Tarım Haberleri - Son Dakika Tarım Haber Güncel Gelişmeler

Urfa da Destek Ödemeleri Başladı! Çiftçilere 2.7 Milyar TL'lik Hibe Desteği

Destek Ödemesinin Detayları Bu yıl gerçekleştirilecek destek ödemesi, Hububat Desteği adı altında yapılıyor ve özellikle buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale gibi tahıl ürünleri üreten çiftçilere yöneliktir. Yapılacak toplam ödeme, 2 milyar 789 milyon 974 bin TL'lik bir bütçeyle, Türkiye'nin birçok ilinde bulunan çiftçilere dağıtılacak. Bu ödeme, ürünlerin yetiştiği illerdeki çiftçilere büyük bir destek sağlayacak. Destek Alan İller Destek ödemesinden yararlanacak iller arasında büyük bir coğrafi genişlik bulunuyor. Amasya, Aydın, Bilecik, Kütahya, Mardin, Antalya, Aksaray, Denizli, Elâzığ, Gaziantep, Isparta, Karaman, Malatya, Muş, Niğde, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde faaliyet gösteren çiftçiler bu ödemeden faydalanacak. Çiftçilerin bu illerde üretmiş oldukları buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale gibi ürünler destek kapsamına alındı. Çiftçilerin Ekonomik Yükünü Hafifletiyor Bu ödemelerin çiftçilere ciddi bir finansal rahatlama sağlaması bekleniyor. Üretim maliyetlerinin yükseldiği, gübre ve yakıt fiyatlarının arttığı bu dönemde, devletin sağladığı bu tür destek ödemeleri, tarım sektöründe sürdürülebilirliği ve üretimi teşvik etmek açısından oldukça önemli. Özellikle büyük ölçekli tarım yapan çiftçiler için, bu tür destekler, ürünlerini daha verimli bir şekilde yetiştirmeleri için gerekli ekonomik gücü sağlayacak. Bakan Yumaklı'nın Çiftçiye Verdiği Destek Mesajı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, çiftçilerin ülkenin tarımsal üretiminin belkemiği olduğunu belirterek, "Çiftçilerimiz her koşulda ülkemizin üretim kapasitesini arttıran ve gıda güvenliğini sağlayan en önemli aktörlerdir. Biz de hükümet olarak, onların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu ödemeler, hem çiftçilerimizin finansal yükünü hafifletecek hem de ülkemizin tarımsal üretimini daha da güçlendirecektir," dedi. Çiftçiler Ne Zaman Hesaplarına Yatacak? Destek ödemelerinin, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenen tarihlerde çiftçilerin banka hesaplarına yatırılacağı açıklandı. Çiftçilerin, ödeme tarihinden önce hesaplarını kontrol etmeleri ve gerekli tüm bilgileri doğru şekilde güncellemeleri önerildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çiftçilerle İftarda Tarım Desteklerini ve Başarılarını Açıkladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çiftçilerle düzenlenen iftar programında önemli açıklamalarda bulundu. Program, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda gerçekleşti ve tarım sektörüne dair veriler, çiftçilere sağlanan destekler ve Türkiye’nin tarım alanındaki başarılara odaklanıldı. Erdoğan, programda, hem Ramazan ayının manevi havasını hem de tarım sektörünün ülke ekonomisindeki önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına katılımcılara Kadir Gecesi ve 30 Mart’ta idrak edilecek Ramazan Bayramı’nı tebrik ederek başladı. Tarım sektörüne yapılan yatırımların altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin son 22 yılda tarıma yönelik önemli destekler verdiğini söyledi. Erdoğan, bu süreçte reel olarak 2 trilyon 70 milyar lira tarım desteği sağlandığını belirtti. Bunun yanı sıra, 2025 yılı başından itibaren 24 milyar lira ödeme yapıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı, yıl sonuna kadar bu rakamın 135 milyar lirayı bulacağına dikkat çekti. Erdoğan, Türkiye’nin tarım üretimindeki başarılarına dair çarpıcı rakamlar da verdi. Türkiye’de 206 çeşit tarım ürünü üretildiğini belirten Cumhurbaşkanı, bu ürünlerin büyük bir kısmında ülkenin kendine yeter hale geldiğini ifade etti. Sebze ve meyve üretiminde Türkiye’nin dünyadaki sıralamasının 4. olduğunu belirten Erdoğan, bitkisel üretimde ise 11. sırada yer aldığımızı söyledi. Türkiye, 21 farklı tarım ürününde dünya genelinde ilk üçte yer alıyor. Çiğ süt üretiminde dünya genelinde 9. sırada, Avrupa’da ise 3. sırada bulunuyoruz. Ayrıca, sığır eti üretiminde dünyada 7., Avrupa’da ise 1. sıradayız. Tavuk eti üretiminde dünya sıralamasında 9., Avrupa’da ise 2. sıradayız. Yumurta üretiminde Türkiye, dünyada 10. sırada yer alırken, Avrupa'da ise 2. sıradadır. Bal üretiminde ise Türkiye, dünyada 2. ve Avrupa’da 1. sırada bulunuyor. Su ürünleri yetiştiriciliğinde ise dünya genelinde 16. sırada, Avrupa’da ise 2. sırada yer alıyoruz. Bu başarıların, bazı kesimlerin “Türkiye’de tarım bitti” şeklindeki söylemlerine karşılık geldiğini belirten Erdoğan, tarımın Türkiye için stratejik bir sektör olmaya devam ettiğini vurguladı. Erdoğan, “Birileri Türkiye’de tarım bitti diyor, ama ben buradan söylüyorum ki, Türkiye tarımda çok büyük mesafeler kat etti ve bu alan, ülkemizin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor,” dedi. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin tarımda sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda dünya çapında önemli bir oyuncu haline geldiğine dikkat çekti. Tarımın ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağladığını ve sektörün istihdam yaratma kapasitesinin yüksek olduğunu belirten Erdoğan, bu sektördeki verimli ve kaliteli üretimin artmasının önemini vurguladı. Ayrıca, çiftçilere yönelik desteklerin artırılarak sürdürülmesinin önemine değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere verilen desteğin sadece maddi bir yardımdan ibaret olmadığını, aynı zamanda tarımın modernizasyonu için yapılan yatırımların da artarak devam ettiğini söyledi. Erdoğan, son yıllarda tarımda kullanılan teknolojilerin artırılması, sulama sistemlerinin iyileştirilmesi ve üretim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi adına çeşitli projelerin hayata geçirildiğini ifade etti. Ayrıca, tarım sektöründe sürdürülebilir üretim ve çevre dostu yöntemlerin önemine de değinen Erdoğan, bu alandaki gelişmelerin sadece iç pazara değil, ihracatın artırılmasına da katkı sağladığını belirtti. Türkiye’nin, tarım ürünlerini birçok ülkeye ihraç ettiğini ve bu sayede hem çiftçilere gelir sağladığını hem de ülkenin dış ticaretine katkı sağladığını vurguladı. Erdoğan, tarım sektörünün geleceği için daha fazla yenilik ve reform yapılması gerektiğinin altını çizdi. Erdoğan, son olarak çiftçilere hitaben, "Sizler, ülkemizin tarımda geldiği noktada en büyük paya sahip olanlarsınız. Tarım, sadece bir ekonomi meselesi değil, aynı zamanda toplumun temel direklerinden biridir. Hedefimiz, üretim kapasitenizi daha da artırarak, dünyanın en güçlü tarım ülkelerinden biri olmaktır" dedi. Bu kapsamda, Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin tarım sektörüne verdiği desteği ve bu alanda elde edilen başarıları bir kez daha gözler önüne serdi.

Bakan Yumaklı, 2.6 Milyar Liralık Destek Ödemesini Çiftçilerin Hesaplarına Aktarıyor!

"Üretime Destek, Türkiye'ye Bereket Getiriyor" Bakan Yumaklı, destekleme ödemelerine ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tarım sektörünü daha güçlü bir hale getirmek için hükümetin çeşitli destekler sunduğunu belirterek, "Bugün, 2 milyar 595 milyon 192 bin liralık destekleme ödemelerini çiftçilerimizin hesaplarına yatıracağız. Bu ödemeler, üreticilerimizin daha verimli olmasına ve ülkemizdeki tarımsal üretimin güçlenmesine büyük katkı sağlayacak. Üretime yapılan destek, Türkiye’ye bereket getirecek. Hayırlı ve bol kazançlı olsun," dedi. Ödemelerin Detayları Bakan Yumaklı, ödemelerin hangi alanlarda yapılacağına dair de bilgi verdi. Yapılacak ödemeler, hububat ve kırsal kalkınma yatırımları olmak üzere iki ana kategoride gerçekleşecek. Hububat Desteği 2 milyar 565 milyon 838 bin 686 lira Bu destek, özellikle hububat üretimi yapan çiftçilere verilecek. Ankara, Yozgat ve Sinop illerinde buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale gibi hububat türlerinde faaliyet gösteren üreticiler bu desteği alacak. Hububat desteği, tarımsal üretimin temel ürünlerinden biri olan tahıl üretimini teşvik etmek amacıyla veriliyor. Bu ödeme, çiftçilerin verimliliğini artırarak, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamaya yardımcı olacak. Kırsal Kalkınma Yatırım Desteği 29 milyon 354 bin 273 lira Kırsal kalkınmayı desteklemek amacıyla yapılan yatırımlar da önemli bir yer tutuyor. Bu destek, kırsal alanlarda tarımsal üretimin çeşitlendirilmesi, altyapı iyileştirmeleri ve diğer kalkınma projelerinin hayata geçirilmesi için kullanılacak. Bu ödemeler, kırsal kalkınma projelerine yatırım yapan çiftçilere ve yerel üreticilere verilecek. Çiftçilere Destek Sürekliliği Vurgulandı Bakan Yumaklı, destek ödemelerinin sürekliliği konusunda da açıklamalarda bulundu. Bakan, Türkiye’nin tarımda sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla devletin her zaman çiftçilerin yanında olduğunu ve gelecekte de bu tür desteklerin artarak devam edeceğini belirtti. Ayrıca, bu ödemelerin çiftçilerin borçlarını ödemek, yeni yatırımlar yapmak ve üretimlerini artırmak için önemli bir kaynak olacağı ifade edildi. Tarım Sektörüne Katkı Sağlayacak Adımlar Bakan Yumaklı, ülke genelindeki tarımsal üretimi artırmak için çeşitli projelerin devam ettiğini ve bu projelerin kısa vadede meyve vereceğini söyledi. Ayrıca, kırsal kalkınma için yapılan yatırımların, yalnızca üretimi değil, aynı zamanda kırsal ekonomiyi de güçlendireceğini vurguladı. Bu ödemelerin, çiftçilerin geçim kaygılarını azaltarak, üretim süreçlerine odaklanmalarına imkan tanıyacağını ifade etti. Çiftçilere Hızlı ve Etkili Destek Son olarak, Bakan Yumaklı, ödemelerin hızlı bir şekilde çiftçilerin hesaplarına aktarılmasının önemine dikkat çekti. Çiftçilerin bu ödemeleri kısa süre içinde alarak, tarlalarındaki işleri hızla devam ettirebileceğini ve bu sayede üretimin sekteye uğramayacağını belirtti. Bakan, aynı zamanda çiftçilerin taleplerine duyarlı bir şekilde, gerekli desteğin zamanında ve eksiksiz bir şekilde sunulmaya devam edileceğini açıkladı. Bu destekleme ödemeleri, Türkiye'nin tarımsal üretimini daha verimli hale getirmek ve çiftçilerin mali zorluklarla mücadele etmelerine yardımcı olmak amacıyla oldukça önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

"Kahverengi Kokarca Tehdidi: TZOB Başkanı Bayraktar Mücadeleye Hız Verilmesi Gerektiğini Vurguladı"

Tüm Ürünler Tehdit Altında Bayraktar, özellikle Karadeniz ve Marmara bölgelerinde kahverengi kokarcanın, fındık başta olmak üzere 300’den fazla tarım ürününe zarar verdiğini belirtti. Zararlının, kış aylarında terk edilmiş binalar, ahırlar ve depolarda barındığını, hava sıcaklıkları arttığında ise bu alanlardan tarım alanlarına yayıldığını ifade etti. Bu durumun önüne geçebilmek için sürekli ve kesintisiz bir mücadele gerektiğini vurguladı. Birlikte Mücadele Şart Kahverengi kokarca ile mücadelede halk sağlığı ilaçlamaları ve mekanik yok etme yöntemlerinin kullanılmasının önemli olduğunu belirten Bayraktar, toplu mücadelede karşılaşılan zorluklara da değindi. Tarım alanları dışında kışlayan zararlının kontrol altına alınmasının güç olduğunu, bazı çiftçilerin mücadeleye katılmadığını ve kimyasal ilaçların yüksek fiyatları ile coğrafi koşulların uygulamayı zorlaştırdığını söyledi. Bunun yanı sıra, doğal düşman böcek üretiminin henüz yeterince yaygınlaşmadığını belirtti. Bu zorlukların aşılabilmesi için Valilik koordinasyonunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Belediyeler ve diğer kurumların birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti. Mücadeleye Hız Verilmeli Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ziraat Odalarının ortaklaşa yürüttüğü "Kahverengi Kokarca Eylem Planı" çerçevesinde, çiftçi eğitimleri, tuzakların asılması, doğal düşman böcek üretimi ve mekanik mücadele yöntemleriyle zararlının yayılmasının engellenmeye çalışıldığını ifade etti. Ancak daha etkin bir mücadele için tüm yetkili kurumların ve paydaşların ortak hareket etmesinin şart olduğunun altını çizdi. Evlerde, terk edilmiş binalarda, ahırlarda ve depolarda halk sağlığı ilaçlamalarının ve mekanik yok etme yöntemlerinin uygulanması için belediyelere ve muhtarlıklara büyük sorumluluk düştüğünü belirten Bayraktar, "Havaların ısınmasıyla bu zararlı tarım alanlarına yayılmaktadır. Zaman daralıyor, kışlak mücadelesi hızlandırılmalıdır," diyerek mücadeleye hız verilmesi gerektiğini vurguladı. Fındık başta olmak üzere tüm bitkisel ürünlerin korunabilmesi için kahverengi kokarca ile topyekûn mücadelenin hız kesmeden sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.

Şanlıurfa'da Çiftçilerden Baraj Suyu Erken Bırakılsın Talebi

Yağışlar Bekleneni Vermedi Geçen yıl Mart ayında, ekinler gerekli yağışları alarak büyüme sürecine girmişti. Ancak bu yıl, Mart ayı itibariyle beklenen yağışlar hala düşmedi. Çiftçiler, topraklarında gübrelerin erimediğini ve ekinlerin yeterince büyümediğini belirtiyor. Yağmur eksikliği, tarım alanlarının kurumasına ve verim kayıplarına yol açabilir, bu da çiftçileri tedirgin ediyor. Harran Ovası’nda Kuraklık Kaygısı Harran Ovası, Türkiye’nin en verimli tarım alanlarından biri olarak bilinirken, bu yıl ekinlerin büyümesi için gereken sulama suyu oldukça sınırlı. Bölgedeki çiftçiler, suyun zamanında ve yeterli miktarda sağlanamaması durumunda büyük zorluklarla karşılaşacaklarını ifade ediyor. Bir çiftçi, “Ekinlerimiz maalesef gelişmiyor. Geçen yıl bu dönemde daha iyi yağışlar almıştık, ancak bu yıl hala yağmur yağmadı. Eğer baraj suyu erken bırakılmazsa, durum daha da kötüleşebilir,” diyor. Baraj Suyu Erken Bırakılsın Talebi Harran, Suruç ve Akçakale ilçelerinde yaşayan çiftçiler, Atatürk Barajı’ndan sağlanan sulama suyunun erken bırakılmasını talep ediyor. Çiftçiler, bu talebin, ürünlerinin sağlıklı bir şekilde yetişebilmesi için kritik olduğunu belirtiyor. Baraj suyunun zamanında ve yeterli şekilde bırakılmaması halinde, büyük verim kayıpları yaşanabileceği konusunda uyarıyorlar. Kuraklık Tüm Türkiye’yi Etkileyebilir Şanlıurfa’daki kuraklık yalnızca bu bölgedeki çiftçileri değil, Türkiye genelindeki gıda üretimini de tehdit edebilir. Bölgedeki verim kayıpları, özellikle hububat üretiminde önemli etkilere yol açabilir. Çiftçilerin taleplerinin dikkate alınması, bu olumsuz etkilerin en aza indirgenmesine yardımcı olabilir. Çiftçilerin baraj suyu talebi, sadece yerel değil, ulusal bir önem taşır. Bu nedenle, baraj suyunun erken bırakılması, sadece bölge tarımını değil, tüm Türkiye’nin gıda üretimini güvence altına almak adına kritik bir adım olabilir.

Büyükşehir Belediyesi Çiftçilere Anıza Ekim Yöntemleri Eğitimi Verdi

Eğitim Semineri ŞATEM’de Gerçekleştirildi Şanlıurfa Akıllı Tarım Uygulamaları Eğitim Merkezi (ŞATEM)’nde düzenlenen seminer, GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Çıkman tarafından verildi. Eğitim kapsamında geleneksel toprak işleme, koruyucu toprak işleme ve anıza ekim yöntemleri karşılaştırmalı olarak ele alındı. Geleneksel yöntemlerin toprağın organik madde içeriğini azalttığı, erozyon riskini artırdığı, toprak sıkışmasına yol açtığı ve maliyetleri yükselttiği vurgulandı. Buna karşılık, koruyucu toprak işleme ve anıza ekim yöntemlerinin toprak yapısını koruduğu, erozyonu azalttığı, tarla trafiğini düşürdüğü ve üretim maliyetlerini azalttığı belirtildi. Çiftçilere Uygulamalı Eğitim İmkânı Sunuldu Seminerin en dikkat çeken yönlerinden biri, teorik bilgilendirmenin yanı sıra uygulamalı eğitime de yer verilmesiydi. Çiftçiler, Araştırma Enstitüsü’ne ait istasyonda toprak işleme aletlerini inceleme fırsatı buldu ve uzmanlardan detaylı bilgi aldı. Deneme alanlarında gerçekleştirilen uygulamalar sayesinde, yeni teknikleri yerinde gözlemleyerek öğrenme imkânı yakaladılar. Sürdürülebilir Tarım İçin Bilinçli Toprak İşleme Vurgusu Seminer boyunca sürdürülebilir tarımın önemi vurgulanarak çiftçilere bilinçli toprak işleme yöntemlerini benimsemeleri çağrısında bulunuldu. Özellikle iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerinin giderek arttığı bu dönemde, koruyucu toprak işleme ve anıza ekim gibi sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılmasının gerekliliği anlatıldı. Seminerin sonunda çiftçiler, Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Çıkman’a sorularını yönelterek interaktif bir bilgi alışverişinde bulundu. Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Halil Hatipoğlu, verdiği değerli bilgiler için Ahmet Çıkman’a teşekkür etti.

Tarım ve Orman Bakanlığı 8 Bin 500 Personel Alımı Yapacak!

Bakan Yumaklı, 4'üncü Tarım Orman Şurası kapsamında gerçekleştirilen İklim Değişikliği Sürecinde Ormanlar Atölyesi etkinliğinde konuştu. Sanayi devriminden bu yana gelişen teknoloji ve sanayileşmenin, hayatı kolaylaştırmanın yanı sıra çevre kirliliğine yol açtığını vurgulayan Yumaklı, özellikle sera gazı salınımının ekosistem ve insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Yaklaşık 2 bin orman parkının halkın kullanımına açıldığını belirten Yumaklı, mevcut 129 ekoturizm rotasının 2028 yılına kadar 200'e çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi. Orman yangınlarının büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olduğunu ifade eden Bakan, bu yangınlarla mücadelede yeteneklerin ve kapasitenin en üst seviyeye taşınması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin yangın söndürme kapasitesinin 27 uçak ve 105 helikopterle yaklaşık 450 tona ulaştığını paylaşan Yumaklı, şu bilgileri verdi: Arazöz sayısı 3 kat artarak 1.766'ya, iş makineleri ise 6 kat artışla 831'e yükseldi. Ayrıca 2 bin 742 ilk müdahale aracımız mevcut. Toplamda 14 insansız hava aracıyla Avrupa’da birinci, dünya genelinde ise ikinci sıradayız. 184’ü akıllı olmak üzere toplamda 776 kuleden, ormanlarımız 7 gün 24 saat izleniyor. 4 bin 796 yangın havuzu, 25 bin yangınla mücadele çalışanı ve yaklaşık 127 bin gönüllümüzle Yeşil Vatan’ı koruma konusunda güçlü bir savunma hattı oluşturuyoruz. Bu kapsamda, daha etkin bir yangınla mücadele stratejisi oluşturmak amacıyla 3 bin 105 yangın işçisi, 3 bin 477 destek personeli ve 150 mühendisin yer aldığı toplam 8 bin 500 yeni personelin istihdam edileceğini duyurmak istiyorum.

#Tarım