Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Yeter artık! Terazimiz hafif tartmasın

Değerlerimizin isimleri yaşatılmalı, unutturulmamalı, son yılların unutulmaz isimleri eğitimci Mehmet Salih Önen, siyasetçi Necmettin Cevheri gibi ilimize ve ülkemize hizmet etmiş değerli büyüklerimizin isimleri mutlaka birer tesise, kendi emekleri geçmiş olan birer kuruma verilerek yaşatılmalı…

Haber Giriş Tarihi: 24.12.2018 10:05
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
Yeter artık! Terazimiz hafif tartmasın

Uğur BUDAK / Şanlıurfa OLAY

Her ne hikmetse, özellikle yeni nesil büyüklerini unutur ve anmaz olmuş. Geçmiş yıllarda özellikle Belediye Başkanlarımız başta olmak üzere birçok kurum idarecilerimiz, ilimize ve ülkemize hizmet etmiş büyüklerimizin isimlerini adlarına yakışır tesislere yada emeği geçmiş kurumlara, okullara isimlerini vererek unutturmazlardı. Son yıllarda başa gelen hiçbir idarecimiz üzerine düşen görevi tam anlamıyla yapamadı. Özellikle “Ahde Vefa” örneğini gösteremedi. Şehrimize tesisler kazandıran, ülkemize ve ilimize en iyi şekilde hizmet eden, isimleri başkaları tarafından bahsi geçtiğinde saygıyla anılırken, bahsedilirken bizimkiler tarafından isimleri birer tesise şada kuruma verilerek yaşatılmıyor.

 

Son yıllarda birçok vatandaşımızın dile getirdiği, köşe yazarlarımızın da köşelerinde dile getirdikleri “Ahde Vefa” konusu gerçekten unutulmuş gibi görünüyor.

 

Önen ismi kurucusu olduğu Şanlıurfa Meslek Yüksek Okuluna verilmeli

Son günlerde konuyu gündeme taşıyarak şehrimizin değerli büyüklerinin isimlerinin yaşatılmasını gazetemiz Şanlıurfa Olay’daki köşesinde dile getiren, birçok gazeteci arkadaşımızda emeği olan ve 47 yılını bu mesleğe vermiş duayen gazetecilerimizden Müslüm Abacıoğlu, kendiside bir eğitimci olması hesabıyla Hocaların Hocası merhum Edebiyatçı Mehmet Salih Önen hakkında şöyle diyor;

“Hocaların Hocası merhum Mehmet Salih Önen amca unutulmasın, ona da vefasızlık edilmesin istedim. - 2 dönem AK Parti Şanlıurfa Milletvekili, 2 yıl kadar Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak görev yaptıktan sonra 2017 yılı Aralık ayından itibaren de Çin Halk Cumhuriyeti Pekin Büyükelçisi olarak görevini başarıyla sürdüren ve gerek ülkemizin ve gerekse Şanlıurfa’mızın adını dünyaya duyuran, en iyi şekilde temsil görevini sürdüren Abdulkadir Emin Önen’in merhum babası, Türkiye’nin çeşitli illerinde ve yüksek okullarında Öğretmenlik ve Müdürlük, yurt dışında Kültür Ateşesi olarak görev yapmış olan Hocaların Hocası Mehmet Salih Önen’in ismi ne doğup büyüdüğü Şanlıurfa’da ve evleri ile arazilerinin bulunduğu Karaköprü ilçesinde bir parka veya bir tesise verilmedi. En önemlisi de; Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Şanlıurfa’da da Harran Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu açılmasını sağlayan, hatta Ankara gibi büyük bir şehirde Öğretmen Okulu Müdürlüğünü memleketi Şanlıurfa’ya 2 yıllık Meslek Yüksek Okulu açılması için bırakıp gelmesine rağmen Harran Üniversitesince kurucusu olduğu Şanlıurfa Meslek Yüksek Okuluna ismi verilerek yaşatılmadı- ” diyerek devam ediyordu…

 

Neden hep “Urfalının terazisi Urfalıyı hafif tartar”

Gazeteniz Şanlıurfa Olay’ın Genel Yayın Yönetmeni ve Şanlıurfa Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Celal Çiftçi de, köşesinde eğitimci Mehmet Salih Önen’e yapılan vefasızlığı şöyle dile getiriyor ve ilimizin yetiştirdiği daha nice değerli insanlarımızın olduğunu ve bunlardan birinin de siyasetçi olarak yakından tanınan ve hizmetleri unutulmayan Avukat Necmettin Cevheri olduğunu belirtiyor;

“Büyüklerimizin dediği gibi neden hep ‘Urfalının terazisi Urfalıyı hafif tartar’. Peygamberler şehrinin insanları bu kadar mı bozulmuş. Şehri İbrahim’in evlatları bu kadar mı vefasız olmuş. Yoksa memleketinde doğan Hazreti İbrahim Peygamberi ateşe atan Nemrud’un mu etkisinde kalmış, onun huyuna girmiş. Allahu Teâlâ Şanlıurfalıları Nemrud’un şerrinden, etkisinde kalmaktan muhafaza eylesin. 1931 – 2015 yılları arasında yaşamış ve özellikle memleketi Şanlıurfa başta olmak üzere ülke genelinde birçok ilde öğretmenlik yaparak, hatta Eğitim Enstitüleri, Meslek Yüksek Okulları açılmasına vesile olarak, yurt dışında da Kültür Ateşeliği görevini üstlenerek Şanlıurfa’mızı ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek, yaptıkları hizmetlerle ülkemize adeta damgasını vurmuş olan Hocaların Hocası Mehmet Salih Önen ismi neden doğduğu il yada yaşadığı ilçede ismine layık büyük bir tesise verilmedi? Hatta; Türkiye’nin başkenti Ankara’da Yüksek Öğretmen Okulunda Müdür olarak görevli iken 23.02.1976 tarihinde doğduğu topraklara dönerek, Türkiye’de açılan örgün Meslek Yüksek Okulları arasına Urfa’nın da alınması için yoğun çaba harcayan ve Urfa Meslek Yüksek Okulu’nun Kurucu Müdürü olarak memleketine bir Yüksek Okul kazandırdığı Harran Üniversitesi tarafından bile hiç değilse kendi kurduğu Meslek Yüksek Okuluna bile ismi verilerek bir vefa örneği gösterilmedi…”

 

Değerlerimizin isimleri yaşatılmalı

Birçok Şanlıurfalı ve Şanlıurfa’da yaşayan insanlarımız da, her ne hikmetse Şanlıurfa’mızın yetiştirdiği böyle nanide insanlarımıza hep vefasızlık edildiğini belirterek, “Demek ki; büyüklerimiz boşuna, -Urfalının terazisi Urfalıyı hafif tartar- dememişler. Mehmet Salih Önen isminin kurucusu olduğu Meslek Yüksek Okuluna verilmesi gerektiğini, ünlü siyasetçi ve hizmetlerinin reklamı yapılmadığından çok kişi tarafından bile bilinmeyen Necmettin Cevheri’nin de isminin mutlaka ismi 11 Nisan Şehir Stadı olarak değiştirilen GAP Arena Stadının yanındaki Kapalı Spor Salonuna verilerek isimlerinin yaşatılması gerektiğini söylüyorlar.

 

Kurucusu olduğu MYO’na ismi verilmeli

Sözün özü; Harran Üniversitesi acilen Senatosunu toplayıp hiç değilse kurucusu olduğu Şanlıurfa Meslek Yüksek Okuluna (MYO) Mehmet Salih Önen ismini vererek yaşatmalı ve bu vefasızlığa bir son vermelidir. Karaköprü Belediyemiz de, seçimleri bile beklemeden Belediye Meclislerinde alacakları bir kararla merhum Edebiyatçı, Hocaların Hocası Mehmet Salih Önen ismini, adına layık olacak büyük bir parka yada çok daha güzel önemli bir tesise vermeli. Gerekirse mevcut büyük park yada tesislerden birinin ismini bile değiştirerek Mehmet Salih Önen ismi verilip yaşatılmalı.

 

Bir önemli değerimiz de, Necmeddin Cevheri

Av.Necmettin Cevheri, Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest Avukatlık, Çiftçilik, 2, 3, 4, 5, 19, 20 ve 21. Dönem Şanlıurfa Milletvekilliği ile Turizm ve Tanıtma, Adalet, Tarım ve Köyişleri, Devlet Bakanlıkları, Başbakan Vekilliği görevlerinde bulunmuş bir siyasetçi.

 

 

Merhum duayen gazeteci ağabeyimiz Ömer Okutan’ın kızı Şanlıurfa Hizmet Gazetesinin Yazı İşleri Müdürü olan gazeteci Ebru Okutan da Urfa’mızın değerlerinden ünlü siyasetçi Necmeddin Cevheri’yi bir röportajında şöyle anlatıyor;

“1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Urfa'ya dönerek Şanlıurfa Barosuna kaydını yaptırmış. 1960'lı yıllara kadar Urfa'da yaşamını sürdürdükten sonra bir takım sağlık sorunları nedeniyle İstanbul'a giderek bir, iki sene orada yaşayan Necmi amca (Necmeddin Cevheri), Urfa'ya tekrar dönerek, 1965 yılında Adalet Partisinden Milletvekili seçildi ve Ankara'ya yerleşti. Birlikte siyaset yaptığı yol arkadaşı Süleyman Demirel ile birlikte planlayıp hayata geçirdikleri GAP Projesi en büyük hizmetlerinden biridir. Sulama Tünellerinin 9 Kasım 1994’te açılışında gözyaşlarını tutamadığını biliyoruz. Nedenini sorduğumuzda; - Çok büyük bir olaydır suyun toprağa kavuşturulması. Bugün 2 milyon dekar arazi sulanıyor ve Urfa'ya sadece ondan dolayı gelen yıllık gelir 500 milyon dolardır. Urfa'da Çankaya'da satılan bir ev parasına ev satılıyor. Bu garip Urfa'ya, nereden geliyor bu paralar. 17 milyon dekar araziyi sulayacak. Bunun 10 milyon dekarı Urfa'dadır. Bu bizim için çok büyük bir şans. Daha 8 milyon dekar sulanacak. Bu su boşuna akmıyor. Benim göz yaşlarımda boşuna değildi. Ben hiçbir zaman siyasi hayatım boyunca bunu yaptım demeyi sevmedim. Allahın verdiği aklı kullandık uygun koşullar da vardı ve GAP projesi hayata geçti - demişti. Türkiye'de en uzun piste sahip GAP Hava Limanımızın yapımında da emeği inkar edilemez. Sigorta Hastahanesi (şimdiki Balıklıgöl Hastahanesi), Köy Hizmetleri (YSE) ve Urfa’da Bölge olarak hizmet vermesi de Necmi amcanın sayesindedir. Harran Üniversitesinin ilk kuruluşunda, Su Arıtma Tesislerinin yapımında Suudi’den alınan hibe kredi yine Necmi amcanın o dönem Hükümet olarak kefil olmasıyla gelmiş ve inşa edilmiştir. Daha anlatılacak çok şeyler vardır mutlaka. Ancak Necmi amcanın kendisinin de dediği gibi, siyasi hayatı boyunca ‘bunu yaptım’ dediğini duymadık. Akçakale yolu üzerinde Çiftçi Eğitim Merkezine ismi verilmişti ancak son yıllarda o da kaldırıldı sanırım. Peki, Necmettin Cevheri amcanın ismi neden adına layık bir tesise verilmiyor?”

 

Şehir Stadımızın yanındaki Kapalı Spor Salonuna da ismi verilemez mi?

Yine, duayen gazetecilerimizden Mehmet Salih İlhan da, yıllarca Necmettin Cevheri ile birlikte çalıştıklarını, basın işleriyle de ilgilendiğini belirterek, “Sayın Necmettin Cevheri’nin siyasi hayatında Şanlıurfa’ya, Şanlıurfalılara fikir, zikir ayrımı yapmadan yaptığı hizmetler çoktur. Ancak kendisi hiçbir zaman kendi yaptıklarını bile ‘Ben yaptım’ demez ve söylenmesini de istemezdi. Sayın Necmettin Cevheri’nin ismi şehrimizde adına layık bir tesise mutlaka verilmeli. Vefa gösterilmelidir. Mesela ilk yapıldığında GAP, daha sonra eski stadın yıkılmasından sonra 11 Nisan ismi verilen Şehir Stadımızın yanındaki Kapalı Spor Salonuna da verilemez miydi. Yada, Valilik veya Belediyelerimizin Urfa’mızda yapılan büyük bir tesise, okula vs bir tesise verilmelidir. Tabi sadece Necmeddin Cevheri yada Mehmet Salih Önen için değil, Urfa’mızda yetişen memleketimize ve ülkemize hizmet etmiş bütün değerlerimize vefa gösterip isimlerini adlarına layık tesislere vererek yaşatmalıyız diye düşünüyoruz” dedi.

 

Vefanın gereğindendir ki, insan sevdiği arkadaşının dostlarını, akrabalarını da sevip haklarını gözetmelidir. Çünkü insan, yakınlarına gösterilen ilgiye daha çok memnun olur. Sevgi, sevgilinin her şeyini, ona yakından uzaktan ilgili olan her şeyi sevgili kılar.

Vefa demek, gerek hayatta iken ve gerekse öldükten sonra sevgi ve ilgiyi devam ettirmek demektir. Ölen bir kimseye az bir vefa göstermek, hayatta yapılan çok iyiliklerden daha makbuldür. Çünkü insan, hayattaki arkadaşına bir iyilik edince, belki bir karşılık bekleyebilir. Öldükten sonra yapılacak iyiliğe riya karışması zor olur. Ölüler için dua ve istiğfar edilir. Yapılan iyiliklerin sevabı bağışlanır. Hayattaki akrabalarına, dostlarına iyilik edilir. Peygamber efendimiz, ihtiyar bir kadına ikramda bulundu. Sebebini soranlara, “Bu kadın, Hatice hayatta iken bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir” buyurdu.

 

Artık Urfalının terazisi Urfalıyı hafif değil, ağır tartmalı. Değerini, kıymetini bilmelidir. Nasıl ki, Hazreti İbrahim Peygamberin atıldığı ateşe, “Serin ve selamet ol” emrini vererek yakmadığı gibi, bizleri de cehennem ateşinden muhafaza eylesin. Nemrud’un torunları olarak değil, Peygamber torunları olarak anılmamızı nasib eylesin. 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.