseye yumuşak davranamayan kimse, onun yanından ayrılmalı, ondan uzak durmaya çalışmalı.
Allahu Teâlâ cümlemizi sinirine hâkim olan kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum