Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bölgede başlayan gerginlik dozu artan ölümlerle birlikte her geçen gün daha fazla yükseliyor. Taraflar yeniden diyalog kanallarını açma yerine birbirini bertaraf, imha ve devre dışı bırakmak için yeni hamlelerini peş peşe sıralıyor.
Hükümet ve devlet; bir taraftan sokağa çıkma yasaklarını daha çok yerleşim yerlerine yayarken, bir taraftan da HDP’siz, Öcalan’sız ve Kandil’siz formül arayışını hızlandırdı.
Bu amaçla bir süre önce görevlendirilen akademisyen kökenli 2 Başbakanlık Müşaviri, Diyarbakır, Mardin ve Batman'da incelemelerde bulundu. Söz konusu akademisyenler bölgede, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, akademisyenler, bazı siyasi parti temsilcileri ve valilerle görüştü.
Müşavirler, incelemede bulundukları yerlerde Kürt meselesinde öncelikli atılması gereken 3 adımı sordu. Bu soruya ağırlıkla, ‘Anadilde eğitim, kamusal alanda dilin kullanılması, uçaklarda Kürtçe anonsların yapılması ve ekonomik-kültürel destekler’ ile ‘Öcalan ile yeniden görüşmelerin başlatılması, silahların susması ve sınır dışına çekilmesi, egemenlik paylaşımı hariç, yerinde yönetim reformlarının gerçekleşmesi’ yanıtlarını aldılar.
Hükümet ve devlet; ayrıca bir süreden bu yana parti programlarında HDP’den daha radikal talepler bulunduğu bilinmesine rağmen, çok önceden HDP’ye karşı desteklediği diğer Kürt siyasi parti ve oluşumlarıyla görüşmelerini daha fazlalaştırdı. Hatta Irak Kürdistan Federal Bölge Başkanı Mesud Barzani’nin PAK, PSK, PDK- Bakur, PDK –T, HAK-PAR, KADEP, PAKURD ve Hüda – Par temsilcileriyle görüştürerek, bu hareketlerden aldığı desteği sağlamlaştırdı.
En önemlisi ise, ‘terörle mücadele’ 1990’larda olduğu gibi yeniden askere havale edildi. Sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği yerlere 10 bin asker, 3 korgeneral, 3 tümgeneral, 8 tuğgeneral, 26 albayın gönderilmesi, 5 bin askerin daha takviye edilecek olması ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının bölge gezisi bunun bariz örnekleri olarak gösterebiliriz.
Peki; taraflar ne diyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Belediyelerin iş makineleriyle yani bu milletin iş makineleriyle hendekler açacaksın ve oradaki benim tüm Kürt vatandaşlarıma hayatı zindan edeceksin. Şimdi bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyor. Utanmadan, sıkılmadan da bir de (Geri dönemezsiniz.) O insanlar geri dönecekler ama o evlerde, o binalarda, o açtığınız hendekler de yok olacaksınız. Operasyonlar oralar tertemiz hale gelene, huzur ortamı tesis edilinceye kadar devam edecektir. Benim inançlı Kürt kardeşlerimi istismar edenler, bedelini ödeyecekler.’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Cizre'de, Silopi'de tek bir mahalle kalmamış olsun, tek bir ev olmamış olsun yığınak yapılmış olsun; bu temizlenecek. En kısa zamanda, en etkin mücadele ile sürecek.’
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,‘Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz. Haklıyız, kazanacağız.’
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Kürdistan’da açılan hendekler savunma amaçlıdır ve herkes bu durumdan mesaj çıkarmalıdır. Gerilla henüz şehre inmedi. Direniş, Kürt gençleri öncülüğünde devam ediyor ve gençlere sonuna kadar destek olacağız. Ordu artık şehirlerdeki savaşa katılıyor. Devlet ateşle oynuyor. Böyle yapmaya devam ederseniz, gerilla da daha da fedaice katılacaktır. Ve artık Kürt halkı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki bağ tamamen kopacaktır. Siz tank ve toplarla halkımızı ezerseniz, biz artık beraber yaşayamayız.’
Yaşananlar ve açıklamalar bunlar. Yani geri adım yok, restleşme var. Ama olan halka oluyor. Kürt ve Türkler arasındaki kopuş derinleşiyor ve böyle giderse daha da derinleşeceğe benziyor. Temennimiz geri adımda, restleşme de halkların kardeşliği için olur.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Geri adım yok restleşme var
Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bölgede başlayan gerginlik dozu artan ölümlerle birlikte her geçen gün daha fazla yükseliyor. Taraflar yeniden diyalog kanallarını açma yerine birbirini bertaraf, imha ve devre dışı bırakmak için yeni hamlelerini peş peşe sıralıyor.
Hükümet ve devlet; bir taraftan sokağa çıkma yasaklarını daha çok yerleşim yerlerine yayarken, bir taraftan da HDP’siz, Öcalan’sız ve Kandil’siz formül arayışını hızlandırdı.
Bu amaçla bir süre önce görevlendirilen akademisyen kökenli 2 Başbakanlık Müşaviri, Diyarbakır, Mardin ve Batman'da incelemelerde bulundu. Söz konusu akademisyenler bölgede, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, akademisyenler, bazı siyasi parti temsilcileri ve valilerle görüştü.
Müşavirler, incelemede bulundukları yerlerde Kürt meselesinde öncelikli atılması gereken 3 adımı sordu. Bu soruya ağırlıkla, ‘Anadilde eğitim, kamusal alanda dilin kullanılması, uçaklarda Kürtçe anonsların yapılması ve ekonomik-kültürel destekler’ ile ‘Öcalan ile yeniden görüşmelerin başlatılması, silahların susması ve sınır dışına çekilmesi, egemenlik paylaşımı hariç, yerinde yönetim reformlarının gerçekleşmesi’ yanıtlarını aldılar.
Hükümet ve devlet; ayrıca bir süreden bu yana parti programlarında HDP’den daha radikal talepler bulunduğu bilinmesine rağmen, çok önceden HDP’ye karşı desteklediği diğer Kürt siyasi parti ve oluşumlarıyla görüşmelerini daha fazlalaştırdı. Hatta Irak Kürdistan Federal Bölge Başkanı Mesud Barzani’nin PAK, PSK, PDK- Bakur, PDK –T, HAK-PAR, KADEP, PAKURD ve Hüda – Par temsilcileriyle görüştürerek, bu hareketlerden aldığı desteği sağlamlaştırdı.
En önemlisi ise, ‘terörle mücadele’ 1990’larda olduğu gibi yeniden askere havale edildi. Sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği yerlere 10 bin asker, 3 korgeneral, 3 tümgeneral, 8 tuğgeneral, 26 albayın gönderilmesi, 5 bin askerin daha takviye edilecek olması ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanlarının bölge gezisi bunun bariz örnekleri olarak gösterebiliriz.
Peki; taraflar ne diyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Belediyelerin iş makineleriyle yani bu milletin iş makineleriyle hendekler açacaksın ve oradaki benim tüm Kürt vatandaşlarıma hayatı zindan edeceksin. Şimdi bu insanlar oraları terk etmek zorunda kalıyor. Utanmadan, sıkılmadan da bir de (Geri dönemezsiniz.) O insanlar geri dönecekler ama o evlerde, o binalarda, o açtığınız hendekler de yok olacaksınız. Operasyonlar oralar tertemiz hale gelene, huzur ortamı tesis edilinceye kadar devam edecektir. Benim inançlı Kürt kardeşlerimi istismar edenler, bedelini ödeyecekler.’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Cizre'de, Silopi'de tek bir mahalle kalmamış olsun, tek bir ev olmamış olsun yığınak yapılmış olsun; bu temizlenecek. En kısa zamanda, en etkin mücadele ile sürecek.’
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,‘Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz. Haklıyız, kazanacağız.’
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Kürdistan’da açılan hendekler savunma amaçlıdır ve herkes bu durumdan mesaj çıkarmalıdır. Gerilla henüz şehre inmedi. Direniş, Kürt gençleri öncülüğünde devam ediyor ve gençlere sonuna kadar destek olacağız. Ordu artık şehirlerdeki savaşa katılıyor. Devlet ateşle oynuyor. Böyle yapmaya devam ederseniz, gerilla da daha da fedaice katılacaktır. Ve artık Kürt halkı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki bağ tamamen kopacaktır. Siz tank ve toplarla halkımızı ezerseniz, biz artık beraber yaşayamayız.’
Yaşananlar ve açıklamalar bunlar. Yani geri adım yok, restleşme var. Ama olan halka oluyor. Kürt ve Türkler arasındaki kopuş derinleşiyor ve böyle giderse daha da derinleşeceğe benziyor. Temennimiz geri adımda, restleşme de halkların kardeşliği için olur.
Sevgiyle kalın.