Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Cuma namazının şartları şöyle;
Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:
1- Vücub şartları, 2- Eda şartları.
Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur.
Eda şartları 7’dir:
1- Namazı şehirde kılmak. Bugün muhtarı veya jandarması bulunan köyler şehir hükmündedir.
2- İzinli olarak kılmak. [Gayrimüslim ülkelerde, cemaatin seçeceği İmam, Cuma namazını kıldırır. Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat Zuhr-i Ahir [son öğle] namazı kılmalıdır.]
3- Öğle namazının vaktinde kılmak.
4- Vakit içinde hutbe okumak.
5- Hutbeyi namazdan önce okumak.
6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir.
7- Cami herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak caiz olmaz.
7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir.
8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir.
9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak.
Âmir izin vermezse
“Memur ve işçi, köle sınıfına dâhildir. Patron veya müdür izin vermezse, o kişiye cuma namazı farz olmaz” demek doğru değildir.
“Memur ve işçi köle sınıfındandır, hür değildir” demek yahut onları mahkûm [hapis] durumuna sokmak yanlış olur. İşçi, memur, “Başka zaman o kadar fazla mesai yapayım” veya “Maaşımdan kes” diyebilir. Yani bir uzlaşma olabilir. Uzlaşmaya yanaşmayan âmir, vakit namazlarını kıldırmayabilir. Patron kıldırmıyor diye namazın farz olması kalkmış olmaz. Gerekirse iki namazı cem eder, yine namazını kazaya bırakmaz. Cuma’ya kesin gönderilmezse, cumanın farz olması kalkmış olmaz, o zaman o günkü öğle kılınır. Hiçbir patronun namaza mâni olmaya hakkı olmaz. Namaz vakti kadar ücretinden kesebilir veya fazla mesai yaptırır.
Gözleri görmeyen
Gözleri görmeyene, yardımcısı olsa da Cuma namazı kılmak farz değildir, fakat yardımcı olmadan kendisi camiye gidebiliyorsa, o zaman farz olur. (Seadet-i Ebediyye)
İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü Teâlâ’ya en çok yaklaştıran şey namazdır. Namaz kılmak, Huzur-u İlahiye çıkmak demektir. Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğumuzu bilerek okumalıyız. Namazı ne olduğunu bilerek kılmalıyız.
Huzur-u İlahide toplanmak çok büyük nimettir. Huzur-u İlahi namazdır. Allahü Teâlâ, namazdan sonra “İste kulum vereyim” diyor. Bu Saat-i İcâbedir. Hele Cuma günü öyle bir saat vardır ki, o anda yapılan dua red olmaz. Âlimler, Cuma günü (Saat-i İcabe) ikindi namazı vaktidir buyurmuşlar.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
Cuma Namazının Farzları
Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Cuma namazının şartları şöyle;
Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:
1- Vücub şartları, 2- Eda şartları.
Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur.
Eda şartları 7’dir:
1- Namazı şehirde kılmak. Bugün muhtarı veya jandarması bulunan köyler şehir hükmündedir.
2- İzinli olarak kılmak. [Gayrimüslim ülkelerde, cemaatin seçeceği İmam, Cuma namazını kıldırır. Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat Zuhr-i Ahir [son öğle] namazı kılmalıdır.]
3- Öğle namazının vaktinde kılmak.
4- Vakit içinde hutbe okumak.
5- Hutbeyi namazdan önce okumak.
6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir.
7- Cami herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak caiz olmaz.
Vücub şartları 9’dur:
1- Mukim olmak, seferi olmamak.
2- Sağlam olmak, hasta olmamak.
3- Hür olmak.
4- Mahpus olmamak. Düşmanın yakalama korkusu olmamak.
5- Âkıl ve bâliğ olmak.
6- Kör olmamak.
7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir.
8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir.
9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak.
Âmir izin vermezse
“Memur ve işçi, köle sınıfına dâhildir. Patron veya müdür izin vermezse, o kişiye cuma namazı farz olmaz” demek doğru değildir.
“Memur ve işçi köle sınıfındandır, hür değildir” demek yahut onları mahkûm [hapis] durumuna sokmak yanlış olur. İşçi, memur, “Başka zaman o kadar fazla mesai yapayım” veya “Maaşımdan kes” diyebilir. Yani bir uzlaşma olabilir. Uzlaşmaya yanaşmayan âmir, vakit namazlarını kıldırmayabilir. Patron kıldırmıyor diye namazın farz olması kalkmış olmaz. Gerekirse iki namazı cem eder, yine namazını kazaya bırakmaz. Cuma’ya kesin gönderilmezse, cumanın farz olması kalkmış olmaz, o zaman o günkü öğle kılınır. Hiçbir patronun namaza mâni olmaya hakkı olmaz. Namaz vakti kadar ücretinden kesebilir veya fazla mesai yaptırır.
Gözleri görmeyen
Gözleri görmeyene, yardımcısı olsa da Cuma namazı kılmak farz değildir, fakat yardımcı olmadan kendisi camiye gidebiliyorsa, o zaman farz olur. (Seadet-i Ebediyye)
İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü Teâlâ’ya en çok yaklaştıran şey namazdır. Namaz kılmak, Huzur-u İlahiye çıkmak demektir. Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğumuzu bilerek okumalıyız. Namazı ne olduğunu bilerek kılmalıyız.
Huzur-u İlahide toplanmak çok büyük nimettir. Huzur-u İlahi namazdır. Allahü Teâlâ, namazdan sonra “İste kulum vereyim” diyor. Bu Saat-i İcâbedir. Hele Cuma günü öyle bir saat vardır ki, o anda yapılan dua red olmaz. Âlimler, Cuma günü (Saat-i İcabe) ikindi namazı vaktidir buyurmuşlar.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)