Bahar geldi, kurumuş olan yeryüzü tekrar canlandı, tıpkı bir haşir meydanı gibi.

On binlerce çeşit tohumlar yer altından yer üstüne başlarını çıkarıp YENİ bir dirilişi anlatıyorlar. Havada uçuşan kuşlar kelebekler, yeryüzünde gezen böcekler karıncalar bu dirilişe ayrı bir renk katıyor. . .

Ağaçlar yapraklarla birer gelin gibi süslendi. Evvela tomurcuklar, sonra çiçekler ve daha sonra da meyveler. Ellerinde çeşit çeşit nimetleri bizlere sunuyorlar. Gıdaları ise sadece toprak. O muhteşem fabrikalarda akıl almaz imalat yapılıyor. İncecik kökler ise bu fabrikalara lazım olan gıdaları taşıyor.. Bir tek toprak fabrikasından yüz binlerce çeşit imalat yapılıyor. Yaratıcının sonsuz ilim ve kudretini şuur sahiplerine gösterip izhar ediyorlar..

Ayrıca yeryüzü rengarenk çiçeklerle süslenip, neşrettikleri kokularla baharın güzelliğine ayrı bir güzellik katıyorlar.

Akılsız,şuursuz,ilimsiz .kudreti olmayan bu harika varlıklar lisan-ı halleriyle (hal dili ile) aklımıza ,gözümüze diğer bütün azalarımıza hitap ederek her biri birer mucize-i kudret olarak karşımıza çıkıyor.

Bir çok ilimlere kaynak, akıl sahiplerine tefekkür, şairlere ilham, hem insanlara ve hayvanlara rızık olarak bu muhteşem mucizeleri tefsir eden müfessirlerin yazdıkları kitaplarla kütüphanelerimiz dolup taşıyor..Kainat kitabından alıntılar yapılıyor.

Bitmez tükenmez İlahi hazineler her gün, her mevsim ve her sene tekrar canlanıp Allah'ın sonsuz kudretini HAYKIRIYOR!