Kötülük bueimerang gibi yapana dönüyor

İsrail savaş uçakları ve füzeleri, Suriye hava sahasını kullanarak İran'ı vuruyor.

Ahmed eş- Şara başkanlığındaki yönetim, İsrail'in, Suriye hava sahasını kullanarak İran'ı vurmasına müsaade ediyor!

Neden engel olmuyor?

Bak işte Ahmed eş-Şara, İsrail'in adamı...

Çok kişi böyle düşünüyor, böyle konuşuyor!

İlk bakışta hakikaten böyle değerlendirilebiliyor...

Ahmed eş-Şara'yı savunacak değilim, fakat kötülüğün, bumerang gibi, yapana nasıl döndüğüne dikkat çekmek istiyorum.

Hatırlayın!

İran devrim yönetimi, onlarca yıldır bölgede şia mezhepçiliği gütmedi mi?

Irak'ta, Lübnan'da ve Suriye'de devrim muhafızları kontrolünde bu siyasetine hizmet eden örgütler kurdurdu, sevk etti.

Kırk yılı aşkın bir zamandır Türkiye'ye musallat olan bölücü terör örgütü pkk/pjak'ı destekledi, korudu.

Suriye'de baskıcı BAAS rejimini ve Esad'ı mezhepçi yaklaşımla her koşulda destekledi. Öyle ki, BAAS rejimi ve Esad zulmüne karşı ayaklanan Suriye halkına yönelik katliamlara, bölgede bulundurduğu devrim muhafızları ve güdümündeki Hizbullah'la birlikte ortak oldu.

Ve Suriye'de gerçekleştirilen halk devrimi esnasında ülkesinden kaçan Esad, uçağının güvenliği için yalvardığı İsrail'e, ülkesinin savunma araçları ve askeri birliklerinin koordinatlarını verdi. İsrail, Suriye'nin bütün savunma kabiliyetlerini bombalayarak yok etti.

Suriye, İsrail'in bombalamalarına karşı kendini koruyamadı.

Bugün, Suriye'nin, hava sahasını savunma kabiliyeti yok!

Dolayısıyla İsrail'i engelleyecek imkanı yok...

Kaderin cilvesine bakın!

Ne hazindir ki İran'ın, onlarca yıl desteklediği Esad'ın ihaneti yüzünden, Suriye hava sahası, İsrail'in hava koridoru haline geldi. İsrail jetleri ve füzeleri bu koridoru kullanarak İran'ı vuruyor.

Bunun için bugünki Suriye yönetimine yüklenmek doğru olmaz, fakat Suriye'nin bugünki yönetimi, ülkenin yönetimini eline alır almaz Türkiye ile savunma işbirliği anlaşması yapmalı ve hava savunma sistemleri temin etmeliydi.

Yönetim, bir yönüyle öngörü ve ön alma sanatıdır.

Ahmed eş-Şara ve ekibi, yanı başındaki  Gazze ve Lübnan'da işgal ve katliamlarını devam ettiren siyonist İsrail'in, kendi topraklarına ve tüm bölgedeki ülkelere yönelik tehditkâr ve saldırgan tutumu karşısında tedbir almayı öncelik haline getirmeliydiler.

Devletler, her şeyden evvel ülkelerinin güvenliğini sağlamak durumundadırlar. Zira emniyet içinde olmayan bir ülkede hiç bir şeyin kıymeti olmaz.

Hele günümüzde füze, hayalet uçak ve drone teknolojisinin geldiği seviyeye baktığımızda hiç kimse ve hiç bir yer artık güvenli değil. Buna mukabil hava savunma teknolojileri ile ülkeler hava sahasını saldırılara karşı korunaklı hale getirebilmektedir.

Bunu yapan ülkeler güvenli hale gelebilmektedir. İhmal eden ülkeler ise ne yazık ki zillete düşmektedirler.

Şükürler olsun ki ülkemiz, gayretli ve fedekâr evlatları sayesinde emniyet içindedir.

Bunu bilmek ve emniyet içinde olmak hissi büyük bir huzur veriyor.

Allah (cc) ülkemizi, milletimizi ve İslam beldelerini her türlü afet ve beladan muhafaza buyursun.

Devletimiz payidar, milletimiz ve ümmetimiz payidar olsun.

Halit Açar