Şu sıralarda bir çok insanımız gergin . Şu seçim havasından biraz çıkıp, şu çiğ köftenin mübarek sofrasında biraz vakit geçirelim dedik.
Değerli dostum ve kardeşim Altan Tanla daha evvel .yaptığımız bir sohbeti sizlere nakletmiştim. Söz buraya gelmişken bence Altan Tanla yine devam edelim.
1990 lı yılların başımı sonumu onu pek hatırlamıyorum. İstanbul Fatih semtinde Altan Tan beni bir yere davet etti. Ülkenin bir çok kıymetli yazarları , fikir adamları bir araya gelerek sohbet ediyorlarmış Ancak bu toplantının başka bir özelliği daha varmış Bu toplantıda mutlaka çiğ köfte de ikram ediliyormuş.
Zaten sofraya çiğ köftenin yerine ne koyarsanız koyun asla onun yerini tutmaz ve bu kadar insanı da her hafta bir araya getirmez.
Acizane Altan beye dedim ki , bu sefer çiğ köfteyi Urfalı olarak biz yapalım, sağ olsunlar bizi kırmadılar ve o şerefi bize bıraktılar , üniversitede okuyan Urfa lı iki genci yanıma alarak, o mekana gittik, elleri dert görmesin iki leğende çiğ köfteyi yoğurdular ve gelenlere ikram ettiler.
Ancak o toplantıda hatırladığım kadarıyla kiymetli yazarlarımız Altan Tan, Ali Bulaç Ahmet Taşgetiren, Abduurrahman Dilipak ve daha başkaları da vardı
Misafirlere çiğ köfte ikram edilince .yazarlardan biri kulağıma eğildi, bu çiğ köfte farklı, daha evvel de çiğ köfte yedik amma, bunun gibi değildi dedi.
Orada Urfa nın çiğ köftesinden bahsetsem sayın Altan Tana ayıp olacaktı, Bende usulca onun kulağına bir şeyler söyledim amma o konuşmalar aramızda kaldı.
Bilahare o mübarek insanlar sohbete başladı, O sohbetinde tadı bir başkaydı. İlim, fikir ve yorumlar doyumsuz bir manevi sofra gibiydi.
Şu mübarek çiğ köfte hakkında bir çok şiirler yazıldı besteler yapıldı , sizleri sıkmamak bu sohbete yarın da devam etsek diyorum, çünkü uzun yazıları okumak kolay olmuyor.. Haydi kılan sağlıcakla..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Birazda çiğ köfte muhabbeti ..
Birazda çiğ köfte muhabbeti ..
Şu sıralarda bir çok insanımız gergin . Şu seçim havasından biraz çıkıp, şu çiğ köftenin mübarek sofrasında biraz vakit geçirelim dedik.
Değerli dostum ve kardeşim Altan Tanla daha evvel .yaptığımız bir sohbeti sizlere nakletmiştim. Söz buraya gelmişken bence Altan Tanla yine devam edelim.
1990 lı yılların başımı sonumu onu pek hatırlamıyorum. İstanbul Fatih semtinde Altan Tan beni bir yere davet etti. Ülkenin bir çok kıymetli yazarları , fikir adamları bir araya gelerek sohbet ediyorlarmış Ancak bu toplantının başka bir özelliği daha varmış Bu toplantıda mutlaka çiğ köfte de ikram ediliyormuş.
Zaten sofraya çiğ köftenin yerine ne koyarsanız koyun asla onun yerini tutmaz ve bu kadar insanı da her hafta bir araya getirmez.
Acizane Altan beye dedim ki , bu sefer çiğ köfteyi Urfalı olarak biz yapalım, sağ olsunlar bizi kırmadılar ve o şerefi bize bıraktılar , üniversitede okuyan Urfa lı iki genci yanıma alarak, o mekana gittik, elleri dert görmesin iki leğende çiğ köfteyi yoğurdular ve gelenlere ikram ettiler.
Ancak o toplantıda hatırladığım kadarıyla kiymetli yazarlarımız Altan Tan, Ali Bulaç Ahmet Taşgetiren, Abduurrahman Dilipak ve daha başkaları da vardı
Misafirlere çiğ köfte ikram edilince .yazarlardan biri kulağıma eğildi, bu çiğ köfte farklı, daha evvel de çiğ köfte yedik amma, bunun gibi değildi dedi.
Orada Urfa nın çiğ köftesinden bahsetsem sayın Altan Tana ayıp olacaktı, Bende usulca onun kulağına bir şeyler söyledim amma o konuşmalar aramızda kaldı.
Bilahare o mübarek insanlar sohbete başladı, O sohbetinde tadı bir başkaydı. İlim, fikir ve yorumlar doyumsuz bir manevi sofra gibiydi.
Şu mübarek çiğ köfte hakkında bir çok şiirler yazıldı besteler yapıldı , sizleri sıkmamak bu sohbete yarın da devam etsek diyorum, çünkü uzun yazıları okumak kolay olmuyor.. Haydi kılan sağlıcakla..