Şahsi çıkarlarını ülke çıkarlarından üstün tutma hissiyatına murabıt bir toplumun istikbali de müphemdir.
Vatan ülküsünün her şeyin fevkinde olduğu inancı tam anlamıyla hâkimiyet arz ediyorsa; istenilen Terakkide bir seyrin müspet sonuca ulaşmasında tüm engeller aşılmaya namzettir. Yeter ki herkes üstüne düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olsun. Hele hele söz konusu bir ülkenin bekası ise; asla bir taviz söz konusu olmamalıdır. Böyle bir anlayış sağlam bir iman statüsünde telâkki edilerek, o yönde kararlı bir tavır sergilenmesi; menfi emeller üzerinde mütehayyir olanları düş kırıklığına uğratır.
Ülkemizin coğrafik ve jeolojik yapısının; başkalarının nezdinde nasıl iştah kabartıcı olduğunu, tarihi veriler ışığında görmek mümkün.
Dikkat ederseniz sürekli çeşitli saldırılarla karşı karşıyayız. Bu saldırıların ardı arkası da kesilmeyecek gibi gözükse de; milletçe müteyakkız olup, bizi bir arada tutan vahdet inancı diri tutulmalıdır.
Kolay ulus olunmuyor savından hareketle, bize düşen, siyasal rantları, politik çekişmeleri, kin ve nefret söylemlerini, tefrikaları, ötekileştirmeleri elimizin tersiyle bir kenara itip; bize atalarımızın kutsal emaneti olan bu güzelim yurdu koruyup kollamaktır. "Vatan varsa bizde varız" sloganıyla yola çıkarsak; çok engelin aşıldığını görüp "Devlet-i Ebet, Müddet" kavramını sonsuza dek götüreceğimize inancım tamdır.
Her ne kadar şu ülke dost, bu ülke düşman desekte; bizim bizden başka dostumuz yoktur düşüncesini geçersiz kılamaz. Bu bereketli topraklar üzerinde her ülkenin bir beklenti içinde olduğu, iki kere dört eder derecesinde katidir.
Etnik hassasiyetten arınmış, tevhitten beslenen milli bir şuurun tesisine çalışıyor olmamız, gelecekte güçlü ve istikrarlı bir Türkiye olma sürecinde ki tüm zorlukların bertaraf edileceğinin sinyallerini vermektedir.
Şu an direkt veya endirekt, değişik versiyonlarda Haçlı saldırılarına maruz kaldığımızı; bunun İslam fobi kaynaklı olduğunu söylüyor olmam yanlış olmasa gerek. Bu bilinç gelecekte oluşabilecek muhtemel tehlikelerin bertaraf edilmesine katkı sunacağı kanaatindeyim. Durum böyle olunca, ister istemez bir mutabakatın zaruriyeydi kaçınılmaz oluyor.
Tehlikenin sadece Türkiye'yi değil; tüm İslam âlemini hedef aldığını söylemek için kâhin olmak gerekmez.
Türkiye'nin beka mücadelesindeki müspet kazanımları, diğer İslam ülkeler içinde geçerli nedenlerdir. Ortak bir tehlike ortak bir birlikteliği var eder. Hal böyle olunca, herkesin üstüne düşeni yapmakla mükellef olduğunun hatırlatılması gerektiğini düşünüyorum.
SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ
Uyur su uyumaz düşman böyle bil
Uyan kalk üstünde gafleti bir sil
Şimdi uyumanın zamanı değil
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksanda bırakma, işini tam et
Atalardan miras varsa geninde
Ülkeni korumak borcun senin de
Zerre miskal gayret varsa içinde
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Birlikten güç doğar unutma sakın
Bunda kararlı ol, tavrını takın
Yetmez mi bu kadar, saldırı, akın
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Ülkeni korumak asıl görevin
Bu vatan senindir, bu vatan evin
Geçmişinle öğün ülkenle sevin
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Çalış oku öğren durma ışık saç
İlimde irfanda yeni çığır aç
Olmak istiyorsan eğer başa taç
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
Devleti-i Ebed Müddet
Şahsi çıkarlarını ülke çıkarlarından üstün tutma hissiyatına murabıt bir toplumun istikbali de müphemdir.
Vatan ülküsünün her şeyin fevkinde olduğu inancı tam anlamıyla hâkimiyet arz ediyorsa; istenilen Terakkide bir seyrin müspet sonuca ulaşmasında tüm engeller aşılmaya namzettir. Yeter ki herkes üstüne düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olsun. Hele hele söz konusu bir ülkenin bekası ise; asla bir taviz söz konusu olmamalıdır. Böyle bir anlayış sağlam bir iman statüsünde telâkki edilerek, o yönde kararlı bir tavır sergilenmesi; menfi emeller üzerinde mütehayyir olanları düş kırıklığına uğratır.
Ülkemizin coğrafik ve jeolojik yapısının; başkalarının nezdinde nasıl iştah kabartıcı olduğunu, tarihi veriler ışığında görmek mümkün.
Dikkat ederseniz sürekli çeşitli saldırılarla karşı karşıyayız. Bu saldırıların ardı arkası da kesilmeyecek gibi gözükse de; milletçe müteyakkız olup, bizi bir arada tutan vahdet inancı diri tutulmalıdır.
Kolay ulus olunmuyor savından hareketle, bize düşen, siyasal rantları, politik çekişmeleri, kin ve nefret söylemlerini, tefrikaları, ötekileştirmeleri elimizin tersiyle bir kenara itip; bize atalarımızın kutsal emaneti olan bu güzelim yurdu koruyup kollamaktır. "Vatan varsa bizde varız" sloganıyla yola çıkarsak; çok engelin aşıldığını görüp "Devlet-i Ebet, Müddet" kavramını sonsuza dek götüreceğimize inancım tamdır.
Her ne kadar şu ülke dost, bu ülke düşman desekte; bizim bizden başka dostumuz yoktur düşüncesini geçersiz kılamaz. Bu bereketli topraklar üzerinde her ülkenin bir beklenti içinde olduğu, iki kere dört eder derecesinde katidir.
Etnik hassasiyetten arınmış, tevhitten beslenen milli bir şuurun tesisine çalışıyor olmamız, gelecekte güçlü ve istikrarlı bir Türkiye olma sürecinde ki tüm zorlukların bertaraf edileceğinin sinyallerini vermektedir.
Şu an direkt veya endirekt, değişik versiyonlarda Haçlı saldırılarına maruz kaldığımızı; bunun İslam fobi kaynaklı olduğunu söylüyor olmam yanlış olmasa gerek. Bu bilinç gelecekte oluşabilecek muhtemel tehlikelerin bertaraf edilmesine katkı sunacağı kanaatindeyim. Durum böyle olunca, ister istemez bir mutabakatın zaruriyeydi kaçınılmaz oluyor.
Tehlikenin sadece Türkiye'yi değil; tüm İslam âlemini hedef aldığını söylemek için kâhin olmak gerekmez.
Türkiye'nin beka mücadelesindeki müspet kazanımları, diğer İslam ülkeler içinde geçerli nedenlerdir. Ortak bir tehlike ortak bir birlikteliği var eder. Hal böyle olunca, herkesin üstüne düşeni yapmakla mükellef olduğunun hatırlatılması gerektiğini düşünüyorum.
SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ
Uyur su uyumaz düşman böyle bil
Uyan kalk üstünde gafleti bir sil
Şimdi uyumanın zamanı değil
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksanda bırakma, işini tam et
Atalardan miras varsa geninde
Ülkeni korumak borcun senin de
Zerre miskal gayret varsa içinde
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Birlikten güç doğar unutma sakın
Bunda kararlı ol, tavrını takın
Yetmez mi bu kadar, saldırı, akın
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Ülkeni korumak asıl görevin
Bu vatan senindir, bu vatan evin
Geçmişinle öğün ülkenle sevin
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et
Çalış oku öğren durma ışık saç
İlimde irfanda yeni çığır aç
Olmak istiyorsan eğer başa taç
Her türlü müşkülü cehdine ram et
Noksan'da bırakma işini tam et.