VE KALPAKLILAR KAZANDI  

Ne Osmanlı'yım diyerek

 Atatürk'ü ; ne Atatürkçüyüm diyerek Osmanlı'yı kötüleyen lerin sözlerine itibar edilemez;  

çünkü hiçbir millet geçmişine ait değerlere hakaret edemez..! 

1919-1922 arasında İngilizlerin Anadolu ile ilgili politikaları ; gücüne çok güvendilkleri Yunan ordularının, Mustafa Kemal'in orduları karşısında hezimete uğramasıyla düş kırıklığına dönüşmüştü.

Anadolu'nun her tarafından yakılan özgürlük meşalesi , İngilizlerin gözünü iyice korkutmuş olacak ki; sürekli Yunan ordularını Anadolu içlerine yürütmek istediler... 

 İngilizler ve Damat Ferit kabinesi müşterken Atatürk ve Kuvayi Milliye'yi karalama kampanyalarıyla Türk halkının nezdinde küçük düşürmek için sürekli propagandalar düzenleyip, hızlarını kesmeye; her defasında 'Kemalist'in eşkiyaları, Kemal'in haydutları' diyerek Atatürk'ü ve Kuvvayı Milliye"yi horlamaya çalışıyorlardı...Ne yazık ki bu 'Kemalist' söylem, Atatürk'ü sevmeyen günümüzün bazı insanları tarafından da dillendiriliyor! 

Gün gelecek, o eşkiya,o haydut dedikleri Atatürk ve Kuvayi milliye; adeta destanlar yazdıracak, sonsuz bir azim ve irade sonucu İngilizleri geldikleri yere geri gönderecekti. 

Onlar sandılar ki, "Osmanlı'yı yendik, bir avuç askeri olan bir generali yani Mustafa Kemal'i kolaylıkla safdışı bırakırız." Ama öyle olmadı, Anadolu'nun her tarafından kopup gelen gönüllüler,

onların bu umutlarını boşa çıkartıp, İngilizleri büyük bir hayal kırıklığına gark ettiler! 

Yunan ordusu ; İngilizlerin desteğiyle İzmir üzerinden Ankara önlerine kadar gelselerde; Kemal'in çeteleri diye küçümsedikleri Kuvayi milliye güçlerinin olağanüstü direnişleriyle karşılaşıp, Ankara'ya giremediler. 

İngilizlerin ; bir kaç eşkiya anlamında Kemalist dedikleri Mustafa Kemal'in Kuvayi milliyesi , yurdun her sathında destanlar yazdırarak başarılarını sürdürüp; İngilizlerin Anadolu ile ilgili tüm planlarını altüst ettiler.

Kendileriyle hareket eden ülkeler, yani İtilaf devletleri; Türklerle tekrar bir savaşa girmeyi göze alamayıp, İngilizlerin savaş planlarına dahil olmadılar. 

Hindistan'da Avam Kamarası basın locasında konuşan Hint Müslümanları lideri Muhammed Ali Cinnah, İngiliz kamuoyuna şunları söyledi:

“İngiltere, savaşı engelleyebilirdi. Ancak bunu yapmadı. Tam tersine savaşı körükledi. Biz Hint Müslümanları, Türk ordusunun zaferi için hep dua ettik ve şimdi hamd ediyoruz. Mustafa Kemal’in ve Ordusu’nun önünde saygıyla eğiliyorum. Bu zafer, mazlumlar dünyasının zaferidirAncak İngilizleri asıl şoka uğratan yanıt İrlanda Ulusal Meclis’inden geldi.

Olağanüstü toplanan İrlanda Ulusal Meclisi Dáil Éireann’de oy birliğiyle şu karar çıktı:

“General Kemal’in Ordusu'yla savaşarak ölecek tek bir evladımız yoktur”

İyice yalnızlaşan İngilizler, Mustafa Kemal'in onca kışkırtmalarına karşın Türk ordusuyla tekrar bir Savaşı göze alamayıp, Mudanya da , bir yıl sonra İstanbul'u terk edeceklerine dair anlaşmayı imzalamak zorunda kaldılar.

 Lozan Barış Antlaşması imzalandıktan 70 gün sonra da , 6 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları coşkuyla İstanbul’a girdi.

İstanbul tekrar feth edilmişti! 

Londra Hükümetinin başında bulunan Lloyd George’un istifa etmeden önce söylediği iddia edilen “yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir, bu dahiyi Türk milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’e yenildik” 

 Son söz: Bazılarının" Atatürk; tek bir mermi sıkmadı" iddialarının aksine , müttefikleri tarafından yalnızlığa mahkum edilen İngilizlerin ; artık savaşacak ne gücü, nede savaşı göze alacak ordusu vardı. Tek çıkaryol, İstanbul'u asıl sahipleri olan Türklere bırakıp çekilmekti ; öyle de yaptılar. "GELDİĞİ GİBİ GİTTİLER! "

Şimdi burada "tek bir mermi atmadı " diyenlere şunu sormak isterim:

Atatürk ; yorulmuş, bitap düşmüş, savaşın en acımasız yüzünü görmüş bir milleti , tekrar bir maceranın içine atması iyi mi olacaktı? 

Son kalan İtilaf birliği , 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak İstanbul'dan ayrılması, ' bükülmez elin öpüleceği' mesajını vermiyor mu ? İtilaf devletlerince " Biz yenildik, siz kazandınız." söyleminin sessiz bir itirafı da denilebilir...

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Kaplan -

# meclis

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Şanlıurfa Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlıurfa Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlıurfa Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlıurfa Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.