Şanlıurfa Barosu 2019 yılında kendi bünyesinde kurulan İnsan Hakları Komisyonunu lağvetti.
Urfa Barosu, kendi yönetime bağlı komisyonlardan biri olan İnsan Hakları Komisyonu lağvetti. Konuya gerekçe gösterilmediğini ve olayın nedenini yaklaşan baro başkanlığı seçimleri olduğunu ifade eden bir grup avukat baro binası önünde açıklama yaptı.
İnsan Hakları komisyonu başkanı Mehmet Ali Aslan tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Baroların insan hak ve ihlallerini takip etmek hukukun yanında yer almak görevi merkez ve komisyonlar aracılığı ile gerçekleştirilir. Avukatlık kanunu ve mevzuatta açıkça düzenlendiği üzere sorumluluk ve görev alanına giren cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerine ilişkin merkez üyelerimize görevlendirme talep edilmiştir. Görev almak isteyen arkadaşlarımızdan bazıları ile kişisel husumetini gerekçe göstererek bu konuda görevlendirme çıkarmayacağını beyan eden İnsan Hakları Merkezi Koordinatörüne karar verme yetkisinin kendisinde olmadığı hatırlatılmış ve taleplerin yönetim kuruluna iletilmesi istenmiştir.
Baro yönetimince Furkan Vakfı'na ilişkin yazılan basın metninde yer alan "camide bulunan vatandaşlara terör örgütü mensubu gibi müdahale edilip gözaltına alınması toplum vicdanını ciddi anlamda yaralamıştır" ibaresinin işkenceyi meşru kıldığı, müdahalenin suça göre değişkenlik gösteremeyeceği sebepleriyle biz merkez üyelerince kaldırılması istenmiş ancak bu talep reddedilmiştir.
Şanlıurfa Barosu Yönetim kurulu 03/06/2021 tarihli toplantıda taleplerimizi değerlendirilmeden hukuktan uzak ve mevzuata açıkça aykırı düşen alelacele ve gerekçesiz bir kararla reddettikleri gibi merkez başkanını, başkan yardımcısını ve sekreteri görevden alıp İnsan Hakları Merkezini lağvetmişlerdir.
Görevden alınma ile ilgili herhangi bir gerekçe sunmayan Şanlıurfa Barosu yönetim kurulu üyeleri basına vermiş oldukları demeçte “ bölgede hak ihlallerinin fazla olması ve iyi takip edilmesi, daha verimli olunması için böyle bir karar alındığını” beyan etmişlerse de, ne tuhaftır ki insan hakları merkezi üyelerine cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerini araştırmak için görevlendirme çıkarılması yönünde Yönetimin Kurulundan talepte bulunmasına rağmen bu talep gerekçe gösterilmeden bir sonraki toplantıya ertelenmiştir. Bununla birlikte günlerdir Şanlıurfa Adliyesi önünde adalet nöbeti tutan, eşi ve oğulları vahşice katledilen Şenyaşar ailesinin suç teşkil eden herhangi bir eylemlerinin olmamasına rağmen göz altına alınmaları nedeniyle, adalet arayışının yanında durmak için merkez üyeleri tarafından hazırlanan metin de kabul görmemiş ve yayınlanmamıştır. Merkezin taleplerini sonuca bağlamak yerine, avukatlık kanuna dayanarak her zaman hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak için etkin bir rol taşıyan İnsan Hakları Merkezini lağvetmek amacıyla merkezin yönetimini usul ve yasaya aykırı bir şekilde görevden almayı tercih etmişlerdir. Böylece bölgede yaşanan hak ihlallerine ne derece duyarlı olduklarını da göstermişlerdir.
Her zaman hukuk mücadelesi veren insan hak ve özgürlüklerinin yanında yer alan İnsan Hakları Merkezini lağvetmeye yönelik ; baroyu kendi özel şirketi zannedenler tarafından tepeden inme, hukuktan uzak ,kişisel hırs ve çıkarlarla alınan bu kararın yok hükmünde olduğunu vurgulamak istiyoruz. Seçimle göreve gelen arkadaşlarımızın görevden alınması veya görevlerinin durdurulmasına ilişkin usul ve yasada belirtilen şartlar aranmadan hukuka ve mevzuata aykırı, baro seçimleri kaygısı ile alınan bu karar tarihe bir utanç olarak geçecektir. Yıllardır avukatlık mesleği icra etmekte olan Baro Yönetim Kurulu üyelerinin hukuku ve vicdanı yaralayarak, görevlerini kötüye kullanarak seçim kaygısıyla aldıkları bu akıl almaz kararlarından bir an önce dönmelerini talep ediyoruz.
Baroyu bir şirket sananlara hatırlatmak isteriz ki baro bir kamu kurumudur, kişisel hırslar için keyfi ve hukuksuz kararlar alınamaz. Baronun bir hukuk kurumu olduğunu ve kimsenin çıkarına alet edilmesine, hırslarına kurban edilmesine göz yummayacağımızı belirtmek isteriz. Biz İnsan Hakları Merkezi olarak her zaman olduğu gibi şimdi de hukukun üstünlüğü savunup insan haklarının yanında yer almaya devam edeceğiz. Kararda ısrar edilmesi halinde sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hem kurdular,hem kapattılar !
Şanlıurfa Barosu 2019 yılında kendi bünyesinde kurulan İnsan Hakları Komisyonunu lağvetti.
Urfa Barosu, kendi yönetime bağlı komisyonlardan biri olan İnsan Hakları Komisyonu lağvetti. Konuya gerekçe gösterilmediğini ve olayın nedenini yaklaşan baro başkanlığı seçimleri olduğunu ifade eden bir grup avukat baro binası önünde açıklama yaptı.
İnsan Hakları komisyonu başkanı Mehmet Ali Aslan tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Baroların insan hak ve ihlallerini takip etmek hukukun yanında yer almak görevi merkez ve komisyonlar aracılığı ile gerçekleştirilir. Avukatlık kanunu ve mevzuatta açıkça düzenlendiği üzere sorumluluk ve görev alanına giren cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerine ilişkin merkez üyelerimize görevlendirme talep edilmiştir. Görev almak isteyen arkadaşlarımızdan bazıları ile kişisel husumetini gerekçe göstererek bu konuda görevlendirme çıkarmayacağını beyan eden İnsan Hakları Merkezi Koordinatörüne karar verme yetkisinin kendisinde olmadığı hatırlatılmış ve taleplerin yönetim kuruluna iletilmesi istenmiştir.
Baro yönetimince Furkan Vakfı'na ilişkin yazılan basın metninde yer alan "camide bulunan vatandaşlara terör örgütü mensubu gibi müdahale edilip gözaltına alınması toplum vicdanını ciddi anlamda yaralamıştır" ibaresinin işkenceyi meşru kıldığı, müdahalenin suça göre değişkenlik gösteremeyeceği sebepleriyle biz merkez üyelerince kaldırılması istenmiş ancak bu talep reddedilmiştir.
Şanlıurfa Barosu Yönetim kurulu 03/06/2021 tarihli toplantıda taleplerimizi değerlendirilmeden hukuktan uzak ve mevzuata açıkça aykırı düşen alelacele ve gerekçesiz bir kararla reddettikleri gibi merkez başkanını, başkan yardımcısını ve sekreteri görevden alıp İnsan Hakları Merkezini lağvetmişlerdir.
Görevden alınma ile ilgili herhangi bir gerekçe sunmayan Şanlıurfa Barosu yönetim kurulu üyeleri basına vermiş oldukları demeçte “ bölgede hak ihlallerinin fazla olması ve iyi takip edilmesi, daha verimli olunması için böyle bir karar alındığını” beyan etmişlerse de, ne tuhaftır ki insan hakları merkezi üyelerine cezaevlerinde yaşanan açlık grevlerini araştırmak için görevlendirme çıkarılması yönünde Yönetimin Kurulundan talepte bulunmasına rağmen bu talep gerekçe gösterilmeden bir sonraki toplantıya ertelenmiştir. Bununla birlikte günlerdir Şanlıurfa Adliyesi önünde adalet nöbeti tutan, eşi ve oğulları vahşice katledilen Şenyaşar ailesinin suç teşkil eden herhangi bir eylemlerinin olmamasına rağmen göz altına alınmaları nedeniyle, adalet arayışının yanında durmak için merkez üyeleri tarafından hazırlanan metin de kabul görmemiş ve yayınlanmamıştır. Merkezin taleplerini sonuca bağlamak yerine, avukatlık kanuna dayanarak her zaman hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak için etkin bir rol taşıyan İnsan Hakları Merkezini lağvetmek amacıyla merkezin yönetimini usul ve yasaya aykırı bir şekilde görevden almayı tercih etmişlerdir. Böylece bölgede yaşanan hak ihlallerine ne derece duyarlı olduklarını da göstermişlerdir.
Her zaman hukuk mücadelesi veren insan hak ve özgürlüklerinin yanında yer alan İnsan Hakları Merkezini lağvetmeye yönelik ; baroyu kendi özel şirketi zannedenler tarafından tepeden inme, hukuktan uzak ,kişisel hırs ve çıkarlarla alınan bu kararın yok hükmünde olduğunu vurgulamak istiyoruz. Seçimle göreve gelen arkadaşlarımızın görevden alınması veya görevlerinin durdurulmasına ilişkin usul ve yasada belirtilen şartlar aranmadan hukuka ve mevzuata aykırı, baro seçimleri kaygısı ile alınan bu karar tarihe bir utanç olarak geçecektir. Yıllardır avukatlık mesleği icra etmekte olan Baro Yönetim Kurulu üyelerinin hukuku ve vicdanı yaralayarak, görevlerini kötüye kullanarak seçim kaygısıyla aldıkları bu akıl almaz kararlarından bir an önce dönmelerini talep ediyoruz.
Baroyu bir şirket sananlara hatırlatmak isteriz ki baro bir kamu kurumudur, kişisel hırslar için keyfi ve hukuksuz kararlar alınamaz. Baronun bir hukuk kurumu olduğunu ve kimsenin çıkarına alet edilmesine, hırslarına kurban edilmesine göz yummayacağımızı belirtmek isteriz. Biz İnsan Hakları Merkezi olarak her zaman olduğu gibi şimdi de hukukun üstünlüğü savunup insan haklarının yanında yer almaya devam edeceğiz. Kararda ısrar edilmesi halinde sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.
En Çok Okunan Haberler