Hacılar, Diyanet’ten memnun kaldı

CELAL ÇİFTÇİ/ŞANLIURFA OLAY

Temmuz ayının başından itibaren hac vazifesini yerine getirmek için kutsal topraklara giden hacılar, yurda dönmeye başladı. Kutsal topraklarda hac vazifesini yerine getirdikten sonra kente dönen hacılar, evlerinde misafir ağırlamaya başladı. 84 Bin Türk hacının gittiği kutsal topraklarda, Diyanet İşleri Başkanlığının gerek otel anlamında gerekse de yemek anlamında yaptığı hizmetler takdire şayan görüldü. Hatta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın takdire şayan çalışmaları birçok ülke tarafından örnek alındı. Ancak bazı yayın organlarında, yemek hizmeti ve otelde ağırlama yönünden Diyanet İşleri Başkanlığı karalanmaya başlandı. Buna Türk hacılar tepki gösterdi. Kutsal topraklarda sunulan çeşit çeşit yemeklerin evlerinde bile yiyemediklerini vurgulayan hacılar, “Bu haberler asparagas haberlerdir, bunlara kimse inanmasın” dediler.

Bağmancı: “Diğer ülkeler Diyanet’i örnek alıyor”

Kutsal topraklarda Hacı olarak kente dönen Süleyman Bağmancı, “Diyanetin yaptığı hac organizasyonu dünyada nadir yapılan hac organizasyonlarından biridir. Mesele diğer ülkeler, Diyanet organizasyonunu örnek alarak kendi memleketlerinde uygulamak için kendi adamlarını kutsal topraklara gönderiyorlar. Diyanet’in yaptığı organizasyon çok güzel oluyor. Ben de bu yıl Hacca gittim, şahit olduğum olay; Diyanet’in yaptığı hac organizasyonu takdire şayandır. Medyada çıkan haberler asparagas haberlerdir, hiçbir gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Bağmancı, konuşmasında şunları kaydetti;

“O kadar şirket ve otellerin yemeklerini gördüm, onları beğenmedim. Diyanetten ben kendim oda kiraladım,  gerek yemeklerini gerek organizasyonu ve servis olanakları süper. Diğer şirketlerin organizasyonları Diyanet’in gölgesine dahi yetişmez. Diyanet’in borazanlığını yapmıyorum, Hac ve Umre organizasyonlarında Diyanet süper hizmet veriyor. Bu yapılan haberlere kimse inanmasın, Müslümanları ve Diyanet’i zora sokmak için yapılan haberlerdir. Diyanet, sabah kahvaltısında 4-5 çeşit yiyecek veriyor, öğle zamanı kumanya veriliyor ve akşam yemeği de veriliyor, burada çıkan yemekleri evimizde yiyemiyoruz. Yiğidi öldür ama hakkını yeme.”