Şanlıurfa'da her üç kişiden biri mahkemelik

Şanlıurfa’da en çok hangi davaların görüldüğü ve önlenebilmesi için neler yapılması gerektiği hakkında konuşan Şanlıurfa Baro Başkanı Av. Hikmet Delebe şunları söyledi:
‘’ Şehrimiz şuan bölgemizin en büyük kentlerinden birisi. Nüfusu 2,5 milyonu aşmış durumda. Özellikle Suriye’den gelen sığınmacıların Urfa’ya kattığı nüfusla birlikte sayımız oldukça kalabalık durumda. Elbette böyle kalabalık metropol görünümlü bir kentte hem davaların sayılarında hem de çeşitliliğinde atışlar meydana gelmektedir. Suriyeli sığınmacıların Urfa’ya gelmesiyle birlikte boşanma davalarında bir patlama meydana geldi. Şu anda iki tane aile mahkememiz var ve üçüncüsü de kurulma aşamasında. Üç tane aile mahkemesinin kurulmasıyla birlikte şu anda her bir mahkeme de binden fazla dosya mevcut. Dolayısıyla Urfa gibi muhafazakar kapalı bir toplumda bu kadar boşanma davasının meydana gelmesi de sosyal dokunun ne kadar zedelendiğinin açık bir göstergesidir. Diğer taraftan da Urfa’da icra dosyalarında da ciddi bir artış söz konusu. Sadece Urfa merkezde 100 binden fazla icra dosyası var. İlçelerin toplamıyla birlikte bu sayı 200 bine dayanıyor. Yine diğer taraftan kapanan dosyalarla birlikte on tane ilçemizdeki kapanan dosyalarda dikkate alındığında şu anda icra dosyaları 2015 yılı itibari ile 300 bine yaklaştığı söylenebilir. Bu rakamlar ürkütücü bir tabloyu da ortaya çıkarıyor. 900 bin civarında seçmen olduğu düşünülürse bu durumda her üç kişiden biri icralık. Diğer taraftan Urfa’da kırk tane mahkeme var ve bu mahkemeler de bulunan dosya sayısı 60 bini devirmiş durumda. Yine on tane ilçemizin toplamı ve kapanan dosyalar dikkate alındığında bu rakam 200 bine yaklaşıyor. Davacı ve davalı tarafında birer kişi kabul edildiğinde bile 400 bin kişide şuan davalı ya da davacı olarak bulunuyor. Bu durum göz önünde bulunursa Urfa’da yaşayan her üç kişiden birisi de mahkemelerde ya davalı ya da davacı olarak yargılanıyor. Ortaya çıkan tablo da şu, demek ki bütün bu rakamlar üst üste konulduğu zaman Urfa’da yolu adliyeden geçmeyen hiç kimse yok gibi. Elbette davaların bu kadar artması insanlar arasındaki psikolojik bağlarında gevşemesine yol açıyor. Toplum içindeki kırgınlıklar ve küskünlükler de hat safhaya varıyor”