Sadece enflasyon- hayat pahalılığı tartışmaları, yolsuzluklar, torpil-liyakat çıkmazı değil, tarihin en büyük imar çarpıklıkları ve doğa katliamları da durmuyor Türkiye'de...
İstanbul'da Kuzey ormanlarının yağmalanması, askeri alanların betonlaştırılması, deprem toplanma alanlarına bile inşaat yapılması; ovaların- ormanların- yaylaların imara açılması, Muğla'daki Cennet Koyuna inşaat ruhsatı verilmesi, 12 bin yıllık Dipsiz Gölün yok edilmesi, Salda Gölünün kirletilmesi yetmezmiş gibi, Türkiye'nin turist çeken güzellikleri bile hızla katlediliyor...
İşte bir dönem görüntüleri kartpostallara- posterlere yansıyan, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Rize'deki Ayder Yaylası ile Trabzon'daki Uzungöl'ün kahredici görüntüleri de birkaç gündür medyada tartışılıyor, siyasiler arasında polemiğe yol açıyor...
Türkiye'de çarpık yapılaşma rezaletleri yetmemiş gibi, Ayder'in betonla katledilmesinin ardından
Uzungöl'e de kaçak betonlaşmanın hançeri saplanmış...
Üstelik bu hançer sadece gölün kendisine ve çevresine değil, havasına- suyuna, mavisine- yeşiline ve nefesine de öylesine acımasızca saplanmış ki, görüntüler kahredici... Trabzon'un Çaykara ilçesinde Arap turistlerin akınına uğramasının ardından, önce kaçak yapıların istilasına uğrayan, daha sonra da devletin gafleti nedeniyle beton yığınına dönüştürülen Ayder'in yanısıra Uzungöl'ün güzelliği de tarihe karışıyor...
AKP'li Çevre Bakanının, "Uzungölü koruyacağız, eski haline getireceğiz" şeklindeki iddialarının ne kadar temelsiz olduğu bölgeden gazetelere yansıyan kahredici fotoğraflardan çok ne anlaşılıyor...
Velhasıl bir zamanlar muhteşem görüntüleri, yeşilliği ve temiz havasıyla insanların akın ettiği Ayder Yaylası ile Uzungöl şimdilerde AKP ile muhalefet milletvekilleri arasında bir kez daha tartışma konusu ama, o muhteşem güzelliklerden artık zerre kadar eser yok...
Ancak konu doğa katliamı ve rant olunca tek sıkıntı Karadeniz bölgesinde yaşanan çarpıklıklar değil...
ŞİLE, KIYIM, SKANDAL!!!
Asya'yı Avrupa'ya bağlayan ve Cumhuriyetin 50. yılında hizmete giren Boğaz Köprüsü'nün inşaatı 3 yıl sürmüştü...
Çanakkale Boğazına yapılan 1915 Köprüsü ise 5 yılda tamamlanmıştı...
Türkiye'nin en büyük sağlık merkezi olan Ankara Şehir
Hastanesi'nin 2015'te başlayan inşaatı 2018 yılında bitmişti...
Temeli 2014'te atılan İstanbul Havalimanı 2018 yılında uçuşlara açılmıştı...
Malatya'da 2020 depreminde evleri hasar görenler için yapılan 500 konut 2 yılda tamamlanmıştı...
Peki, biz bu projelerin yapım sürelerine niçin mi dikkat çektik?..
Çünkü Türkiye'nin kangrenleşmiş yapılarından biri de Şile'nin Ahmetli köyünde ne tuhaf ki bitirilmiyor!..
Şile Belediyesi tarafından 2016 yılında hazırlanan imar planı değişikliğinin İBB Meclisi'nde onaylanmasının ardından, bölgede konut yapmak isteyen TOKİ, inşaat oranına itiraz etmiş ve 2 katlı villa olması gereken proje 4 katlı apartmanlara dönüştürülmüştü...
Şile Belediye Meclisi'nin 15 Eylül 2017'de kabul ettiği proje değişikliğinin ardından 20 dönümlük iki parsel üzerindeki defne ağaçları greyderlerle acımasızca kesilmiş ve bir dönem kuş gözlemcilerinin akın ettiği ormanlık alan hızla yok edilmişti...
Çevresindeki arsaların bir bölümünün AKP'li Belediye Meclis üyelerine ait olduğu saptanan Defne ormanlığında ağaç kıyımı, yaban hayatına da büyük darbe vurmuştu...
Sincapların, kuşların, karacaların yuvaları dağıtılmış ve bir dönem zümrüt yeşili ormanlık alan beton yığını olmuştu...
KİM BU ELİ AĞIR MÜTEAAHİT?..
Ancak Şile-TOKİ projesindeki tek skandal defne ormanının rant uğruna yok edilmesi değil...
Ahmetli Köyü'nün imar planını darmadağın eden ve iki katlı evler arasında birer beton yığını gibi yükselen TOKİ konutlarının 2018'de başlayan inşaatı "tam 5 yıldır" nedense bitmiyor!..
TOKİ'nin bölgede düz alanda arsaları bulunurken, altı tamamen kayalık çıkan inşaat bölgesinde 10 bloktaki 120 daire nasıl olur da tam 5 yıldır bitirilmez herkes çok şaşırıyor!..
Ne ilginç ki, bir yıl içerisinde teslim edilmesi gereken inşaatların çevresine inanılmaz yükseklikte istinat duvarları yapılıyor, kaba inşaatı tamamlanmış konutların çevresi halen bir harabe alanını andırıyor...
Ve kazıcı- delici aletler nedeniyle tam 5 yıldır sabah sekizde başlayan dehşet verici bir gürültü halen akşam saatlerine kadar durmuyor, bölgede insanların yaşamı cehenneme dönüşürken, yaban hayatı da tamamen tüketiliyor...
Asıl soru da şu; Kangrenleşmiş inşaatın yapımı ısrarla uzatıldıkça kimler kazanıyor, müteahhit acaba ne kadar zenginleşiyor?..
Şile Belediyesi, TOKİ ve başta Çevre olmak üzere ilgili bakanlıklar 4'er katlı 10 binanın tam 5 yıldır neden bitirilmediğini sorgulamıyor ve devletin kasasından bu kangrenleşmiş inşaata kaç yüz milyon lira harcandığı, konutların her birinin vatandaşlara ne kadara mal olacağı da açıklanmıyor!!!
Bir devlet yetkilisi açıklar mı acaba; Türkiye'nin en büyük inşaatları 2 ile 5 yıl arasında bitirilirken TOKİ'nin Ahmetli'deki inşaatının kangrenleşmesinin arkasında nasıl bir skandal var?.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Faraç
Doğaya hançer, zengine rant!!!
29 Aralık 2022 Perşembe
Sadece enflasyon- hayat pahalılığı tartışmaları, yolsuzluklar, torpil-liyakat çıkmazı değil, tarihin en büyük imar çarpıklıkları ve doğa katliamları da durmuyor Türkiye'de...
İstanbul'da Kuzey ormanlarının yağmalanması, askeri alanların betonlaştırılması, deprem toplanma alanlarına bile inşaat yapılması; ovaların- ormanların- yaylaların imara açılması, Muğla'daki Cennet Koyuna inşaat ruhsatı verilmesi, 12 bin yıllık Dipsiz Gölün yok edilmesi, Salda Gölünün kirletilmesi yetmezmiş gibi, Türkiye'nin turist çeken güzellikleri bile hızla katlediliyor...
İşte bir dönem görüntüleri kartpostallara- posterlere yansıyan, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Rize'deki Ayder Yaylası ile Trabzon'daki Uzungöl'ün kahredici görüntüleri de birkaç gündür medyada tartışılıyor, siyasiler arasında polemiğe yol açıyor...
Türkiye'de çarpık yapılaşma rezaletleri yetmemiş gibi, Ayder'in betonla katledilmesinin ardından
Uzungöl'e de kaçak betonlaşmanın hançeri saplanmış...
Üstelik bu hançer sadece gölün kendisine ve çevresine değil, havasına- suyuna, mavisine- yeşiline ve nefesine de öylesine acımasızca saplanmış ki, görüntüler kahredici... Trabzon'un Çaykara ilçesinde Arap turistlerin akınına uğramasının ardından, önce kaçak yapıların istilasına uğrayan, daha sonra da devletin gafleti nedeniyle beton yığınına dönüştürülen Ayder'in yanısıra Uzungöl'ün güzelliği de tarihe karışıyor...
AKP'li Çevre Bakanının, "Uzungölü koruyacağız, eski haline getireceğiz" şeklindeki iddialarının ne kadar temelsiz olduğu bölgeden gazetelere yansıyan kahredici fotoğraflardan çok ne anlaşılıyor...
Velhasıl bir zamanlar muhteşem görüntüleri, yeşilliği ve temiz havasıyla insanların akın ettiği Ayder Yaylası ile Uzungöl şimdilerde AKP ile muhalefet milletvekilleri arasında bir kez daha tartışma konusu ama, o muhteşem güzelliklerden artık zerre kadar eser yok...
Ancak konu doğa katliamı ve rant olunca tek sıkıntı Karadeniz bölgesinde yaşanan çarpıklıklar değil...
ŞİLE, KIYIM, SKANDAL!!!
Asya'yı Avrupa'ya bağlayan ve Cumhuriyetin 50. yılında hizmete giren Boğaz Köprüsü'nün inşaatı 3 yıl sürmüştü...
Çanakkale Boğazına yapılan 1915 Köprüsü ise 5 yılda tamamlanmıştı...
Türkiye'nin en büyük sağlık merkezi olan Ankara Şehir
Hastanesi'nin 2015'te başlayan inşaatı 2018 yılında bitmişti...
Temeli 2014'te atılan İstanbul Havalimanı 2018 yılında uçuşlara açılmıştı...
Malatya'da 2020 depreminde evleri hasar görenler için yapılan 500 konut 2 yılda tamamlanmıştı...
Peki, biz bu projelerin yapım sürelerine niçin mi dikkat çektik?..
Çünkü Türkiye'nin kangrenleşmiş yapılarından biri de Şile'nin Ahmetli köyünde ne tuhaf ki bitirilmiyor!..
Şile Belediyesi tarafından 2016 yılında hazırlanan imar planı değişikliğinin İBB Meclisi'nde onaylanmasının ardından, bölgede konut yapmak isteyen TOKİ, inşaat oranına itiraz etmiş ve 2 katlı villa olması gereken proje 4 katlı apartmanlara dönüştürülmüştü...
Şile Belediye Meclisi'nin 15 Eylül 2017'de kabul ettiği proje değişikliğinin ardından 20 dönümlük iki parsel üzerindeki defne ağaçları greyderlerle acımasızca kesilmiş ve bir dönem kuş gözlemcilerinin akın ettiği ormanlık alan hızla yok edilmişti...
Çevresindeki arsaların bir bölümünün AKP'li Belediye Meclis üyelerine ait olduğu saptanan Defne ormanlığında ağaç kıyımı, yaban hayatına da büyük darbe vurmuştu...
Sincapların, kuşların, karacaların yuvaları dağıtılmış ve bir dönem zümrüt yeşili ormanlık alan beton yığını olmuştu...
KİM BU ELİ AĞIR MÜTEAAHİT?..
Ancak Şile-TOKİ projesindeki tek skandal defne ormanının rant uğruna yok edilmesi değil...
Ahmetli Köyü'nün imar planını darmadağın eden ve iki katlı evler arasında birer beton yığını gibi yükselen TOKİ konutlarının 2018'de başlayan inşaatı "tam 5 yıldır" nedense bitmiyor!..
TOKİ'nin bölgede düz alanda arsaları bulunurken, altı tamamen kayalık çıkan inşaat bölgesinde 10 bloktaki 120 daire nasıl olur da tam 5 yıldır bitirilmez herkes çok şaşırıyor!..
Ne ilginç ki, bir yıl içerisinde teslim edilmesi gereken inşaatların çevresine inanılmaz yükseklikte istinat duvarları yapılıyor, kaba inşaatı tamamlanmış konutların çevresi halen bir harabe alanını andırıyor...
Ve kazıcı- delici aletler nedeniyle tam 5 yıldır sabah sekizde başlayan dehşet verici bir gürültü halen akşam saatlerine kadar durmuyor, bölgede insanların yaşamı cehenneme dönüşürken, yaban hayatı da tamamen tüketiliyor...
Asıl soru da şu; Kangrenleşmiş inşaatın yapımı ısrarla uzatıldıkça kimler kazanıyor, müteahhit acaba ne kadar zenginleşiyor?..
Şile Belediyesi, TOKİ ve başta Çevre olmak üzere ilgili bakanlıklar 4'er katlı 10 binanın tam 5 yıldır neden bitirilmediğini sorgulamıyor ve devletin kasasından bu kangrenleşmiş inşaata kaç yüz milyon lira harcandığı, konutların her birinin vatandaşlara ne kadara mal olacağı da açıklanmıyor!!!
Bir devlet yetkilisi açıklar mı acaba; Türkiye'nin en büyük inşaatları 2 ile 5 yıl arasında bitirilirken TOKİ'nin Ahmetli'deki inşaatının kangrenleşmesinin arkasında nasıl bir skandal var?.