Türkiye Haberleri - Son Dakika Türkiye Haber Güncel Gelişmeler

Adana'da 3.1 Büyüklüğünde Deprem Meydana Geldi

Deprem anında herhangi bir can ya da mal kaybı olup olmadığına dair bir açıklama yapılmazken, bölgedeki vatandaşların endişe yaşadığı öğrenildi. Adana'nın merkezine yakın olan bu deprem, hafif bir sarsıntı olarak hissedildi. Bölgedeki yerel otoriteler, depremin ardından herhangi bir olumsuz durumu engellemek amacıyla inceleme başlattı. Deprem, aynı zamanda Türkiye'nin farklı bölgelerinde de hissedildi, ancak şiddeti genellikle düşük seviyelerde kaldı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, depremle ilgili yaptığı açıklamada, yaşanan sarsıntının normal bir yer hareketi olduğunu belirtti. Uzmanlar, bu tür düşük büyüklükteki depremlerin sıkça meydana geldiğini, ancak büyük bir tehlike oluşturmadığını ifade etti. Depremin, Adana il sınırlarında daha fazla yer hareketine yol açıp açmayacağı ise merak konusu oldu. Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması nedeniyle, bu tür sarsıntılar zaman zaman yaşanabiliyor. Uzmanlar, vatandaşların olası depremler konusunda hazırlıklı olmalarını ve güvenli yaşam alanları oluşturmak için gereken tedbirleri almalarını tavsiye ediyor. DARILIK-ALADAĞ (ADANA) 04.04.2025, 07:50:18 TSİ Büyüklük: 3.1 Derinlik: 1.5 km

"Amasya'da 3.3 Büyüklüğünde Gece Depremi!"

Gece saatlerinde endişe verici bir deprem gerçekleşti! Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan duyuruya göre, Amasya'da 3.3 büyüklüğünde bir sarsıntı meydana geldi. Türkiye'de bir deprem daha yaşandı. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 21 Mart 2025 tarihinde saat 22:53'te 3.3 büyüklüğünde bir deprem kaydedildiğini açıkladı. Depremin merkezi Amasya'nın Kızlabeyi-Göynücek bölgesi olarak belirlendi. Depremin derinliği ise 6.0 kilometre olarak kayıtlara geçti.

A Milli Takım, UEFA Uluslar Ligi Play-Off’unda Macaristan’ı Konuk Ediyor

Arda Güler ve Merih Demiral Cezalı, Sarı Kart Sınırındaki İsimler Bu önemli maçta A Milli Takım’da eksikler dikkat çekiyor. Arda Güler ve Merih Demiral, cezalı oldukları için bu mücadelede forma giyemeyecek. İki oyuncunun yokluğu, takımın oyun planını etkileyebilir. Ayrıca, takımda sarı kart sınırında olan diğer isimler de bulunuyor. İrfan Can Kahveci, Kerem Aktürkoğlu, Mert Müldür ve Orkun Kökçü’nün birer sarı kart alması durumunda, rövanş maçı için cezalı duruma düşebilirler. Bu nedenle, oyuncuların dikkatli olmaları bekleniyor. Yeni İsimler Kadroda A Milli Takım’ın kadrosunda dikkat çeken bir diğer nokta ise, ilk kez çağrılan oyuncular. Yusuf Akçiçek, Taha Şahin ve Demir Ege Tıknaz, teknik direktör Stefan Kuntz tarafından ilk kez A Milli Takım kadrosuna dâhil edildi. Bu oyuncular, Macaristan’a karşı oynanacak bu kritik maçta kendilerini göstermek için büyük bir fırsat bulacaklar. Her ne kadar bazı oyuncular kadroda ilk kez yer alacak olsa da, bu isimlerin takıma katılması, A Milli Takım’ın geleceği açısından büyük bir anlam taşıyor. Sakatlıklar Takımda Eksikliklere Sebep Oluyor Kadronun dışında, bazı oyuncular da sakatlıkları nedeniyle mücadelede yer alamayacak. A Milli Takım, kadrosunda bazı önemli oyunculardan yoksun olacak. Bu eksikler, takımın hücum ve savunma performansını doğrudan etkileyebilir. Sakatlıklar ve cezalar nedeniyle teknik heyet, strateji konusunda farklı seçenekler üzerinde çalışıyor. Rövanş Maçı Budapeşte’de A Milli Takım ve Macaristan arasındaki bu play-off turunun rövanş maçı, 23 Mart’ta Budapeşte’de oynanacak. Rövanşta kazanan takım, UEFA Uluslar A Ligi’nde yer alma hakkı kazanacak. Bu da, futbol takımları için büyük bir prestij anlamına geliyor. A Milli Takım, Avrupa’nın elit futbol takımlarıyla mücadele etme şansı elde edebilmek için Macaristan’ı geçmek zorunda. Hedef Uluslar A Ligi Bu play-off turu, A Milli Takım için oldukça önemli bir dönemeç. UEFA Uluslar A Ligi’nde yer almak, sadece prestij açısından değil, aynı zamanda Türk futbolunun gelişimi için de büyük bir fırsat sunuyor. Bu turnuva, takımın uluslararası arenadaki yerini pekiştirecek ve gelecekteki büyük turnuvalara katılma yolunda da önemli bir adım olacak. A Milli Takım, bu zorlu maçta büyük bir galibiyet elde etmeyi hedefliyor. Macaristan ise güçlü kadrosuyla Türkiye’yi zorlama niyetinde. Bu nedenle, her iki takım da sahaya büyük bir motivasyonla çıkacak. Tüm Türkiye, A Milli Takım’ın Avrupa’daki en üst seviye ligde mücadele etme yolunda başarılı olmasını bekliyor.

İki Bakan Sahipsiz Köpekler İçin Ortak Eylem Planı Oluşturdu

Sahipsiz Köpekler Artan Bir Tehdit Haline Geliyor Türkiye’nin farklı illerinde özellikle sahipsiz sokak köpeklerinin oluşturduğu güvenlik tehdidi, son yıllarda önemli bir toplumsal sorun haline geldi. Sokak köpeklerinin yaralanmalara, saldırılara ve ölümlü kazalara yol açması, halkın yaşamını tehdit eden bir durum yaratmaya başladı. Birçok kentte, sokak köpeklerinin sayısının hızla artması ve bu köpeklerin özellikle gece saatlerinde insanlara saldırmaları, şehirde yaşayanları endişelendirmeye başladı. Bu sorun, yalnızca güvenlik açısından değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından da ciddi riskler taşıyor. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı'nın Açıklamaları Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu sorunla ilgili olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile birlikte yaptıkları görüşmenin ardından sosyal medya üzerinden açıklama yaptı. Yumaklı, sahipsiz köpeklerin Türkiye’de önemli bir güvenlik sorunu haline geldiğini ve bu sorunla ilgili bir çözüm üretebilmek için tüm imkanların seferber edileceğini vurguladı. Yumaklı, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “İçişleri Bakanımız Sayın @AliYerlikaya’yı Bakanlığımızda misafir ederek, ülkemizde önemli bir güvenlik sorunu haline gelen sahipsiz köpekler konusunu ele aldık. Bakanlıklarımız arasındaki koordinasyonu güçlendirerek eylem planımızı kararlılıkla uygulayacak ve bu konuyu bir an önce ülke gündeminden çıkaracağız. Sayın Bakanımıza nazik ziyaretleri için teşekkür ediyorum.” Bakan Yumaklı, bu görüşmenin ardından, sahipsiz sokak köpekleriyle ilgili çözüm için kapsamlı bir plan hazırlandığını, ilgili bakanlıkların işbirliğiyle bu sorunun hızlı bir şekilde çözüleceğini belirtti. İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın Görüşleri İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu sorunla mücadelede tüm yerel yönetimler ve ilgili kurumlarla sıkı bir koordinasyon içinde çalışacaklarını belirtti. Yerlikaya, sokak köpeklerinin oluşturduğu güvenlik tehdidinin sadece belediyeler ve yerel yönetimlerle değil, tüm devlet kurumlarıyla birlikte çözülmesi gereken bir mesele olduğunu vurguladı. Bakan, sorunun sadece hayvan sağlığıyla ilgili olmadığını, halkın güvenliğini doğrudan etkileyen bir durum oluşturduğunu ve bu sebeple tüm paydaşların birlikte hareket etmesinin gerektiğini söyledi. Yerlikaya, bu tür güvenlik sorunlarının önlenmesi adına çeşitli düzenlemelerin ve projelerin hayata geçirileceğini ifade etti. Bu projeler arasında sokak köpeklerinin toplanarak güvenli alanlara yerleştirilmesi, veterinerlik hizmetlerinin artırılması ve evcil hayvan sahiplerinin daha sorumlu bir şekilde davranmalarını sağlamak için denetimlerin sıkılaştırılması yer alıyor. Bakanlıklar Arası Koordinasyon ve Ortak Eylem Planı Tarım ve Orman Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasındaki işbirliği, sahipsiz sokak köpekleri sorununu çözmek için önemli bir adım oldu. İki bakanlık, bu sorunu çözmek adına güçlü bir koordinasyon içinde hareket edecek. Yapılan açıklamalara göre, sokak köpeklerinin yerleştirileceği yeni barınaklar inşa edilecek, kontrolsüz üremenin önüne geçilecek ve vatandaşların hayvanları sahiplenme konusunda bilinçlendirilmesi için eğitim kampanyaları başlatılacak. Ayrıca, köpeklerin yeniden sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşaması için yerel yönetimlere de büyük sorumluluk düşüyor. Bakanlıklar, belediyelere gerekli destekleri sunarak, bu sorunun çözülmesi için yerel yönetimlerin daha etkin bir şekilde devreye girmesini sağlayacak. Toplumun Katılımı ve Sorunun Uzun Vadeli Çözümü Bu sorunun çözülmesinin sadece hükümet ve yerel yönetimlerin değil, aynı zamanda toplumun da katılımını gerektirdiğine dikkat çekildi. Sahipsiz sokak köpeklerinin sayısının azaltılması ve bu köpeklerin sağlıklı bir ortamda yaşaması için toplumun duyarlılığı büyük önem taşıyor. Bakanlıklar, vatandaşları hayvanlara karşı daha sorumlu davranmaya teşvik etmek için çeşitli kampanyalar ve bilinçlendirme programları düzenleyecek. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yapılan görüşmelerin ardından, sahipsiz sokak köpekleri sorununu çözmek için gereken tüm adımların atılacağını ve bu sorunun ülke gündeminden bir an önce çıkarılacağını belirtti. Bakan Yumaklı, ayrıca bu konuda kamuoyunun desteğinin de büyük önem taşıdığını ifade etti.

"Şanlıurfa'da Telefonla Dolandırıcılık Yapan 4 Şüpheli Suçüstü Yakalandı"

Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü, iletişim yoluyla gerçekleştirilen nitelikli dolandırıcılık suçlarını işleyen şahısların tespit edilip yakalanması amacıyla başlattığı geniş çaplı çalışmalarda, şüphelilerin "Atıcı Evi" olarak adlandırdıkları gizli bir mekânda vatandaşları telefonla arayarak dolandırıcılık yaptıkları belirlenmiştir. Harran Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde, Harran ilçesindeki bir adreste gerçekleştirilen operasyonda, 4 şüpheli suçüstü yakalanmış ve gözaltına alınmıştır. Şüphelilerin adreslerinde yapılan arama sonucunda, dolandırıcılık faaliyetlerinde kullandıkları aşağıdaki materyaller ele geçirilmiştir: 10 cep telefonu 9 sim kart 1 kamera kayıt cihazı 1 tablet 3 pompalı tüfek 68 fişek. Yapılan incelemeler sonucunda, şüphelilerin İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adana, Aydın, Manisa, Çorum, Bolu ve Kastamonu illerindeki toplam 14 mağdurdan 10.000.000 TL tutarında haksız kazanç elde ettikleri tespit edilmiştir. Söz konusu "Atıcı Evi" soruşturması çerçevesinde, adli mercilere sevk edilen 2 şüpheli hakkında adli kontrol kararı uygulanmış, diğer 2 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir. Telefonla sizi arayarak, kendisini polis, asker, savcı veya hakim olarak tanıtıp, “Adınız terör örgütüyle ilişkilendirildi, evinizdeki ziynet eşyalarının incelenmesi gerekiyor, parayı hesaba yatırmanız şarttır” gibi bahanelerle dolandırıcılık yapan kişilere itibar etmemeniz önemlidir. Unutmayın, polis, asker, savcı veya hakimlerden hiçbiri sizden asla para talep etmez.

Şanlıurfa’da Okul Devamsızlığına Karşı Sert Önlemler Alınıyor: Velilere Para Cezası Uygulanacak

Devamsızlık oranı yüksek olan öğrencilerin okula devam etmeleri için, Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak’ın imzasıyla Kaymakamlıklara gönderilen yazıda, okula devam etmenin sağlanabilmesi için alınan önlemlere rağmen, devamlılık sağlanamayan durumlarda yasal sürecin başlatılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, yazıda eğitimin hem kız hem de erkek tüm vatandaşlar için zorunlu olduğunun altı çizildi ve çocuğun eğitim hakkının Milli Eğitim Temel Kanunu ile güvence altına alındığı ifade edildi. Yazıda, okul idarelerinin sürekli devamsızlık gösteren öğrenciler için, çocuğunu okula göndermeyen velilere, öğrencinin devamsızlık durumunu beşinci gününde kısa mesaj yoluyla bildirmeleri gerektiği belirtilmiş, devamsızlık onuncu günde ise e-Okul üzerinden alınacak devamsızlık mektubunun iadeli taahhütlü olarak aileye gönderilmesi talep edilmiştir. Bugüne kadar bu uygulamaları gerçekleştirmeyen okulların, devamsız öğrenciler için belirtilen işlemleri sırasıyla yerine getirmeleri gerektiği bildirilmiştir. Veliye Para Cezası Uygulanacak Eğer okul idareleri, ilçe milli eğitim müdürlükleri ve Kaymakamlıklar tarafından yapılan uyarılara rağmen öğrencinin okula devamı sağlanamazsa, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 56. maddesi gereği, velilere her devamsız gün için 257 TL idari para cezası uygulanacak. Buna rağmen çocuğunu okula göndermeyen velilere ise toplamda 11.977 TL idari para cezası kesilecektir. Yazının son kısmında ise, zorunlu eğitim çağındaki tüm öğrencilerin okula devamının sağlanabilmesi için kanunlarda belirtilen düzenlemelerin Kaymakamlıklar tarafından hızlı bir şekilde uygulanması gerektiği, yapılacak işlemlerin sıralı amirler tarafından denetleneceği belirtilmiştir. Konuya ilişkin açıklama yapan Vali Hasan Şıldak, Şanlıurfa'nın Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip ili olduğunu belirterek, eğitimdeki sorunları doğru bir şekilde tespit edip uygun çözümler üreterek aşmaya çalıştıklarını dile getirdi. Vali Şıldak, “Devamsızlık, maalesef Şanlıurfa'nın en büyük sorunlarından biri. Şu an ilkokul ve ortaokullarda %10, liselerde ise %20 civarında sürekli devamsızlık yaşanıyor. Öğrencilerimizin eğitim süreçlerinden kopmamaları için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Ancak uyarılarımıza rağmen devamsızlıkta ısrar devam ederse, bundan sonra yasaların öngördüğü cezai işlemleri başlatacağız. Okullarımız, kanun kapsamında belirtilen idari para cezalarını uygulayacak ve Kaymakamlıklarımız da bu cezaları devreye sokacak. Velilerimizi bu konuda tekrar bilgilendirmek isterim. Her bir çocuğumuz okulda eğitim alma hakkına sahiptir. Tüm öğrencilerimizin okula devamını sağlayalım, hiçbir velimizin para cezası ödemesini istemiyoruz.” dedi.

Benzine Yeni Zam: Şanlıurfa'da Litre Fiyatı 46,90 TL’ye Yükseliyor

Benzin Fiyatlarında Artış Benzin fiyatlarındaki bu son artış, dünya genelindeki petrol fiyatlarının dalgalanması ve döviz kurundaki değişimlerle doğrudan bağlantılı. Akaryakıt fiyatlarındaki artış, özellikle araç sahiplerini etkileyen önemli bir faktör olarak gündemdeki yerini koruyor. Benzinin litre fiyatına yapılacak 1 lira 81 kuruşluk zam, gece yarısından itibaren geçerli olacak ve bu, Türkiye’nin birçok ilinde fiyat değişimlerine yol açacak. Şanlıurfa’da Benzin Fiyatları Ne Olacak? Şanlıurfa’da da benzinin litre fiyatı zam sonrası artacak. Bugün yapılan açıklamalar doğrultusunda, Şanlıurfa’da benzinin litre fiyatının 46 lira 90 kuruş seviyelerine çıkması bekleniyor. Bu artış, sürücülerin günlük ulaşım maliyetlerini bir kez daha yükseltecek ve ekonomiye olan etkisi daha geniş bir ölçekte hissedilecek. Akaryakıt Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Nedeni Akaryakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar, çoğu zaman döviz kuru ve petrol fiyatlarıyla doğrudan ilişkilidir. Türkiye, petrolün büyük bir kısmını ithal ettiği için uluslararası piyasadaki fiyat artışları yerel akaryakıt fiyatlarını doğrudan etkiler. Ayrıca döviz kurlarındaki değişiklikler de, akaryakıt fiyatlarını artıran önemli bir diğer faktördür. Son zamanlarda, Brent petrol fiyatlarındaki yükseliş ve doların Türk Lirası karşısındaki değer kazanması, akaryakıt fiyatlarındaki artışları tetikledi. Sürücüleri Zorlayan Ekonomik Koşullar Sürücüler, son dönemdeki artan akaryakıt fiyatları nedeniyle daha fazla ekonomik yük altına giriyor. Benzin fiyatlarındaki bu artış, sadece araç sahiplerini değil, aynı zamanda toplu taşıma, lojistik ve taşımacılık sektörlerini de olumsuz etkiliyor. Yüksek akaryakıt maliyetleri, günlük yaşamda ulaşım masraflarını artırırken, taşıma fiyatlarında da artışlara neden olabiliyor. Zammın Yansımaları ve Gelecekteki Beklentiler Zamların etkisi, önümüzdeki günlerde daha da belirginleşebilir. Akaryakıt fiyatlarının sürekli artış göstermesi, halkın alım gücünü zorlayabilir ve ulaşım maliyetlerinin yükselmesine yol açabilir. Uzmanlar, bu durumun önümüzdeki dönemde gıda ve diğer ürünlerin fiyatlarını da etkileyebileceğini belirtiyorlar. Bu nedenle, sürücülerin akaryakıt tasarrufu yapabilmek için daha verimli araç kullanımı ve alternatif ulaşım yöntemlerine yönelmeleri öneriliyor. Özetle: Türkiye genelinde benzine yapılacak olan 1 lira 81 kuruşluk zam, özellikle ulaşım masraflarını etkileyen önemli bir gelişme. Şanlıurfa’da benzinin litre fiyatının 46 lira 90 kuruşa ulaşması beklenirken, bu zam ile birlikte sürücülerin ekonomik koşullarla ilgili daha dikkatli olması gerekecek.

"Kahverengi Kokarca Tehdidi: TZOB Başkanı Bayraktar Mücadeleye Hız Verilmesi Gerektiğini Vurguladı"

Tüm Ürünler Tehdit Altında Bayraktar, özellikle Karadeniz ve Marmara bölgelerinde kahverengi kokarcanın, fındık başta olmak üzere 300’den fazla tarım ürününe zarar verdiğini belirtti. Zararlının, kış aylarında terk edilmiş binalar, ahırlar ve depolarda barındığını, hava sıcaklıkları arttığında ise bu alanlardan tarım alanlarına yayıldığını ifade etti. Bu durumun önüne geçebilmek için sürekli ve kesintisiz bir mücadele gerektiğini vurguladı. Birlikte Mücadele Şart Kahverengi kokarca ile mücadelede halk sağlığı ilaçlamaları ve mekanik yok etme yöntemlerinin kullanılmasının önemli olduğunu belirten Bayraktar, toplu mücadelede karşılaşılan zorluklara da değindi. Tarım alanları dışında kışlayan zararlının kontrol altına alınmasının güç olduğunu, bazı çiftçilerin mücadeleye katılmadığını ve kimyasal ilaçların yüksek fiyatları ile coğrafi koşulların uygulamayı zorlaştırdığını söyledi. Bunun yanı sıra, doğal düşman böcek üretiminin henüz yeterince yaygınlaşmadığını belirtti. Bu zorlukların aşılabilmesi için Valilik koordinasyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Belediyeler ve diğer kurumların birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti. Mücadeleye Hız Verilmeli Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ziraat Odalarının ortaklaşa yürüttüğü "Kahverengi Kokarca Eylem Planı" çerçevesinde, çiftçi eğitimleri, tuzakların asılması, doğal düşman böcek üretimi ve mekanik mücadele yöntemleriyle zararlının yayılmasının engellenmeye çalışıldığını ifade etti. Ancak daha etkin bir mücadele için tüm yetkili kurumların ve paydaşların ortak hareket etmesinin şart olduğunun altını çizdi. Evlerde, terk edilmiş binalarda, ahırlarda ve depolarda halk sağlığı ilaçlamalarının ve mekanik yok etme yöntemlerinin uygulanması için belediyelere ve muhtarlıklara büyük sorumluluk düştüğünü belirten Bayraktar, "Havaların ısınmasıyla bu zararlı tarım alanlarına yayılmaktadır. Zaman daralıyor, kışlak mücadelesi hızlandırılmalıdır," diyerek mücadeleye hız verilmesi gerektiğini vurguladı. Fındık başta olmak üzere tüm bitkisel ürünlerin korunabilmesi için kahverengi kokarca ile topyekûn mücadelenin hız kesmeden sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

Yeniden Refah Partisi'nden Türkiye-İran İlişkileri İçin Önemli Uyarılar

“Gerilim Politikaları Her İki Ülkenin De Faydasına Olmaz” Doğan Bekin, Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye ve İran ilişkilerine olumsuz yansımaması gerektiğini ifade etti. Bekin, iki dost ve komşu ülkenin ilişkilerinde gerilim yaratacak adımların, her iki taraf için de telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabileceğini söyledi. Ayrıca, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin bozulmaması gerektiğinin altını çizdi. Tarihi Bağlar ve İşbirliği Bekin, Türkiye'nin özellikle Refah-Yol hükümeti döneminde İran ile geliştirdiği enerji anlaşmaları ve ticaret ilişkilerinin her iki ülkenin de yararına olduğunu belirtti. Ayrıca, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoya Türkiye’nin mesafeli yaklaşımının doğru bir tutum olduğunu ifade etti. Bekin, 1639 yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Anlaşması’na da değinerek, Türkiye ile İran arasındaki 534 km'lik sınırın uzun yıllardır güvenli bir şekilde korunmasının Ortadoğu’da örnek teşkil eden bir başarı olduğunu dile getirdi. Dış Güçlerin Planlarına Karşı Birlik Doğan Bekin, Türkiye ve İran’ın istikrarını bozmayı amaçlayan dış güçlerin oyunlarına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Gazze ve Lübnan’daki çatışmaların Türkiye ve İran’a yayılmasını isteyen siyonist güçlerin planlarının engellenmesi için iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye-İran ilişkilerini olumsuz etkileyebilecek söylem ve eylemlerden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi. Ortadoğu’da Güçlü Bir Birliktelik Gerekliliği Son olarak Bekin, Türkiye ve İran’ın D-8’in kurucu üyeleri olarak, Suriye, Gazze ve Lübnan gibi hassas konularda güçlü bir birliktelik sergilemelerinin, Ortadoğu’daki güvenlik ve istikrar açısından kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Bekin, "Yeniden Refah Partisi olarak, bölgemizdeki huzursuzlukların değil; barış, kardeşlik ve refahın savunucusu olmamız gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz" diyerek açıklamasını sonlandırdı.