HER TOPLUM BAĞRINDA BİR MOLA KASIM'I BARINDIRIR

Söylenen bir sözün, ortaya atılan bir fikir veya düşüncenin , dinleyenleri tarafından hazmı veya algılanması söz konusu değilse; menfi yönde bir takım tepkileri ortaya çıkarır.

Bu yönde vücut bulan tepkiler, o sözlerin yahut düşüncelerin sahiplerini zora sokacağı gibi, belki yıllarca onların yanlış bilinmesine, ve haksız yere tel'in edilmesinede yol açar.

Bu durum ezelden beri olmuş, olagelen bir durumdur...

Çoğu zaman bu durum, söz ve fikir sahiplerini ölümle burun buruna getirdiği, hatta idam edildikleri ile ilgili vakalarda tarihi verilerde mevcuttur.


Her ne kadar uzun bir zaman sonra haklılıkları anlaşılsada, artık bunun telafisinin olamayacağı, bu durumun onları geri getiremeyeceği ile alakalı sadece elde kalacak hayıflanmaların olmasıdır...

Mesela Hallac-ı Mansur'un bir cezbe anında "Enel Hak ( Ben Hakk'ım demesiyle yanlış anlaşılıp, o günkü yobazlar tarafından diri diri yakılması buna en belirgin örnektir.

Burada bunları yazmamın nedeni, fikir veya sözel alış verişlerde insanların karşılıklı hoşgörüye, anlayış, ve anlama yetisine dair bir vurgudur aslında.

Buna dair bir vaka da, Yunus Emre ile Molla Kasım arasında cereyan etmiştir.

Yunus'un şiirlerini Şer'i normlara göre yanlış bulan Molla Kasım; onun yazmış olduğu 3000 adet şiirinin bulunduğu divanı sayfa sayfa koparıp, suya atar... Son bin şiirin ilk sayfasını tam koparıp suya atmak üzere iken; adını görüp büyük bir pişmanlık duyar. Son bin şiirden ilkinde şunlar yazmaktadır.

"Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker
Bir Molla Kasım gelir"

Muhiddin Arabi; Şam Halkında gördüğü aşırı para hırsına atfen bir vaazında , ayağını yere vurarak " İşte taptığınız tanrı ayağımın altındadır " sözlerine istinaden dinsizlikle suçlanıp, idama mahkum edilir.

"Sin, Şın'a dahil olunca sırrım ortaya çıkacaktır " sözlerini idam edilmeden önce mezar taşına yazılmasını vasiyet eden Muhyiddin Arabi'nin bu sırrı, epey zaman sonra Yavuz Sultan Selimin Şamı almasıyla günyüzüne çıkar.

Muhyiddin Arabi'nin mezarındaki harflerden 'Sin' harfinin onun isminin baş harfi olduğunu, 'Şın'ında Şam'ı işaret ettiğini,alttaki 'Mim' Harfininde de, Muhyettin Arabi olduğunu çözer.

Sonra, Muhyiddin Arabi'nin ayağını vurduğu yeri kazdırıp,bir küp altın çıktığını görünce , Şam halkına hitaben: "siz gerçekten Allah'a değil; paraya tapıyorsunuz " diyerek Muhyettin Arabi'nin haklılığını tüm şehre ilan eder.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Kaplan -


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Şanlıurfa Olay Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Şanlıurfa Olay Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Şanlıurfa Olay Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Şanlıurfa Olay Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.