Memur-Sen Şanlıurfa İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, 2022 yılına dair beklentilerini açıkladı.
Zam taleplerini yine dile getiren Coşkun, şunları kaydetti:“Malum olduğu üzere, ağustos ayı içerisinde Memur-Sen Genel Merkezimizin gerçekleştirmiş olduğu 6. Dönem Toplu Sözleşmede elde edilen kazanımları, Eylül ayında başlayan finansal dalgalanmalarla birlikte yürürlüğe girmeden erittiğini kamuoyu ile paylaşıp, Kasım ayından itibaren de memur ve memur emeklisinin gelir kaybının giderilmesi için “Ek Zam Protokolü” talebimizi en üst perdeden dile getirmeye başladık.
Aslında emek örgütleri açısından verimli bir yıl geçirmekteydik. Pandemi sürecinde yaşanan kapanmalara rağmen, birçok konuda, paradigmal çalışmalara imza attık… Değişen ve dönüşün dünyada emek örgütlerinin daha fazla inisiyatif alabileceği sistem arayışları ile birlikte, özellikle neoliberal sistemin maliyet hanesine yazdığı emek kavramını özneleştirme girişimimiz bu sene en üst seviyeye çıktı ve bu doğrultuda Genel Merkezimiz birçok toplantı, panel düzenlerken, İstanbul Sözleşmesi, göç, terör gibi konularda raporlar hazırlandı, kamuoyuyla paylaşıldı.
Nihayet Ağustos ayı içinde de başta “3600 Ek Gösterge ve Sözleşmelilik” gibi kronik sorunları masanın konusu yaparak çözüm yolunu açan, mali ve sosyal haklarda da önemli kazanımlar elde ettiğimiz 6. Dönem Toplu Sözleşme sürecine Genel Merkezimiz imza attı.
EK ZAM TALEBİ
Eylül ayında başlayan finansal kriz, ister istemez bizi bir ek protokole zorladı. Süreç için gerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleriyle Genel Merkezimiz yoğun görüşmeler sürdürerek hem kamu görevlilerinin yaşadığı gelir kaybını dile getirdi hem de çözüm konusunda önerilerimizi sıraladılar. KPDK toplantısında da bu sürecin nasıl işletilmesi konusunda fikirlerini paylaştılar.
20 Aralıkta, hükümetin aldığı tedbirlerle döviz kurunda görece bir istikrar kavuşmuş gibi görünüyor. Bizler bu noktada Ekonomik Bağımsızlık Savaşı olarak kodlanan ekonomik mücadeleyi desteklediğimizi, bununla birlikte, programın başarıya ulaşabilmesi için emek kesiminin güçlendirilmesi adına adımların atılması gerektiğinin altını çizdik ve bu noktada mücadele kararlılığımızı ortaya koyduk. 2022 yılında da bu kararlılığımızı sürdüreceğiz. 3600 ve Sözleşmelilik konularda dersimizi çalıştık, inşallah hükümetle müzakerelerle kronikleşmiş bu sorunların çözülmesini sağlayacağız.
MEMUR-SEN ailesi olarak bizim gayemiz bellidir… Biz, ülkemizin dünyanın içinden geçtiği anafordan güçlenerek çıkmasını istiyoruz. Bizler, ülkemizin yapısal sorunlarının bir an önce halledilip, küresel borç batağında boğulan ülkelerin aksine, finansal dalgalanmalardan etkilenmeden, üretime dayalı, istikrara kavuşmuş bir ekonomik modelle, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmasını istiyoruz.
Söz konusu modelin oluşması ve hatta sürdürülebilir olması için; emeğin değerinin hem nitelik hem de nicelik bakımından yükseltildiği adil bölüşüm mantığına ihtiyaç vardır. Bu noktada hizmet üretimi yapan kamu görevlilerinin hem alım gücünün yükseltilmesi hem de sosyal haklarının genişletilmesi önem arz etmektedir. Onun için diyoruz ki, adil bölüşüm sağlansın, Türkiye güçlensin…”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Memur-Sen'den 2022'de Ek Zam Talebi
null
Memur-Sen Şanlıurfa İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, 2022 yılına dair beklentilerini açıkladı.
Zam taleplerini yine dile getiren Coşkun, şunları kaydetti:“Malum olduğu üzere, ağustos ayı içerisinde Memur-Sen Genel Merkezimizin gerçekleştirmiş olduğu 6. Dönem Toplu Sözleşmede elde edilen kazanımları, Eylül ayında başlayan finansal dalgalanmalarla birlikte yürürlüğe girmeden erittiğini kamuoyu ile paylaşıp, Kasım ayından itibaren de memur ve memur emeklisinin gelir kaybının giderilmesi için “Ek Zam Protokolü” talebimizi en üst perdeden dile getirmeye başladık.
Aslında emek örgütleri açısından verimli bir yıl geçirmekteydik. Pandemi sürecinde yaşanan kapanmalara rağmen, birçok konuda, paradigmal çalışmalara imza attık… Değişen ve dönüşün dünyada emek örgütlerinin daha fazla inisiyatif alabileceği sistem arayışları ile birlikte, özellikle neoliberal sistemin maliyet hanesine yazdığı emek kavramını özneleştirme girişimimiz bu sene en üst seviyeye çıktı ve bu doğrultuda Genel Merkezimiz birçok toplantı, panel düzenlerken, İstanbul Sözleşmesi, göç, terör gibi konularda raporlar hazırlandı, kamuoyuyla paylaşıldı.
Nihayet Ağustos ayı içinde de başta “3600 Ek Gösterge ve Sözleşmelilik” gibi kronik sorunları masanın konusu yaparak çözüm yolunu açan, mali ve sosyal haklarda da önemli kazanımlar elde ettiğimiz 6. Dönem Toplu Sözleşme sürecine Genel Merkezimiz imza attı.
EK ZAM TALEBİ
Eylül ayında başlayan finansal kriz, ister istemez bizi bir ek protokole zorladı. Süreç için gerek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleriyle Genel Merkezimiz yoğun görüşmeler sürdürerek hem kamu görevlilerinin yaşadığı gelir kaybını dile getirdi hem de çözüm konusunda önerilerimizi sıraladılar. KPDK toplantısında da bu sürecin nasıl işletilmesi konusunda fikirlerini paylaştılar.
20 Aralıkta, hükümetin aldığı tedbirlerle döviz kurunda görece bir istikrar kavuşmuş gibi görünüyor. Bizler bu noktada Ekonomik Bağımsızlık Savaşı olarak kodlanan ekonomik mücadeleyi desteklediğimizi, bununla birlikte, programın başarıya ulaşabilmesi için emek kesiminin güçlendirilmesi adına adımların atılması gerektiğinin altını çizdik ve bu noktada mücadele kararlılığımızı ortaya koyduk. 2022 yılında da bu kararlılığımızı sürdüreceğiz. 3600 ve Sözleşmelilik konularda dersimizi çalıştık, inşallah hükümetle müzakerelerle kronikleşmiş bu sorunların çözülmesini sağlayacağız.
MEMUR-SEN ailesi olarak bizim gayemiz bellidir… Biz, ülkemizin dünyanın içinden geçtiği anafordan güçlenerek çıkmasını istiyoruz. Bizler, ülkemizin yapısal sorunlarının bir an önce halledilip, küresel borç batağında boğulan ülkelerin aksine, finansal dalgalanmalardan etkilenmeden, üretime dayalı, istikrara kavuşmuş bir ekonomik modelle, gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmasını istiyoruz.
Söz konusu modelin oluşması ve hatta sürdürülebilir olması için; emeğin değerinin hem nitelik hem de nicelik bakımından yükseltildiği adil bölüşüm mantığına ihtiyaç vardır. Bu noktada hizmet üretimi yapan kamu görevlilerinin hem alım gücünün yükseltilmesi hem de sosyal haklarının genişletilmesi önem arz etmektedir. Onun için diyoruz ki, adil bölüşüm sağlansın, Türkiye güçlensin…”
En Çok Okunan Haberler