Belki birçoğumuz erken seçim olacak diyordu. Ama eminim hiçbirimiz bu kadarını beklemiyordu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli, 17 Nisan Salı günü gurup toplantısında bu konuyu gündeme getirdiğinde, erken seçimden emin olduk. Fakat yine de Eylül ya da Ekim ayını bulur demişken, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba 13.30 toplantısından sonra seçim tarihi olarak 24 Haziran’ı gösterdi.
Erken seçim değil adeta çok erken seçim oldu.
Peki, Sayın Bahçeli niye böyle bir çıkış yaptı. Siyasete biraz ilgili olup Sayın Bahçeli’yi azıcık takip eden her kes bilir ki; Sayın Bahçeli’nin siyaset sahnesinde adeta satranç oynar gibi hamleleri hep tarihi anlara sahne olmuştur. Ve daha önemlisi hep ihtiyaç duyulan anlarda ortaya çıkmıştır. Nasıl mı? Ufak hatırlatmalar yapalım.
Tarih 15 Temmuz 2002, Milliyetçi Hareket Partisi hükümet ortağı, fakat ülkede birçok şey pek de yolunda gitmiyordu. Yıllarca koalisyon hükümetleri pek de bir iş yapamamışlar ve artık ekonomi iflas edecek duruma gelmişti. Ekonomik krizin gölgesinde yapılan açıklamada Sayın Bahçeli; “Siyasi hayatımızda çok hızlı gelişmelerin yaşandığı çalkantılı bir dönemden geçilmektedir. Türkiye artık dönüşü olmayan bir erken seçim sürecine girmiştir” diyerek erken seçim çağrısı yapmıştır. Sonuç mu? Koalisyon hükümetleri bitmiş ve 16 yıldır Türkiye güçlü hükümetlerle yönetilmeye başlanmıştır.
Tarih 7 Haziran 2015, seçimler nihayete ermiş sonuçlar pek de istikrardan yana değil. Yine Sayın Bahçeli seçim çağrısı yapar. “En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur” diyerek, var olan krizi yine bertaraf eder. Sonuç mu? Ağzını açıp iç savaş çığırtkanlığı yapanların hevesleri kursaklarında kalır ve Kasım 2015 seçimleri ile oluşturulmak istenen kaos ortamı dağıtılabilir.
Son olarak 17 Nisan Salı, yine Sayın Bahçeli bir çağrı yapar; “Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a kadar sabırla dayanması mümkün değildir” diyerek son erken seçim çağrısını yapar. Peki, bu çağrıyı niye yapmıştır?
Çünkü gelen tehlikenin farkındadır. Ortadoğu için son planlar yapılıyor ve Türkiye içindeki hala bitirilmemiş olan kılcallar harekete geçmek için uygun ortamı bekliyor. Amerika, İngiltere ve Fransa tıpkı 2.Dünya savaşındaki gibi bir aradalar ve beraberce Ortadoğu’da operasyonlar yapıyorlar.
Yakında İsrail’de harekete geçecek ve sınırlarını genişletmek için Golan tepelerini ve Lübnan’ı işgal girişimlerine kalkışacak. Türkiye’nin burnunun dibinde bütün bu gelişmeler yaşanırken ülke seçim kargaşası ile uğraşmamalı ve bir an önce bu seçim gündemden düşmeli hem de çok acil bir şekilde. Üzerine bir de daha yeni sonuçlanan 28 Şubat davasındaki kararların birçok kesimi rahatsız edip onları bir araya getirmiş olması da olası. Bir araya gelmiş olması muhtemel bu kesimlerin nasıl bir tepki vereceğinin de önü erken seçim isteği ile kapatılmış oldu.
Son olarak Milli Savunma Bakanımız Sayın Nurettin Canikli’nin, “TSK içinde 3 Bin kişilik FETÖ mensubu tespit ettik” demesi de içerdeki sorunların kolay kolay bitmeyeceğinin işareti durumunda. Bir parantez açmak gerekirse, bir de Cumhur İttifakını içine sindiremeyip bu ittifakı bitirme çabasının da varlığı erken seçime davetiye çıkarmış olabilir.
Yapılan erken seçim çağrısı sonucunda tahlillerimin bir kısmı bu. Süreç içerisinde daha da açmaya çalışacağız.
Diyeceğim o ki; sizler de, ben de Sayın Dr. Devlet Bahçeli’yi izlemeye devam edelim ve Devlet tecrübesine kulak verelim. Bizi iyi bir yere götüreceğine inanıyorum. Yapılacak olan seçimde kazanan ülkemiz olsun, erken seçim hayırlı olsun.
