Yeryüzü biz insanoğlu için sayısız nimetlerle donatılmıştır.
Bu nimetlerden faydalanma hakkı ise helal dairesi, israf çizgisi ve paylaşma duygusuna istinaden tamamen bizlerin inisiyatifine bırakılmıştır.
Bu nimetler maddi ve manevi gibi çeşitli kategorilere ayrılmış ve bu çerçevelerde bir takım anlamlar yüklenmiştir.
İnsanoğlu için nimetleri nikmetlere çevirmek bir seçenek olduğu gibi, nikmetleri de nimetlere çevirmek ayrı bir seçenektir.
Fakat bu nimetlerden bazıları var ki nikmetlere çevrildiği zaman ya da ufak bir zaafiyete veya kıymetsizliğe uğradığı zaman bir toplumun tamamında bir sarsılmaya, bir yozlaşmaya hatta daha ileri düzeyler de bozulmalara neden olabiliyor.
İşte bu nimet zaman mefhumunun en nazlı hali, ömür sermayesinin en nazenin dönemi ve belki de insan yaşamının en değerli parçası olan gençlik nimetinden başka bir şey değildir.
Gençlik, insanların hayat felsefesinin en kudretli filozofuna denk geldiği inanılmaz ötesi bir zaman dilimidir.
Çünkü insanoğlunun çocukluk ile yaşlılık evreleri arasında, çocukluktan alacakları ile yaşlılıkta kaybedecekleri arasında kalıp birikim yapabildiği bir evre ve bir çeşit tecrübe edinme sürecidir.
Dünya üzerindeki meşru olarak nimetlerden en yüksek düzeyde haz alırız gençliğimiz de.
Çünkü çocukluk dönemi ya da akıl baliğ olmadığımız zamanlar da tat ve zevk duygularımızın etki alan dar olmakla birlikte yaşlılıkta ise tat azalırken zevk düzeyi ise çoğu nimetle ilgili olarak minimal düzeye inmektedir.
Dolayısıyla büyük bir nimettir gençlik.
Bizlere bağışlanmış en güzel hediye olmasıyla birlikte çeşitli sorumluluklar da yüklemektedir.
İşte bu ağır sorumluluk bir Hadis-i Şerif’le şöyle nakledilmektedir. "Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta) gençler gibi yaşayandır. Allah (cc), gayri meşru şehvet peşinde olmayan genci pek beğenir."
Evet bir gencin zamanını nerede ve kiminle harcadığı, gayri meşru şehvet,sefahate düşkünlüğü ve günahlardan kaçınması gibi bazı durumlar onun dünya üzerinde uyması gereken vazifeleri olmakla birlikte bir de sorumluluk yüklemektedir.
İşte bunun için gençlik nimetinin içerisinde bulunan kişi nasıl gençliğinden zevk alıyorsa bunun sorumluluklarını da sırtlamış demektir.
Ahiret yurdunun tarlası olan dünya; gençlik baharının meyveleriyle can bulur, yeşillikleriyle renk alır, çiçekleriyle de güzel kokular saçar aleme.
Gençliğimiz de ne ektiysek ahiret yurdunda da onu biçeceğiz.
Gül eken gül biçecek.
Diken eken ise diken...
Allah hepimizi farkındalık düzeyi yüksek olan gençlik nimeti nasip etsin.
Aksi takdirde gençliğimiz başımıza bir bela, ahiret yurdunda da cehennem çukurlarından da bir çukur olup bizleri çeşitli azaplarla perişan edecektir.
Saygılarım ve en naif Sevgilerimle...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ferit Bugenç
GENÇLİK NİMETİ
Yeryüzü biz insanoğlu için sayısız nimetlerle donatılmıştır.
Bu nimetlerden faydalanma hakkı ise helal dairesi, israf çizgisi ve paylaşma duygusuna istinaden tamamen bizlerin inisiyatifine bırakılmıştır.
Bu nimetler maddi ve manevi gibi çeşitli kategorilere ayrılmış ve bu çerçevelerde bir takım anlamlar yüklenmiştir.
İnsanoğlu için nimetleri nikmetlere çevirmek bir seçenek olduğu gibi, nikmetleri de nimetlere çevirmek ayrı bir seçenektir.
Fakat bu nimetlerden bazıları var ki nikmetlere çevrildiği zaman ya da ufak bir zaafiyete veya kıymetsizliğe uğradığı zaman bir toplumun tamamında bir sarsılmaya, bir yozlaşmaya hatta daha ileri düzeyler de bozulmalara neden olabiliyor.
İşte bu nimet zaman mefhumunun en nazlı hali, ömür sermayesinin en nazenin dönemi ve belki de insan yaşamının en değerli parçası olan gençlik nimetinden başka bir şey değildir.
Gençlik, insanların hayat felsefesinin en kudretli filozofuna denk geldiği inanılmaz ötesi bir zaman dilimidir.
Çünkü insanoğlunun çocukluk ile yaşlılık evreleri arasında, çocukluktan alacakları ile yaşlılıkta kaybedecekleri arasında kalıp birikim yapabildiği bir evre ve bir çeşit tecrübe edinme sürecidir.
Dünya üzerindeki meşru olarak nimetlerden en yüksek düzeyde haz alırız gençliğimiz de.
Çünkü çocukluk dönemi ya da akıl baliğ olmadığımız zamanlar da tat ve zevk duygularımızın etki alan dar olmakla birlikte yaşlılıkta ise tat azalırken zevk düzeyi ise çoğu nimetle ilgili olarak minimal düzeye inmektedir.
Dolayısıyla büyük bir nimettir gençlik.
Bizlere bağışlanmış en güzel hediye olmasıyla birlikte çeşitli sorumluluklar da yüklemektedir.
İşte bu ağır sorumluluk bir Hadis-i Şerif’le şöyle nakledilmektedir.
"Gençlerinizin en hayırlısı, (sefahetten uzak durmakta ve temkinli davranmakta) ihtiyarlara benzeyendir. Yaşlılarınızın en fenası ise, (başını gaflete sokmakta ve nefsinin arzularına uymakta) gençler gibi yaşayandır. Allah (cc), gayri meşru şehvet peşinde olmayan genci pek beğenir."
Evet bir gencin zamanını nerede ve kiminle harcadığı, gayri meşru şehvet,sefahate düşkünlüğü ve günahlardan kaçınması gibi bazı durumlar onun dünya üzerinde uyması gereken vazifeleri olmakla birlikte bir de sorumluluk yüklemektedir.
İşte bunun için gençlik nimetinin içerisinde bulunan kişi nasıl gençliğinden zevk alıyorsa bunun sorumluluklarını da sırtlamış demektir.
Ahiret yurdunun tarlası olan dünya; gençlik baharının meyveleriyle can bulur, yeşillikleriyle renk alır, çiçekleriyle de güzel kokular saçar aleme.
Gençliğimiz de ne ektiysek ahiret yurdunda da onu biçeceğiz.
Gül eken gül biçecek.
Diken eken ise diken...
Allah hepimizi farkındalık düzeyi yüksek olan gençlik nimeti nasip etsin.
Aksi takdirde gençliğimiz başımıza bir bela, ahiret yurdunda da cehennem çukurlarından da bir çukur olup bizleri çeşitli azaplarla perişan edecektir.
Saygılarım ve en naif Sevgilerimle...