TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kırıcı; Urfa kent kimliğini kaybediyor

Şanlıurfa’nın yetiştirdiği ünlü tiyatrocu Abdulkadir Kırıcı ile Şanlıurfa’nın kültürünü, sanatını ve değerlerini konuştuk.

Haber Giriş Tarihi: 22.04.2016 09:39
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
Kırıcı; Urfa kent  kimliğini kaybediyor

 

 Röportaj:Aziz Çiftçi

Foto:Ahmet Doğan

 Kırıcı, “Urfa büyük bir erozyona uğradı. Maalesef en büyük erozyonu yöneticilerimiz göremedi ısrarla görmemeye devam ediyorlar, ısrarla! Bir kentin hafızası silindi, kimliği yok oluyor” dedi.

 İşte o röportaj;

 ORADA EN ŞANSLI ÇOCUKLARDAN BİRİYİYDİM

Sayın Kırıcı öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?                                                                                                                     

Ben Abdulkadir Kırıcı 1956 Urfa doğumluyum, Urfalıyım, Eskişehir eğitim fakültesi mezunuyum. Çocukluğumdan beri, işte çocukluğum derken, belki rutin bir hale geliyor bu söylemler…Ama ben gerçekten, Eyyübiye mahallesinde doğdum.  Orada en şanslı çocuklardan biriyiydim çünkü varoşlardan bir insanın tiyatroya Sevdalı olması müptela olması milyarda bir olacak ihtimaldi. Niçin şanslıydım, işte o dönemde Edirne’den gelen bir öğretmenimin, tiyatral anlamda yetenekli olması, onun bizi varoşlarda görmesi bu yeteneği görebilmesi bizi bu alana atmasından dolayı şanslıydım.

 1967’de Cahit Atay’ın ‘’pusuda’’ adlı oyununu biz öğretmenimizle birlikte oynadık. Ben ancak onların ceplerine gelebiliyordum, tabii boy olarak.O gün emek sineması bu günkü emek sineması, yeni açılmıştı orada onlarla birlikte oyunu sergiledim. Annem Babam oyundan sonra ilk defa, annem çarşafı içersinde, babam sekiz köşe şapkası ile bana gururla baktıklarını hissettim ve bu beni çok mutlu etmişti. Onları sevindirmek onları gururlandırmak beni çok mutlu etmişti, ondan sonra tiyatro benim sevdam olmuştu, ertesi gün öğretmenim elimden tutarak beni halk eğitim merkezine götürdü. Düşünün, sene 1967’de halk eğitim merkezinde yerleşik tiyatro var, bu tur aktivitelere sizi yazabiliyor! İşte o yıllarda kültürel anlamında ne kadar ilerde olduğunu hesap edin.

 URFA BÜYÜK BİR ERİZOYONA UĞRADI

Hocam tiyatro gibi kültürel çalışmalar şimdi nasıl, günümüzde durumu ne?

Bakın Urfa yalnız tiyatral anlamda değil her konuda önceleri daha belirli bir yerde idi. İnanın önceleri varoşlardan bir aile gelip sinemalara gidebiliyordu beş sinema vardı. Cumartesi ve Pazar ailece sinemaya gidebiliyordu çarşambaları kadınlar matinesi vardı. Kültürel anlamda birçok şey anlatmak mümkün, ancak şu an onlara dem vurmak farklı yorumlanabilir. O yüzden ben bu konulara girmek istemiyorum ama her konuda Urfa büyük bir erizoyona uğradı. Maalesef en büyük erozyonu yöneticilerimiz göremedi ısrarla görmemeye devam ediyorlar, ısrarla! Bir kentin hafızası silindi, kimliği yok oluyor. Geçmişte atalarımızın hatta ondan önceki insanlardan Akıp gelen, bu kültürel birikimi,  gelecek kuşaklara biz aktaramadık. Çok büyük bir göç neticesinde olan kültürümüzde böylelikle dejenere oluyor, Urfalılık bilinci tamamen kaybolmuş durumda. En büyük erozyonun da ağzımızda olduğuna inanıyorum. Ağız olarak Azerbaycan’a dayanırız işte Kerkük Elazığ gibi yerlerle ağzımız benzer.Şive olarak da ağız olarak da Azerbaycan’a benzeriz hemen hemen aynıdır.Ağzımızın güzelliği bize vermiş olduğu o güzel konuşmadaki lirikliği, anlatımdaki yumuşaklığı, Mühtedinlığı maalesef gelen nesille aktaramadık. Onun için gelen farklı kültürler buradaki kültürü yedi bitirdi, onun için gençlerimiz maalesef Urfalı olma bilincinden çok uzağında.Biz ne kadarını kurtarabiliriz onun çabasındayız.

 KÜLTÜRÜN MERKEZİ’ DİYORUZ AMA HALA BİR KÜLTÜR MERKEZİMİZ YOK

Sizin bu çabalarınızı neden bir yönetici görmez? Kültürümüz nereye gidiyor Konuşmalarınıza bakılırsa bu göç fırtınası bizim kültürümüzü mü dejenere ediyor! Yani şimdi kültür güçlü olursa, göçün bir etkisi olmaz mı?

İstanbul da 20 Milyon nüfus var. Taksime, istiklale gittiğiniz zaman oradaki kültür güçlü olduğu için siz onlar gibi davranmak zorundasınız, onlar gibi yürürsünüz onlar gibi gezersiniz, onlar gibi lokantaya gidip yemek yersiniz, neden? Çünkü kültürleri güçlü istediği kadar oralar göç alsın. Biz bugün 1 Milyon Nüfusa ulaşmış olabiliriz. Eğer kültürümüzü güçlü tutabilip aktarabilseydik, sokaklara, kanalizasyonlar ve görkemli binalara yaptığımız yatırımların birazını da insanı eğitmek, kültür merkezlerine, kapalı spor salonlarına, ve kültür merkezlerinin için doldurmaya camilerin avlularını doldurmaya ayırabilseydik bugün bu kültürel erozyon ve çürümüşlük yaşanmazdı. Liyakatli yöneticiler bir yere getirilmemiş hep konuyla ilgisi olmayan kişiler bu işi yapmış. Herkes alanında ve uzmanlığında çalışmalıdır. ‘Kültürün merkezi’ diyoruz ama hala bir kültür merkezimiz yok. Hiçbir bina beni ilgilendirmiyor. ‘Acaba buradaki güzel kültürün sentezini gelecek nesillere nasıl aktarabiliriz.’ Bunu düşünen yok…

 BİZ DEĞERLERİMİZİ GÖRMÜYORUZ

Urfa’da geçmişte baktığımız zaman teknolojik ekranlar olmamasına rağmen çok sanatçı çıkıyordu. Ama geçmişe kıyaslarsak eskisi gibi sanatçı çıkmıyor. Ciddi anlamda sanatçı çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?

Geçmişte imkan vardı ama şu an yok. Geçmişte tarlalarımız vardı. Hem tarla hem de tohum vardı. Tarlamız sıra gecelerimizdi. Şimdiki sıra geceleri değil. Neydi o zamanki sıra geceleri, konservatuardı, mektepti, edep ve disiplin mekanıydı. İnsanlar burada çocukluğundan itibaren nasıl sanatçı olunurdu. Nasıl edepli olunur öğrenirdi. Çocuklar o zaman babalarıyla sıra gecelerine giderdi. Sıra gecelerinde oturup kalkan insana bir paye verilirdi.  Müzisyenler e bu şekilde yetişmiştir. Şimdi roman gecesi haline dönüştürülen  bizim aslında bir konservatuardı. İnsanlar bir araya gelir, edebi bir şey konuşulur, şiir okunurdu ama şimdi yok.

Aydınların memleketi olan Urfa’da sizin gibi değerli hocalarımıza neden hiç şans verilmiyor?

Birbirimizi hafif tartmak bizim genlerimizde var. Biz kendi sanatçılarımızı görmeyiz. Urfa’ya Ferhan Şensoy geliyor. Ferhan Şensoy, 54 karakteri canlandırsın ben gidip onun çantasını taşırım. Bu memlekette söyleyecek kelime bulamıyorum. Ben sadece kendime özümsemiyorum geçmişte de örnekleri var. Biz maalesef kendi değerlerimize sahip çıkmaktan uzağız. Bu saatten sonra hiçbir makamı icra etmek bize düşmez. Daha gençler var. Ama biz de bilgi birikimimizi bu çocuklara aktarmak adına çabalıyoruz. Mesela benim zaman menfam yoktur. Sabah sekizde çıkar gece 9-10’da evime giderim. Bu 10 yıldır süregelen bir şeydir. Büyükşehir'de de ben bunu yaptım ama ayrıldığım da İsrailli oldum. Ama burada çok mutluyum. Yeni ekipler yetişti. Burada Büyükşehir tiyatrosuna alternatif olacak bir ekip yetişti.  Bütün insanlar oturmalı birlik olmalı ve değerlerimiz korunmalıdır. Mustafa Acar gibi bir değerimizi Urfa’ya küstürmüşüz. Bana göre Mustafa Acar 100 yılın Şekspir’idir. Ama biz değerlerimizi görmüyoruz.

 TİYATRO ADINA ÇOK BÜYÜK DAYAKLAR YEDİM

Kurtlar Vadisi dizisinde oynamadan önce Urfalılar sizi pek tanımıyordu. Dizide oynadığınız için herkes tarafından tanınmak sizi üzüyor mu?

Ben tiyatro adına çok büyük bedeller ödedim. Çok büyük dayaklar yedim. Benim tatmin eden oyunlar oynadım. Ama beni tatmin eden oyunlar başkasını tatmin etmedi. Ama sanat adına yapıyordum. İlk okuldan ve ortaokuldan bana çocuklar geliyor. Onlardaki yeteneği gördüğüm zaman ağlıyorum çünkü onlarda çocukluğumu görüyorum. Her çocuk ayrı bir yetenek ayrı bir dünyadır. Ve bu yeteneklerini keşfedip o alana yönlendirmek lazım. Kültür merkezlerimiz çok az olanlar da uyduruk uyduruk kültür merkezleridir. Neyin kültür merkezi neyi veriyoruz. Kimi kandırıyoruz. Buralarda çocuk yok.

 KENTİN KİMLİĞİ GİTTİ

Tiyatro ve sanat yapma isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Herkesin gözünü kör etsinler. Kendi mahallelerine kültür merkezi istesinler. Birileri çıkıp sıra gecesi ne  olduğunu 5 dakika da olsa çıkıp anlatan yok. Kentin kimliği gitti. Bana Urfa’yı anlat desen bana bunu anlatacak 30 kişi bulamazsınız. Urfa’nın taziyelerini, düğünlerini kültürünü anlatacak kimse bulamazsınız.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.