Orhan Gönder; Adıyamanlı 20 yaşında Kürt ve Alevi bir genç… Ülke gündemine 5 Haziran 2015 günü Halkların Demokrasi Partisi’nin Diyarbakır’daki mitingine yerleştirdiği bombaları patlatması sonucu 4 kişinin ölümü, 402 kişinin yaralanması nedeniyle oturdu.
Aradan bayağı süre geçti. Genel seçim bitti, şimdi koalisyon tartışmaları ve amiyane tabir ile kurtlar sofrası kuruldu ve her parti, elini güçlendirmek için kendisine göre hamleler yapıyor. Bu ortamda bombalı saldırıyla ilgili tek tek yeni gelişmeler ve ayrıntılar ortaya çıkıyor ancak, bu gürültü ve hengame arasında ne yazık ki, gündemden pat diye düşüyor.
Şimdi durumu anlamak için tablonun tamamına şöyle bir bakalım: Orhan Gönder, ailesinin tabiriyle Adıyaman’da bazı çevrelerin etkisiyle IŞİD terör örgütüne sempati duymaya başladı. Aile bunun üzerine Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne durumu bildirmesi üzerine Orhan Gönder 25 Haziran 2014’de gözaltına alınıp sorgulanıyor.
Orhan Gönder, emniyetteki ifadesinde, ‘Türkiye’deki imamların arkasından namaz kılmadığını, haram olduğu için düğüne gitmediğini, Cuma namazı kılmadığını, ailesiyle arasında mezhepsel ayrılık olduğunu’ söyledi. Emniyet’ten savcılığa sevk edilen Orhan Gönder, savcılıkça serbest bırakıldıktan 3 ay sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte Suriye’ye geçerek IŞİD’e katıldı.
Bir süre sonra Türkiye’ye geri dönen Orhan Gönder, Halkların Demokrasi Partisi’nin 5 Haziran’da Diyarbakır’da düzenleyeceği mitingden 2 gün önce Merkez Sur ilçesinde bir otele yerleşti. Ve 2 gün sonra Gönder, miting alanında iki bombayı ardı ardına patlattı. Sonuç korkunç, 4 kişi öldü, 402 kişi yaralandı.
İşte çelişkiler zinciri de, Orhan Gönder’in Antep’te yakalanıp Diyarbakır’a getirilmesiyle başladı.
Ardından Hürriyet Gazetesi’nin ortaya çıkardığı bilgilere göre, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Orhan Gönder’in otelde kalan müşteriler için rutin olarak gerçekleştirilen GBT (Genel Bilgi Tarama) sorgulamasında Orhan Gönder, hakkında askerlik yoklamasından kaçtığı için kayıt açıldığını tespit edildi. Ve polis otele giderek, Orhan Gönder’in askerlik yoklaması yaptırmak üzere en yakın şubeye gideceğini beyan etmesi üzerine tutanak imzalatarak ayrıldı. Başkada bir işlem yapmadı.
Olay bir süre soğuduktan sonra geçtiğimiz günlerde, Halkların Demokrasi Partisi Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, ‘Diyarbakır mitinginde bombayı patlatan kişi, devletin içerisindeki istihbarattan ve emniyetten destek almıştır’ diyerek, olayı tekrar gündeme getirdi.
Bu açıklamanın üzerinden birkaç gün geçmeden, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’den bir açıklama geldi. Bakan Öztürk, ‘Orhan Gönder’in terör nitelikli kayıp şahıs’ olduğu halde Diyarbakır’da bırakılmasını ‘ihmal’ olarak değerlendirerek, ‘Bu ihmalin boyutlarına bakıyoruz. Teknik midir, personelin aymazlık ve gafleti midir, bunu müfettişin hazırladığı rapor sonucunda göreceğiz’ dedi.
Bu açıklamanın ardından Halkların Demokrasi Partisi’nden bir grup milletvekili Diyarbakır Adliyesi’ne giderek, soruşturmanın geldiği aşamayı sordu.
Bunun akabinde Orhan Gönder’in Diyarbakır’da yapılan GBT’sinde (Genel Bilgi Tarama) ‘Terör nitelikli kayıp şahıs’ olduğunun Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP), görülememesine yönelik açıklama ise, Adalet Bakanı Kenan İpek’den geldi.
Bakan İpek, ‘Orhan Gönder'in abisi Engin Gönder, 15 Ekim 2014 günü Adıyaman'da savcılığa giderek kardeşinin ortadan kaybolduğunu, IŞİD'e katılmış olabileceğini içeren bir başvuru dilekçesi vermiş. Savcılık, bu başvuruyu işleme koymuş ve aynı gün UYAP'a kaydetmiş. 16 Ekim 2014 gününde ise polise yazı yazarak Orhan Gönder'in IŞİD'e katılmış olabileceği bilgisini iletmiş. Savcılığın verdiği bilgiye göre UYAP'a ikinci giriş de 16 Ekim 2014 günü yapılmış. Ancak sonradan yapılan incelemeye göre kayıt 'zanlı' Orhan Gönder ismine değil, başvuruyu yapan ve 'müşteki' sayılan abisi Engin Gönder adına açılmış.’
Adalet Bakanı İpek'in sözlerini değerlendiren Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ ‘Böyle bir şey mümkün değil. UYAP'ın kaydına kayıp kişi olarak Orhan Gönder'in de girmesi gerekir. Kim kayıpsa onun isminin girilmesi gerekir. Eğer ki olamıyorsa bu UYAP sistemin iflası demektir” diye cevap verdi.
Tablonun görünen yüzü; bir-iki yıl içinde bazı karanlık güçler tarafından canavarlaştırılmış 20 yaşında bir genç…
Tablonun karanlıkta kalan tarafında, 20 yaşındaki bir gencin hem IŞİD terör örgütü gibi barbarlar sürüsüne hizmet edecek duruma getiren, hem de bu genci kendi insanını bombalayacak duruma getiren düzen.
Yani elde 20 yaşında bombacı bir genç… Ve çelişkilerle dolu açıklama yapan yöneticiler bulunuyor.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Bir Bombacı Ve Çelişkiler Yumağı…
Orhan Gönder; Adıyamanlı 20 yaşında Kürt ve Alevi bir genç… Ülke gündemine 5 Haziran 2015 günü Halkların Demokrasi Partisi’nin Diyarbakır’daki mitingine yerleştirdiği bombaları patlatması sonucu 4 kişinin ölümü, 402 kişinin yaralanması nedeniyle oturdu.
Aradan bayağı süre geçti. Genel seçim bitti, şimdi koalisyon tartışmaları ve amiyane tabir ile kurtlar sofrası kuruldu ve her parti, elini güçlendirmek için kendisine göre hamleler yapıyor. Bu ortamda bombalı saldırıyla ilgili tek tek yeni gelişmeler ve ayrıntılar ortaya çıkıyor ancak, bu gürültü ve hengame arasında ne yazık ki, gündemden pat diye düşüyor.
Şimdi durumu anlamak için tablonun tamamına şöyle bir bakalım: Orhan Gönder, ailesinin tabiriyle Adıyaman’da bazı çevrelerin etkisiyle IŞİD terör örgütüne sempati duymaya başladı. Aile bunun üzerine Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne durumu bildirmesi üzerine Orhan Gönder 25 Haziran 2014’de gözaltına alınıp sorgulanıyor.
Orhan Gönder, emniyetteki ifadesinde, ‘Türkiye’deki imamların arkasından namaz kılmadığını, haram olduğu için düğüne gitmediğini, Cuma namazı kılmadığını, ailesiyle arasında mezhepsel ayrılık olduğunu’ söyledi. Emniyet’ten savcılığa sevk edilen Orhan Gönder, savcılıkça serbest bırakıldıktan 3 ay sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte Suriye’ye geçerek IŞİD’e katıldı.
Bir süre sonra Türkiye’ye geri dönen Orhan Gönder, Halkların Demokrasi Partisi’nin 5 Haziran’da Diyarbakır’da düzenleyeceği mitingden 2 gün önce Merkez Sur ilçesinde bir otele yerleşti. Ve 2 gün sonra Gönder, miting alanında iki bombayı ardı ardına patlattı. Sonuç korkunç, 4 kişi öldü, 402 kişi yaralandı.
İşte çelişkiler zinciri de, Orhan Gönder’in Antep’te yakalanıp Diyarbakır’a getirilmesiyle başladı.
Ardından Hürriyet Gazetesi’nin ortaya çıkardığı bilgilere göre, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Orhan Gönder’in otelde kalan müşteriler için rutin olarak gerçekleştirilen GBT (Genel Bilgi Tarama) sorgulamasında Orhan Gönder, hakkında askerlik yoklamasından kaçtığı için kayıt açıldığını tespit edildi. Ve polis otele giderek, Orhan Gönder’in askerlik yoklaması yaptırmak üzere en yakın şubeye gideceğini beyan etmesi üzerine tutanak imzalatarak ayrıldı. Başkada bir işlem yapmadı.
Olay bir süre soğuduktan sonra geçtiğimiz günlerde, Halkların Demokrasi Partisi Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, ‘Diyarbakır mitinginde bombayı patlatan kişi, devletin içerisindeki istihbarattan ve emniyetten destek almıştır’ diyerek, olayı tekrar gündeme getirdi.
Bu açıklamanın üzerinden birkaç gün geçmeden, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’den bir açıklama geldi. Bakan Öztürk, ‘Orhan Gönder’in terör nitelikli kayıp şahıs’ olduğu halde Diyarbakır’da bırakılmasını ‘ihmal’ olarak değerlendirerek, ‘Bu ihmalin boyutlarına bakıyoruz. Teknik midir, personelin aymazlık ve gafleti midir, bunu müfettişin hazırladığı rapor sonucunda göreceğiz’ dedi.
Bu açıklamanın ardından Halkların Demokrasi Partisi’nden bir grup milletvekili Diyarbakır Adliyesi’ne giderek, soruşturmanın geldiği aşamayı sordu.
Bunun akabinde Orhan Gönder’in Diyarbakır’da yapılan GBT’sinde (Genel Bilgi Tarama) ‘Terör nitelikli kayıp şahıs’ olduğunun Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP), görülememesine yönelik açıklama ise, Adalet Bakanı Kenan İpek’den geldi.
Bakan İpek, ‘Orhan Gönder'in abisi Engin Gönder, 15 Ekim 2014 günü Adıyaman'da savcılığa giderek kardeşinin ortadan kaybolduğunu, IŞİD'e katılmış olabileceğini içeren bir başvuru dilekçesi vermiş. Savcılık, bu başvuruyu işleme koymuş ve aynı gün UYAP'a kaydetmiş. 16 Ekim 2014 gününde ise polise yazı yazarak Orhan Gönder'in IŞİD'e katılmış olabileceği bilgisini iletmiş. Savcılığın verdiği bilgiye göre UYAP'a ikinci giriş de 16 Ekim 2014 günü yapılmış. Ancak sonradan yapılan incelemeye göre kayıt 'zanlı' Orhan Gönder ismine değil, başvuruyu yapan ve 'müşteki' sayılan abisi Engin Gönder adına açılmış.’
Adalet Bakanı İpek'in sözlerini değerlendiren Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ ‘Böyle bir şey mümkün değil. UYAP'ın kaydına kayıp kişi olarak Orhan Gönder'in de girmesi gerekir. Kim kayıpsa onun isminin girilmesi gerekir. Eğer ki olamıyorsa bu UYAP sistemin iflası demektir” diye cevap verdi.
Tablonun görünen yüzü; bir-iki yıl içinde bazı karanlık güçler tarafından canavarlaştırılmış 20 yaşında bir genç…
Tablonun karanlıkta kalan tarafında, 20 yaşındaki bir gencin hem IŞİD terör örgütü gibi barbarlar sürüsüne hizmet edecek duruma getiren, hem de bu genci kendi insanını bombalayacak duruma getiren düzen.
Yani elde 20 yaşında bombacı bir genç… Ve çelişkilerle dolu açıklama yapan yöneticiler bulunuyor.
Sevgiyle kalın.