Çoğunluğunun yakından tanıdığı ve zaman zaman faydalandığı Dede Dindarla eski “Çete bayramları” 11 Nisan kurtuluş bayramlarına ilişkin sohbet ettik...
Haber Giriş Tarihi: 11.04.2018 08:59
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
HAZIRLAYAN:SADIK ALİCAN
1940 Urfa doğumlu Dede Dindar çıraklıktan yetişme bir Culhacı ( Dokumacı ) ve sırasıyla ilkokul, ortaokul ve akşam sanat okulu mezunu. İstanbul gazetesi umumi kültür sanat tarihi sertifikası almış.1970 li yıllarda Ankara Bahçelievler halkevlerinde Tanburi Ertan Sayan ve Tevfik Soyata yönetimindeki TSM ( Türk Sanat Müziği ) icra fasıllarında devam etmiş.
1975 yılında Toprak Reformunda danışmanlık görevine başlamış.
1995 yılında ŞURKAV ( Şanlıurfa Kültür ve Araştırma Vakfı ) idaresine geçmiş.
Çalıştığı kurum ve kuruluşlarda yöneticiler tarafından begenilen ve aranılan bir isim olarak birçok takdirname ve teşekkür belgesi almış.
Emekliliğinden sonra Halil-ür Rahman da (Balıklıgöl) gönüllü kültür elçiliği yaparak gelen misafirlere Şanlıurfa’yı anlatıp tanıtmaya çalışmış, daha sonra Şanlıurfa Gümrük hanında hem vakit geçirmek hem de eski eşyalara olan ilgisinden dolayı küçük bir tezgâh açmış.
Urfa kültürüne tarihine sanatına dair birçok yazısı çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış.
Urfa da yazarçizer sanat camiasının ve Gümrük hanı müdavimlerinin. Çoğunluğunun yakından tanıdığı ve zaman zaman faydalandığı Dede Dindarla eski “Çete bayramları” 11 Nisan kurtuluş bayramlarına ilişkin sohbet ettik...
1980’li 1990’lı yıllarda ki çete bayramlarını hatırlıyorum;
Ailesinden 11 Nisan kurtuluşunda Şehit olanlar, gazisi olanların çoğunluğunu oluşturduğu kişiler 11 Nisandan en az bir hafta önce Eyyübiye de Gâvur Abdoyun kahvesinin önünde toplanır mahallenin gençleriyle birlikte davullar zurnalar eşliğinde eğlenilir ve bayramın yapılacağı alana gidilir provalar yapılırdı. 11 Nisan günü de sırmalı abalar aynalı yelekler, şalvarlar puşiler igallar giyilir takılır byüyük bir heyecanla alana gidilir ve çete savaşı olarak adlandırdığımız bayram yaşanırdı.
Bu arada ilçelerden köylerden mahallelerden kamyonlara traktörlere at arabalarıyla kadın erkek çoluk çocuk alana gelir bayramı seyrederdi. Bunların yanın sıra Gaziantep’ten Kahraman Maraş’tan Urfa’ya şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları da gelerek bu heyecanı Urfalılarla birlikte yaşarlardı.
2000’li yılların başında Türkiye genelinde kurtuluş bayramı etkinlikleri bildiğimiz yaşadığımız ve yaşattığımız şekliyle yasaklandı. Sadece salon programları ve resmi protokol kutlamalarıyla geçiyor.
Dede Dindar 11 Nisan 2013 te bir gazete de yazdığı yazısında Şehitlik Çamlık ta 1950-1965 seneleri arasında kutlanan çete bayramlarını yazmış, bizde o yazıdan yola çıkarak o eski çete bayramlarını tekrar kendisiyle yâd ettik;
“1950-1965 seneleri arasında Şehitlik Çamlık ta 11 Nisan çete bayramları kutlanır kurtuluş bayramı yapılırdı. Dört tarafı tamamen çamlıktı ve Topçu meydanına kadar bu çamlık devam ederdi. İçinde hiçbir yol ve yapı yoktu ayrıca çok sakindi. Topçu meydanı çardağının sırasında statlarda ki gibi tribün yapılır, erkân buraya oturarak bayram kutlamalarını çete savaşını izlerdi. 11 Nisan’a bir hafta kala Eyyübiye, Harrankapısı, Kamberiye, Şehbenderiye mahalleleri Milli çete grupları oluştururlar, çarşı esnafı birer kamyon kiralar tezgâhlarını monte ederler, ahali izlemeye gelir Topçu meydanından hastaneye kadar dizilirler, aşiretlerden birer grup süvari, İpek yolu tarafından Ali efendinin bağına kadar gelirler yerlerini alırlardı. Fransız bayrağı, şehitler abidesine çekilir, çete rolündeki Mehmetçiklerle beraber milis kuvvetleri temsil eden Urfalılar, çam ağaçlarını siper alırlar Türk bayrağı altında ki çete reisi düşmanı gözetler, Topçu meydanında temsili top atışıyla çete savaşı başlardı. Çete reisinin, ‘vurun Urfalılar namus günüdür’ komutuyla askerler yavaş yavaş ilerlemeye başlar ve savaş kızışırdı. Çeteler çamlığın yarısına varınca temsili Fransızlar beyaz bayrak çekerek anlaşmaya varmaya çalışırlardı. Fransızlar gelen Türk elçileriyle anlaşma yapmak bahanesiyle konuşmaya çalışır, sundukları şartları kabul etmeyen Urfalılar geri dönerken, arkalarından ateş ederek elçileri vururlar ve bunu gören Urfalılar hep beraber hücuma geçerek Allah Allah nidalarıyla saldırırlar bu manzarayı gören aşiretlerin süvarileri de hücuma katılarak Topçu meydanına dörtnala girerler, hep beraber savaşırlar Fransız komutan Saco vurulur ve Fransız askerleri esir alınarak savaşı çeteler kazanmış olurdu. Kadınların zılgıtları erkeklerin tezahüratları eşliğinde Fransız bayrağı indirilir ve Şanlı Türk bayrağımız göndere çekilirdi. Bundan sonra geçit merasimi başlardı. Belediye bandosu eşliğinde M Hulusi Kılıçaslan hoca’nın kurtuluş marşı çalınır ve muzaffer çete reisi önde bayraktar ve çeteler arkasında, orta da esir düşman askerleri, Eyyübiye, Harrankapı, Kamberiye ve Şehbenderiye mahalleleri milis kuvvetleri geçerler sonra da aşiretlerden gelen süvari birlikleri bölük bölük geçerlerdi. Daha sonra okullar, esnaf ve sanatkâr kamyonları en arkadan gelmeye başlarlardı. Demirciler demir döverek, Bakırcılar bakır işleyerek, Marangozlar tahta keserek, Dokumacılar çıkrık çevirerek, Taşçılar taş yontarak, Terziler dikiş dikerek, Kazzazlar sırma işleyerek, Dabbağlar deri tavlayarak, Keçeciler keçe göğüsleyerek, Köşkerler postal dikerek, geçit töreninden geçerler ve çete bayramı gün ve gece boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanır akşamda fener alayıyla kutlamalar biterdi.”
Cülhacı Gazi Halil Dindar, kardeşi Mehmet ile Ankara Haymana’da Yunanlılara karşı, İstiklal savaşına Topçu Onbaşı olarak katılmış, Gazi olmuş ve sonrasında Gazi madalyası almıştır. Kardeşi Mehmet ise, şehit olmuştur.
Büyük kardeşi Şeyh Ahmet, Yemen savaşında İngilizlere esir düşmüş, 8 yıl aradan sonra serbest kalıp geri dönmüştür.
Babaları Müslüm oğlu Hacı Dede Efendi, Hicaz’da askerlik yapmış, 6 sene sonra terhis olmuş evine dönmüştür.
Amcaları Müslüm oğlu Mustafa, Çanakkale Savaşında 57. Alay’da şehit olmuştur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dede Dindar’ın dilinden Çete Bayramları
Çoğunluğunun yakından tanıdığı ve zaman zaman faydalandığı Dede Dindarla eski “Çete bayramları” 11 Nisan kurtuluş bayramlarına ilişkin sohbet ettik...
HAZIRLAYAN:SADIK ALİCAN
1940 Urfa doğumlu Dede Dindar çıraklıktan yetişme bir Culhacı ( Dokumacı ) ve sırasıyla ilkokul, ortaokul ve akşam sanat okulu mezunu. İstanbul gazetesi umumi kültür sanat tarihi sertifikası almış.1970 li yıllarda Ankara Bahçelievler halkevlerinde Tanburi Ertan Sayan ve Tevfik Soyata yönetimindeki TSM ( Türk Sanat Müziği ) icra fasıllarında devam etmiş.
1975 yılında Toprak Reformunda danışmanlık görevine başlamış.
1995 yılında ŞURKAV ( Şanlıurfa Kültür ve Araştırma Vakfı ) idaresine geçmiş.
Çalıştığı kurum ve kuruluşlarda yöneticiler tarafından begenilen ve aranılan bir isim olarak birçok takdirname ve teşekkür belgesi almış.
Emekliliğinden sonra Halil-ür Rahman da (Balıklıgöl) gönüllü kültür elçiliği yaparak gelen misafirlere Şanlıurfa’yı anlatıp tanıtmaya çalışmış, daha sonra Şanlıurfa Gümrük hanında hem vakit geçirmek hem de eski eşyalara olan ilgisinden dolayı küçük bir tezgâh açmış.
Urfa kültürüne tarihine sanatına dair birçok yazısı çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış.
Urfa da yazarçizer sanat camiasının ve Gümrük hanı müdavimlerinin. Çoğunluğunun yakından tanıdığı ve zaman zaman faydalandığı Dede Dindarla eski “Çete bayramları” 11 Nisan kurtuluş bayramlarına ilişkin sohbet ettik...
1980’li 1990’lı yıllarda ki çete bayramlarını hatırlıyorum;
Ailesinden 11 Nisan kurtuluşunda Şehit olanlar, gazisi olanların çoğunluğunu oluşturduğu kişiler 11 Nisandan en az bir hafta önce Eyyübiye de Gâvur Abdoyun kahvesinin önünde toplanır mahallenin gençleriyle birlikte davullar zurnalar eşliğinde eğlenilir ve bayramın yapılacağı alana gidilir provalar yapılırdı. 11 Nisan günü de sırmalı abalar aynalı yelekler, şalvarlar puşiler igallar giyilir takılır byüyük bir heyecanla alana gidilir ve çete savaşı olarak adlandırdığımız bayram yaşanırdı.
Bu arada ilçelerden köylerden mahallelerden kamyonlara traktörlere at arabalarıyla kadın erkek çoluk çocuk alana gelir bayramı seyrederdi. Bunların yanın sıra Gaziantep’ten Kahraman Maraş’tan Urfa’ya şehit yakınları, gazi ve gazi yakınları da gelerek bu heyecanı Urfalılarla birlikte yaşarlardı.
2000’li yılların başında Türkiye genelinde kurtuluş bayramı etkinlikleri bildiğimiz yaşadığımız ve yaşattığımız şekliyle yasaklandı. Sadece salon programları ve resmi protokol kutlamalarıyla geçiyor.
Dede Dindar 11 Nisan 2013 te bir gazete de yazdığı yazısında Şehitlik Çamlık ta 1950-1965 seneleri arasında kutlanan çete bayramlarını yazmış, bizde o yazıdan yola çıkarak o eski çete bayramlarını tekrar kendisiyle yâd ettik;
“1950-1965 seneleri arasında Şehitlik Çamlık ta 11 Nisan çete bayramları kutlanır kurtuluş bayramı yapılırdı. Dört tarafı tamamen çamlıktı ve Topçu meydanına kadar bu çamlık devam ederdi. İçinde hiçbir yol ve yapı yoktu ayrıca çok sakindi. Topçu meydanı çardağının sırasında statlarda ki gibi tribün yapılır, erkân buraya oturarak bayram kutlamalarını çete savaşını izlerdi. 11 Nisan’a bir hafta kala Eyyübiye, Harrankapısı, Kamberiye, Şehbenderiye mahalleleri Milli çete grupları oluştururlar, çarşı esnafı birer kamyon kiralar tezgâhlarını monte ederler, ahali izlemeye gelir Topçu meydanından hastaneye kadar dizilirler, aşiretlerden birer grup süvari, İpek yolu tarafından Ali efendinin bağına kadar gelirler yerlerini alırlardı. Fransız bayrağı, şehitler abidesine çekilir, çete rolündeki Mehmetçiklerle beraber milis kuvvetleri temsil eden Urfalılar, çam ağaçlarını siper alırlar Türk bayrağı altında ki çete reisi düşmanı gözetler, Topçu meydanında temsili top atışıyla çete savaşı başlardı. Çete reisinin, ‘vurun Urfalılar namus günüdür’ komutuyla askerler yavaş yavaş ilerlemeye başlar ve savaş kızışırdı. Çeteler çamlığın yarısına varınca temsili Fransızlar beyaz bayrak çekerek anlaşmaya varmaya çalışırlardı. Fransızlar gelen Türk elçileriyle anlaşma yapmak bahanesiyle konuşmaya çalışır, sundukları şartları kabul etmeyen Urfalılar geri dönerken, arkalarından ateş ederek elçileri vururlar ve bunu gören Urfalılar hep beraber hücuma geçerek Allah Allah nidalarıyla saldırırlar bu manzarayı gören aşiretlerin süvarileri de hücuma katılarak Topçu meydanına dörtnala girerler, hep beraber savaşırlar Fransız komutan Saco vurulur ve Fransız askerleri esir alınarak savaşı çeteler kazanmış olurdu. Kadınların zılgıtları erkeklerin tezahüratları eşliğinde Fransız bayrağı indirilir ve Şanlı Türk bayrağımız göndere çekilirdi. Bundan sonra geçit merasimi başlardı. Belediye bandosu eşliğinde M Hulusi Kılıçaslan hoca’nın kurtuluş marşı çalınır ve muzaffer çete reisi önde bayraktar ve çeteler arkasında, orta da esir düşman askerleri, Eyyübiye, Harrankapı, Kamberiye ve Şehbenderiye mahalleleri milis kuvvetleri geçerler sonra da aşiretlerden gelen süvari birlikleri bölük bölük geçerlerdi. Daha sonra okullar, esnaf ve sanatkâr kamyonları en arkadan gelmeye başlarlardı. Demirciler demir döverek, Bakırcılar bakır işleyerek, Marangozlar tahta keserek, Dokumacılar çıkrık çevirerek, Taşçılar taş yontarak, Terziler dikiş dikerek, Kazzazlar sırma işleyerek, Dabbağlar deri tavlayarak, Keçeciler keçe göğüsleyerek, Köşkerler postal dikerek, geçit töreninden geçerler ve çete bayramı gün ve gece boyunca çeşitli etkinliklerle kutlanır akşamda fener alayıyla kutlamalar biterdi.”
Cülhacı Gazi Halil Dindar, kardeşi Mehmet ile Ankara Haymana’da Yunanlılara karşı, İstiklal savaşına Topçu Onbaşı olarak katılmış, Gazi olmuş ve sonrasında Gazi madalyası almıştır. Kardeşi Mehmet ise, şehit olmuştur.
Büyük kardeşi Şeyh Ahmet, Yemen savaşında İngilizlere esir düşmüş, 8 yıl aradan sonra serbest kalıp geri dönmüştür.
Babaları Müslüm oğlu Hacı Dede Efendi, Hicaz’da askerlik yapmış, 6 sene sonra terhis olmuş evine dönmüştür.
Amcaları Müslüm oğlu Mustafa, Çanakkale Savaşında 57. Alay’da şehit olmuştur.
En Çok Okunan Haberler